Lan hakikaten hiç takipçimiz yokmuş ya. Merhaba yine de kendime. Zorlu hayat peşinden sürüklüyor. Takıldım gidiyorum. vizeler, deneyler falan...
Değişmedim. Sadece biraz hüzünlüyüm bu aralar. Hasta olduğumu söylemeye gerek bile yok heralde.. Neyse. ders vakti. Görüşmek dileğiyle diyeyim bari..Selametle..
Hades;Geldik ve gidiyoruz; giderken arkamızda izler bırakıp,yanımızda hatıralar götürüyoruz. Hayat Denen Arkadaş;Ya onu boş ver de yaklaş az yanıma bak sana bir şey göstereceğim, hemen paltomun altında..
22 Kasım 2012 Perşembe
2 Eylül 2012 Pazar
Bir 'Şeyler' Oluyor...
Merhaba.Başlık doğru.Vallaha bir şeyler oluyor.Yani nasıl diyeyim bilemiyorum.Ama çocukluğumda beri yaptığım bir şeyi yapamıyorum; yazamıyorum... Olmuyor yani.İçimden gelmiyor.Ne fena bir durum anlatamam.Umarım bir geçiş dönemidir.Bu kadarcıktı evet ama durum bu.Hadi kaçtım...
27 Ağustos 2012 Pazartesi
Yine Yoruldum...
Selam tekrardan. Yine onlarca olay yaşayıp, birazcıkta gönül gezdirip geldim.Evet yine yoruldum.Ne yapsam yoruluyorum zaten ya neyse. Memleketime gittim.Orada ki tanıdıkların gönlünü falan aldım.Anlatayım efenim hemen...
Başta söyleyeyim; uzun bir süre ben kullandım arabayı.Lan ne kasıldım ya.Ama sorun olmadan vardık. Bayram trafiği işte; yolda kazalar vardı. Ne garip; torununu bekliyor insan mesela; ölüm haberi geliyor...Bayramda hemde. Acı verici aslında. Ama oluyor ne yaparsın. Mezarlıkların hepsini; tanımadığım mezarlıkları bile ziyaret ettim.Az da olsa milletle bayramlaştım.Kimse tanıyamadı lan, nasıl bozuldum...Şaka ya bozulmadım.Ben tanıyorum, onlar tanımıyor.Bende onları tanımam bir daha ki sefer.Böylece herkes mutlu olur. Arabayla gezdik falan.İyiydi.O sokakları adımlamak biraz olsun rahat kafayla düşünmemi sağladı.Tabi her zaman değil...
Şehit cenazesi varmış yakın bir ilçede.Oraya gittik. Annesi,kardeşleri, babası...e büyük bir acıydı. Göz yaşları; zor yürüye aile fertleri...Tam cenaze getirildiği zaman içim burkuldu.Bir garip oldum.Tam bir şeyler oluyordu ki...Gönderilen çelenklerde ki çiçekleri toplayan çocukları gördüm.Her şeyden habersiz ve masum.Hayat devam edecek dedim içimden.Öyle de olacak.Acılar unutulacak.Ölenleri yerini, yenileri dolduracak...Bu sistem böyle işliyor.Allah sabır versin arkada kalan tüm herkese...
Öyleydi işte.Her şeye rağmen mutlu kalabilmek dileğiyle dostlarım.Selametle.Esen kalın.Hades kaçar...
Başta söyleyeyim; uzun bir süre ben kullandım arabayı.Lan ne kasıldım ya.Ama sorun olmadan vardık. Bayram trafiği işte; yolda kazalar vardı. Ne garip; torununu bekliyor insan mesela; ölüm haberi geliyor...Bayramda hemde. Acı verici aslında. Ama oluyor ne yaparsın. Mezarlıkların hepsini; tanımadığım mezarlıkları bile ziyaret ettim.Az da olsa milletle bayramlaştım.Kimse tanıyamadı lan, nasıl bozuldum...Şaka ya bozulmadım.Ben tanıyorum, onlar tanımıyor.Bende onları tanımam bir daha ki sefer.Böylece herkes mutlu olur. Arabayla gezdik falan.İyiydi.O sokakları adımlamak biraz olsun rahat kafayla düşünmemi sağladı.Tabi her zaman değil...
Şehit cenazesi varmış yakın bir ilçede.Oraya gittik. Annesi,kardeşleri, babası...e büyük bir acıydı. Göz yaşları; zor yürüye aile fertleri...Tam cenaze getirildiği zaman içim burkuldu.Bir garip oldum.Tam bir şeyler oluyordu ki...Gönderilen çelenklerde ki çiçekleri toplayan çocukları gördüm.Her şeyden habersiz ve masum.Hayat devam edecek dedim içimden.Öyle de olacak.Acılar unutulacak.Ölenleri yerini, yenileri dolduracak...Bu sistem böyle işliyor.Allah sabır versin arkada kalan tüm herkese...
Öyleydi işte.Her şeye rağmen mutlu kalabilmek dileğiyle dostlarım.Selametle.Esen kalın.Hades kaçar...
12 Ağustos 2012 Pazar
Geldim Yine.
Yorucu bir işin daha sonuna geldim dostlarım.Bıraktım işi.Rahatladım.Ama hastayım.Neyse.İlacın dozunu iyice indirdim falan.İyimiyim?Değilim..
Bu günler yoğun geçiyor dostlar. İşten geldiğimde gece 2ydi.Şimdi 3 civarı.Bir saat oldu.Yarın ehliyet kursunun derslerine gideceğim.Site açıldı.Ona hikaye yazıyorum. Yoğunum yani kısaca. Yine insanlar yargılıyor, dalga geçiyor. Olduğunca takmamaya çalışıyorum. Önemsemeyen tavrımın yerini galiba biraz daha bencil bir tavır geliyor.Dur bakalım.Sigarayı bir pakete çıkarttım birde. Sefam olsun..
Kısa yazıyorum.ama yakında yine uzunca yazarım emin olun.Neyse.Ben kaçar.Bu arada www.korkutreni.com sitesinde korku hikayeleri yazan Hades Kharon isimli zat-ı muhterem benim.Hadi selametle.Esen kalın.
Bu günler yoğun geçiyor dostlar. İşten geldiğimde gece 2ydi.Şimdi 3 civarı.Bir saat oldu.Yarın ehliyet kursunun derslerine gideceğim.Site açıldı.Ona hikaye yazıyorum. Yoğunum yani kısaca. Yine insanlar yargılıyor, dalga geçiyor. Olduğunca takmamaya çalışıyorum. Önemsemeyen tavrımın yerini galiba biraz daha bencil bir tavır geliyor.Dur bakalım.Sigarayı bir pakete çıkarttım birde. Sefam olsun..
Kısa yazıyorum.ama yakında yine uzunca yazarım emin olun.Neyse.Ben kaçar.Bu arada www.korkutreni.com sitesinde korku hikayeleri yazan Hades Kharon isimli zat-ı muhterem benim.Hadi selametle.Esen kalın.
7 Ağustos 2012 Salı
İsteyipte Söyleyemediğim Çok Şey Var Benimde Yalın Abi..
Evet şarkı dinliyordum. Şiir yazma isteği geldi. Ama kuramadım. Bende buraya yazayım diyordum. Yalın'ı az dinliyorum. Ama dinleyince de yazma isteği geliyor. O isteğe ayak uyduruyorum gördüğünüz üzere. Bakalım bu sefer dökülebilecek mi kelimeler.
Zor dönemler atlatıyorum. Bugün hele iyice kötüydüm.Sebebini yine anlatmayacağım. Bende yazdım. Şimdi de yazıyorum.Ancak bunun rahatlatabilmesi aslında ne kadar acı. Göründüğüm gibi bir adam değilim. Belki yazmasam o zaman gerçek 'ben' ortaya çıkar.Bilemiyorum. Ne zaman çıkacaksa çıksın. Gerçek ben gecelerde eşlik ediyor bana zaten.
Yazamıyorum yok. Olmuyor. Depresif şeyler yazmam lazım benim.Korku hikayesi gibi...Siteyi açtık.Uğraşıyoruz dur bakalım.Neyse ben kaçar.
Zor dönemler atlatıyorum. Bugün hele iyice kötüydüm.Sebebini yine anlatmayacağım. Bende yazdım. Şimdi de yazıyorum.Ancak bunun rahatlatabilmesi aslında ne kadar acı. Göründüğüm gibi bir adam değilim. Belki yazmasam o zaman gerçek 'ben' ortaya çıkar.Bilemiyorum. Ne zaman çıkacaksa çıksın. Gerçek ben gecelerde eşlik ediyor bana zaten.
Yazamıyorum yok. Olmuyor. Depresif şeyler yazmam lazım benim.Korku hikayesi gibi...Siteyi açtık.Uğraşıyoruz dur bakalım.Neyse ben kaçar.
6 Ağustos 2012 Pazartesi
Yılmaz Erdoğan-Bu Bahar Aşka Hazır
Her yağış bir başka kalkışmaya gönüllü
Ve kim neye erse bu geçişte
Bir tomurcuk bir gözyaşı mutluluk işte
Her bahar arifesinde korkulu bir kimsesiz gecenin
Aklım elim yüreğim kirişte hep biraz korku biraz yalan telefon
seslerinde.....
Ya yine boş koridor islaklığıysa ve beton efesi
Bütün fakir çocukluklarda....
Ama herşey sırasını beklerken
Mukaddes bir kuytuda
Senden umut kesenin hüzün kesesinde bir yavru
Herhangi bir anne kadar kanguru
İşte bahar işte sevda işte tomurcuk bir bakıma
Ağzım mavi ıslaklığının uçurumunda
Rüyayla gerçeğin arasında
Hep iyinin aşkın tarafında
ve
Değmediğim yerin kalmayıncaya
Bu bahar sonsuza tomurcuklanmaya
Ben sana sen çatlak bir anadoluyu kucaklamaya
Bu bahar aşk için hazır
Hazır vazgeçmeye
adının bile baş harflerinden
Kayıtsız bir sarhoşluğun her gün erkenden sabah oluşundan
Her şeyi biraz şakalaştıran bakışından
Şakadan başka izahı olmayan bu kalp ağrısından
ve
bahanesi bir yürek bir et
bir bedenin içine girmek!
Hazır bu bahar
Akılsız! bir yeşermenin şahane hasadına
Hazır Nur topu bir yaşama sevincini kundaklamaya....
Unutma baharda çiçek olan
Meyvedir yaza....
Bu erik tanesi bu şakacı bahar çiçeği
Her dem taze kalsa...
İstedim bir yerden bulup yapıştırdım...Hadi selametle.
Ve kim neye erse bu geçişte
Bir tomurcuk bir gözyaşı mutluluk işte
Her bahar arifesinde korkulu bir kimsesiz gecenin
Aklım elim yüreğim kirişte hep biraz korku biraz yalan telefon
seslerinde.....
Ya yine boş koridor islaklığıysa ve beton efesi
Bütün fakir çocukluklarda....
Ama herşey sırasını beklerken
Mukaddes bir kuytuda
Senden umut kesenin hüzün kesesinde bir yavru
Herhangi bir anne kadar kanguru
İşte bahar işte sevda işte tomurcuk bir bakıma
Ağzım mavi ıslaklığının uçurumunda
Rüyayla gerçeğin arasında
Hep iyinin aşkın tarafında
ve
Değmediğim yerin kalmayıncaya
Bu bahar sonsuza tomurcuklanmaya
Ben sana sen çatlak bir anadoluyu kucaklamaya
Bu bahar aşk için hazır
Hazır vazgeçmeye
adının bile baş harflerinden
Kayıtsız bir sarhoşluğun her gün erkenden sabah oluşundan
Her şeyi biraz şakalaştıran bakışından
Şakadan başka izahı olmayan bu kalp ağrısından
ve
bahanesi bir yürek bir et
bir bedenin içine girmek!
Hazır bu bahar
Akılsız! bir yeşermenin şahane hasadına
Hazır Nur topu bir yaşama sevincini kundaklamaya....
Unutma baharda çiçek olan
Meyvedir yaza....
Bu erik tanesi bu şakacı bahar çiçeği
Her dem taze kalsa...
İstedim bir yerden bulup yapıştırdım...Hadi selametle.
28 Temmuz 2012 Cumartesi
Gece Akarken Benzer Bir Sabaha...
Merhaba tekrardan.Nasıl gidiyor hayatlar?B.k gibi değilmi...Benim de öyle.Yani kötü.Ne bileyim.Anlatacak çok şey var içimde.Ama dinleyecek,dinletebileceğim kimse yok.Ne yavan,ne basit bir hayat ve ne klişe bir durum....Bu hayatın verdikleriyle yetinememek....Hani garip bir durum.Mesela odan sıcak olur,camı acarsan üşürsün gibi.Galiba ona benzer bir durum benim bu halim.Hep konuşup anlatayım istiyorum vs.Neyse.Anlatmaya başlayayım bakalım.Ne kadar anlatabilirsem..
Lan vallaha birden vazgeçtim.Bu siteye giren kime,neyi anlatacağım ki.Kim dinliyor benden başka?Kendi kendime konuşmaktan da bıktım hani.Radyo yayını yapmak istiyorum mesela şu sıralar.Ama ondan da soğudum galiba..Sesim ve görüntüm iyi olsa kendimi anlatan bir film çekerdim.Telefon kamerası yeter bana.Zaten hayata o megapikselden bakabiliyorum.Hiçbir şey net değil .Her şey bulanık.....Ulan yıllar sonra Yılmaz Erdoğan dinliyorum.Çilekeş dinliyorum.Daha ne diyeyim.Off.Çalışıyorum bu arada.Sigara parasına işte.Yoruluyorum da.Ama iyi oluyor galiba.Oruçta biraz sıkıntı olsa da olsun.Şu aralar zaten .....Bulamadım lan kelimeyi.Öyle işte.
Günler yine aynı.Her sabahın umutlar getirdiğine inanırım.Bu aralar bana gelmiyor onlar.İşte saat 12 gibi geliyorum eve.Sahura kadar saçma sapan modlarda takılıyorum.İşlerim var farkındayım ama istek yok gibi.Sadece yazıyorum.Yazmaktan bıkana kadar.Ellerim yorulana kadar.Beynim tükenene kadar.6 gibi uyuyabiliyorum.8 de uyanıyorum.11 e kadar yatakla boğuşuyorum.Bir bunaltım var.Elimde telefon olmuyor eskisi gibi.Ne haber gelecekse gelsin hazırım gibi sanki.Yalnız başlıyorum güne.Arada bir gülüyorum.Sonra içimde bir burukluk.Şarkı söylüyorum bazen.Ama sonra birden onu da kesiyorum.Bazen gözlerim dalıyor işte.Ne desem boş...
Hadi bu günlük bu kadar olsun.Selametle.
Lan vallaha birden vazgeçtim.Bu siteye giren kime,neyi anlatacağım ki.Kim dinliyor benden başka?Kendi kendime konuşmaktan da bıktım hani.Radyo yayını yapmak istiyorum mesela şu sıralar.Ama ondan da soğudum galiba..Sesim ve görüntüm iyi olsa kendimi anlatan bir film çekerdim.Telefon kamerası yeter bana.Zaten hayata o megapikselden bakabiliyorum.Hiçbir şey net değil .Her şey bulanık.....Ulan yıllar sonra Yılmaz Erdoğan dinliyorum.Çilekeş dinliyorum.Daha ne diyeyim.Off.Çalışıyorum bu arada.Sigara parasına işte.Yoruluyorum da.Ama iyi oluyor galiba.Oruçta biraz sıkıntı olsa da olsun.Şu aralar zaten .....Bulamadım lan kelimeyi.Öyle işte.
Günler yine aynı.Her sabahın umutlar getirdiğine inanırım.Bu aralar bana gelmiyor onlar.İşte saat 12 gibi geliyorum eve.Sahura kadar saçma sapan modlarda takılıyorum.İşlerim var farkındayım ama istek yok gibi.Sadece yazıyorum.Yazmaktan bıkana kadar.Ellerim yorulana kadar.Beynim tükenene kadar.6 gibi uyuyabiliyorum.8 de uyanıyorum.11 e kadar yatakla boğuşuyorum.Bir bunaltım var.Elimde telefon olmuyor eskisi gibi.Ne haber gelecekse gelsin hazırım gibi sanki.Yalnız başlıyorum güne.Arada bir gülüyorum.Sonra içimde bir burukluk.Şarkı söylüyorum bazen.Ama sonra birden onu da kesiyorum.Bazen gözlerim dalıyor işte.Ne desem boş...
Hadi bu günlük bu kadar olsun.Selametle.
19 Temmuz 2012 Perşembe
S.keyim Böyle Hayatı...
Ağır oldu ama tam oldu.Yıkıldım.Bittim.Tükendim.Eğer bu gün ramazan arifesi olmasa gidip kesin felaket içerdim.İçesim var.İçip ağlayasım var.Ağlayıp ağlayıp yazasım var.Kalbim acıyor.Hem fiziki anlamda sıkışıyor,hem manevi anlamda çok acıyor.Yine ilaç aldım.Azaltmıştım halbuki.Yeni ve güzel bir hayat hayaliyle kendi yağımda kavrulup gidiyordum.Kaç gündür ne kadar güzeldin..Ne oldu da böyle çirkin ve kahpe oldun gene hayat!?
Ne yazsam bilemiyorum.İçimden o kadar fazla kelime dökülüyor ki.Ama ifade edemeyecek kadar yorgunum.Amon Amarth dinleyip,biri sönmeden diğer sigaramı yakarak buluyorum kafayı.Zaten sarhoş gibiyim mınakoyum.Ne beter bir hal lan bu!?Spor yapıyordum,ilacı ve sigarayı azaltıyordum.Sosyal hayat tekrar göz kırpıyordu.Eskilerden en sağlam kardeşlerimle tekrar ne güzel beraber oluyordum.Aşk hayatım mükemmeldi.Ufak şeylerden mutlu olmak için gün sayıyordum.Her şey mükemmeldi.Yine geldi vurdu tam sırtımdan!Uyuyasım var,bir daha uyanmamak istiyorum ama.Keşke ölsem dedim tekrar bugün.Nedir bu!?
Konuyu merak etmeyin.Konu bende saklı.Saklı ve daha da dibe batmakta.Batmakla kalmayıp acıtmakta,kanatmakta.Güzel bir bahar sabahının öğleninde kasırga vurmuş abd kasabası gibiyim.Yuh amk.Benzetmeye bak.Güzel oldu ama anlam ifade etmedi bana.....
Her şey o kadar anlamsız ki.Tekrar o duvarları çelikten,dışarıdan gözükmeyen küremin içine kapnıyorum.Elimi tutacak kimseler yok pek.Kime anlatayım!?Kime dert yanayım.Kimimiz var sanki amk bu dünya da yalnızlığımız ve kendimizden başka.İki gün güneş görüp yazlıklarını çıkartan kafama sıçayım. Ortada kaldık yine.Aferin sana Hades.İnan abi öyle iki olaya.Hemen pembe görmeye başla.
-Abi hayat artık güzel olacakmış..
*Vallaha mı lan?
-Hee vallaha...
*S.ktir git mınakoyum.
Hakikaten s.ktir git artık hayat. İstemiyorum yie bile bile ladese girmeyi.İstemiyorum geceleri gözyaşları döküp,titremeyi.Hades olum sen malsın lan.Vallaha.S.kmişim böyle hayatın vefasını,cefasını,güzelini,çirkinini.Alayınızın köküne kibrit suyu.Beni bırakıp gidin.Ben küremde memnunum.
Ellerim ayaklarım titriyor.Nasıl mal gibi oldum anlatamam.Her şey ne güzeldi.Off.Yine kaçırdım mınakodumun otobüsünü.Ve böyle kaldım ortada.Hem de son dakika.Son dakika ya.İnanamıyorum.Ben öyle otobüsü de,onu kullanan kader isimli şoförü de....
Ben azıcık kendimle kalayım başbaşa.Size mutlu hayatlar.Ne espiriydi.Yuh mınakoyum!
Ne yazsam bilemiyorum.İçimden o kadar fazla kelime dökülüyor ki.Ama ifade edemeyecek kadar yorgunum.Amon Amarth dinleyip,biri sönmeden diğer sigaramı yakarak buluyorum kafayı.Zaten sarhoş gibiyim mınakoyum.Ne beter bir hal lan bu!?Spor yapıyordum,ilacı ve sigarayı azaltıyordum.Sosyal hayat tekrar göz kırpıyordu.Eskilerden en sağlam kardeşlerimle tekrar ne güzel beraber oluyordum.Aşk hayatım mükemmeldi.Ufak şeylerden mutlu olmak için gün sayıyordum.Her şey mükemmeldi.Yine geldi vurdu tam sırtımdan!Uyuyasım var,bir daha uyanmamak istiyorum ama.Keşke ölsem dedim tekrar bugün.Nedir bu!?
Konuyu merak etmeyin.Konu bende saklı.Saklı ve daha da dibe batmakta.Batmakla kalmayıp acıtmakta,kanatmakta.Güzel bir bahar sabahının öğleninde kasırga vurmuş abd kasabası gibiyim.Yuh amk.Benzetmeye bak.Güzel oldu ama anlam ifade etmedi bana.....
Her şey o kadar anlamsız ki.Tekrar o duvarları çelikten,dışarıdan gözükmeyen küremin içine kapnıyorum.Elimi tutacak kimseler yok pek.Kime anlatayım!?Kime dert yanayım.Kimimiz var sanki amk bu dünya da yalnızlığımız ve kendimizden başka.İki gün güneş görüp yazlıklarını çıkartan kafama sıçayım. Ortada kaldık yine.Aferin sana Hades.İnan abi öyle iki olaya.Hemen pembe görmeye başla.
-Abi hayat artık güzel olacakmış..
*Vallaha mı lan?
-Hee vallaha...
*S.ktir git mınakoyum.
Hakikaten s.ktir git artık hayat. İstemiyorum yie bile bile ladese girmeyi.İstemiyorum geceleri gözyaşları döküp,titremeyi.Hades olum sen malsın lan.Vallaha.S.kmişim böyle hayatın vefasını,cefasını,güzelini,çirkinini.Alayınızın köküne kibrit suyu.Beni bırakıp gidin.Ben küremde memnunum.
Ellerim ayaklarım titriyor.Nasıl mal gibi oldum anlatamam.Her şey ne güzeldi.Off.Yine kaçırdım mınakodumun otobüsünü.Ve böyle kaldım ortada.Hem de son dakika.Son dakika ya.İnanamıyorum.Ben öyle otobüsü de,onu kullanan kader isimli şoförü de....
Ben azıcık kendimle kalayım başbaşa.Size mutlu hayatlar.Ne espiriydi.Yuh mınakoyum!
17 Temmuz 2012 Salı
Sen Neymişsin Be Abi...
Selam kızlar.Kısacık yazmak niyetindeyim.Korku ve gerilim hikayeleri yazıyorum dedim ya,heh işte.Neler çıktı neler.Edebi anlamda bir şey yazamadım pek.Ama içimde ne pis şeyler varmış lan!Bir aya kalmaz açılır site.Orada okuyanlar olur belki.Bu blog yine kalacak.Yine yazacağım.Ama orası da olacak.Zaten takipçi falan yok.Burası mabet gibi oldu.Neyse.Hadi benden bu kadar.Ben yavaştan kaçar.İşler bitmiyor güzel dostlarım.İyi de oluyor.Neyse.Hadi kaçtım.Öptüm.Yok lan öpmedim.
9 Temmuz 2012 Pazartesi
Nasılsın Hades?Hayali Röportajlar-2.
B:Ses 1-2-3..Sess..Sess...Ahh.Ne vuruyorsun lan!?
H:İyice kafayı yedin sen yine.Manyakmısın?Düğün çalgıcısı gibi ne yapıyon iki saattir?
B:Kayıt cihazı var havası yaratmaya çalışıyorum.Adama bak ya.
H:İşim gücüm var.Allasen çok sıkma beni.Hadi ne soracaksan sor.
B:Tamam tamam.Sess 1-2..Tamam lan kızma hemen.Şaka yaptım.Ne bu haller.Adam akıllı yazmıyorsun kaç gündür,hatta kaç haftadır.
H:Eğer bir önce ki yazımı okuduysan anlarsın.Yorgunum abi.Birde aklım çok dolu.
B:Eee sınavı geçtin,gül gibi sevgilin var,sağlığın yerinde,iyi para kazandın,aile de sorun yok.Ne bu tripler?
H: Ne bileyim ya.İçim daralıyor yine.Tembellik var üstümde birazda.
B:Anladım.Biraz fazla abartıyorsun.Rahat ol lan azıcık.
H:Demesi çok kolay bakıyorum da.Gel yer değiştirelim diyeceğim,ironi olacak.
B:İyice bir havalardasın ya hadi neyse.Yeni projeler falan varmış?
H:Evet bir site açacağım dostlarımla.Daha doğrusu manevi kardeşlerimle.Korku ve gerilim üzerine.Aklımda onlarca taslak var ama yazamıyorum.
B:Havalarda kötü.Bir sıkıntı var.Haklısın yani.Yazası gelmiyor insanın,aklında ki onca şeye rağmen.
H:Aferin ilk kez doğru bir laf dedin.
B:Niye ayrıyız?Niye aslında bir kişi olamıyoruz?Şizofren gibi yaşamaktan bıkmadın mı artık?
H:Gerçek 'ben' i görmesinler istiyorum.Senin durumun,yani gündelikte,sosyal hayatta takıldığım halim biraz aptal.Bilerek aptallık yapıp,kurnazlıklar çeviriyorsun.Bu halim daha iyi,daha dobra.
B:Hayat itti buna bizi.Unutma.Ne beni ne kendini sakın suçlama.Ben sana bilgi aktarmaya devam ediyorum.Bazen hakikaten bu durum daha iyi geliyor bana da.
H:Neyse.Bunlar derin mevzu olum.
B:Yani?
H:Canım sıkkın sonra konuşuruz.
B:Konuşuyorduk hacım ya.
H:İşim var.
B:Artislik yapma.
H:Bana demedin umarım????!!!!
B:Dediysem ne olur?Vursana hadi,vursana..
H:Olum bak git dememi bekliyorsun.Komik şey.Ben direk olaya geçerim.Aynen böyle.
B:Olum vurmasana lan...Bak varya..Ahhh...
H:İyice kafayı yedin sen yine.Manyakmısın?Düğün çalgıcısı gibi ne yapıyon iki saattir?
B:Kayıt cihazı var havası yaratmaya çalışıyorum.Adama bak ya.
H:İşim gücüm var.Allasen çok sıkma beni.Hadi ne soracaksan sor.
B:Tamam tamam.Sess 1-2..Tamam lan kızma hemen.Şaka yaptım.Ne bu haller.Adam akıllı yazmıyorsun kaç gündür,hatta kaç haftadır.
H:Eğer bir önce ki yazımı okuduysan anlarsın.Yorgunum abi.Birde aklım çok dolu.
B:Eee sınavı geçtin,gül gibi sevgilin var,sağlığın yerinde,iyi para kazandın,aile de sorun yok.Ne bu tripler?
H: Ne bileyim ya.İçim daralıyor yine.Tembellik var üstümde birazda.
B:Anladım.Biraz fazla abartıyorsun.Rahat ol lan azıcık.
H:Demesi çok kolay bakıyorum da.Gel yer değiştirelim diyeceğim,ironi olacak.
B:İyice bir havalardasın ya hadi neyse.Yeni projeler falan varmış?
H:Evet bir site açacağım dostlarımla.Daha doğrusu manevi kardeşlerimle.Korku ve gerilim üzerine.Aklımda onlarca taslak var ama yazamıyorum.
B:Havalarda kötü.Bir sıkıntı var.Haklısın yani.Yazası gelmiyor insanın,aklında ki onca şeye rağmen.
H:Aferin ilk kez doğru bir laf dedin.
B:Niye ayrıyız?Niye aslında bir kişi olamıyoruz?Şizofren gibi yaşamaktan bıkmadın mı artık?
H:Gerçek 'ben' i görmesinler istiyorum.Senin durumun,yani gündelikte,sosyal hayatta takıldığım halim biraz aptal.Bilerek aptallık yapıp,kurnazlıklar çeviriyorsun.Bu halim daha iyi,daha dobra.
B:Hayat itti buna bizi.Unutma.Ne beni ne kendini sakın suçlama.Ben sana bilgi aktarmaya devam ediyorum.Bazen hakikaten bu durum daha iyi geliyor bana da.
H:Neyse.Bunlar derin mevzu olum.
B:Yani?
H:Canım sıkkın sonra konuşuruz.
B:Konuşuyorduk hacım ya.
H:İşim var.
B:Artislik yapma.
H:Bana demedin umarım????!!!!
B:Dediysem ne olur?Vursana hadi,vursana..
H:Olum bak git dememi bekliyorsun.Komik şey.Ben direk olaya geçerim.Aynen böyle.
B:Olum vurmasana lan...Bak varya..Ahhh...
4 Temmuz 2012 Çarşamba
Başlıyorum Bakalım.
Selam cümleten tekrardan.Neler oldu,neler gözlemledim bu bir ay boyunca onları anlatacağım sizlere.
*Tembel tembel evde oturuyordum.Hastaymışım gibi böyle,ayağa kalkacak halim yoktu.Bir telefon geldi saat 4 civarıydı galiba.Bir tanıdık bana 20 günlük iş bulmuş.Hemen git dedi.Bende hazırlandım ve acilen çıktım.Hollanda'nın tanıtımı yapılacakmış.Onda görevli olabilirmişim.Bende başvurdum.Gece tır gelecek gelin yardımcı olun taşımaya dediler.Bede eve gittim.Hemen yemek yedim,traş oldum bir kardeşimi çağırdım yardımcı olsun diye ve tekrar yola düştüm.Saat 10 civarı tekrar oraya gittim.Ama ne yazık ki tır gecikti.gece 4 e yaklaşıyordu tır geldiğinde.O saate kadar Starbucks otelde yattım.Yanlış duymadınız.AVM nin içinde ki Starbucks'ın koltuklarını birleştirdik ve dinlendik.Saat 4 civarı işte tır geldi ve 7 ye kadar aralıksız çalıştık.3 kişi bir tırı indirdik.Nasıl yoruldum alatamam.Saat 7 den sonra ise kutuları çıkarttık ve akşam 4 e kadar mağazaları yerleştirdik.Zordu.Günde 12 saat çalışıyordum.Sabah 10,akşam 10.
*Orada ünlü bir modacının mağazasına verildim.Orada o ünlü modacıyla tanıştım.3 gün boyu konuştuk onunla.Çok iyi bir insandı.Yaratıcıydı.Tatlı ve alçak gönüllüydü.Benim kadar çalıştı en az.Hiç üşenmedi.Sanki oranın sahibi değil de işçiymiş gibi.Takdir ettim.Hala telefonla arıyor nasılsın diye.Sana da sevgiler buradan Jeroun Van Tuyl.
*Çok yoruldum dediğim gibi.Ama çok değerli insanlar tanıma fırsatım oldu.Çok kalitesiz kişilerle de muhattap oldum maalesef.Ama o kalitesiz insanlar olmasaydı,diğer sevdiğim o kalender insanların değerini anlayamazdım.Çoğu zaman gözlem yamaya fırsatım oldu.İnsanlar marka,gösteriş hevesindeler.Diğer yakınımda ki bir Hollanda mağazasında %100 pamuk olan t-shirt 115tl idi.Ama herkes pahalı dedi.Bunu diyenlerin çoğu Harvey Nichols çantasıyla gezen insanlar.Orada %64 pamuk olan t-shirt 264tl mi ne.İlla tanındık marka olacak.....
*Orada insanımızı biraz daha iyi tanıdım.Her kafadan var.Sırf egosunu tatmi etmek için gelip azarlayanlar bile var.Ama en çok bir kadına kızdım.Yaklaşık bir tonluk cüssesi,iğreç makyajı ve o kırmızı berbat saç rengiyle girdi mağazaya.Yüzüne tükürmezsin yolda görsen.Kolunda onlarca bilezik takılı.Tüm kıyafetlere elledi;bu çirkin,bu daha çirkin,bu berbat dedi,fiyatları da çok yüksek dedi ve çıktı.Salak kadın.Senin kıçına göre kıyafet yok hiç bir yerde diye niye böyle kıskançlık yapıyorsun?..Kızdım şimdi bak.
Birde onca yol tepip beni orada yarım saat meşgul ettikten ve azarladıktan sonra; ya aslında biz peynir için geldik,nerede diye soranlarınıza çok küfür ettim,bilesiniz.
*İş bitiminin son günü sabah 10 da başladım işe,ertesi gün sabah 10 da bıraktım.Tam 24 saat mesai yaptım.30 saat uyanık kaldım.Yorucuydu.Neyse.
*İş bitiminin ertesi günü İstanbulda kuzenimin süneti vardı.Ona gittim.Pedik sahilinde denizi ve gemileri izleyerek düşünme fırsatım oldu ara arar.Yunus balıkları gördüm.Bu da sefası oldu.
*Sabır çekmek için bir tesbih aldım dönüşte ki mola yerinde.Bir de cüzdan aldım Pendik pazarından.İyi oldu.Birde 4 karikatür kitabı aldım.3 tane de gözlük.Şükür kavuşturana.
Bu seferlik bu kadar olsun.Aklıma geldikçe yazarım.Şimdilik selametle.Öptüm dileyenlerin alnından.
*Tembel tembel evde oturuyordum.Hastaymışım gibi böyle,ayağa kalkacak halim yoktu.Bir telefon geldi saat 4 civarıydı galiba.Bir tanıdık bana 20 günlük iş bulmuş.Hemen git dedi.Bende hazırlandım ve acilen çıktım.Hollanda'nın tanıtımı yapılacakmış.Onda görevli olabilirmişim.Bende başvurdum.Gece tır gelecek gelin yardımcı olun taşımaya dediler.Bede eve gittim.Hemen yemek yedim,traş oldum bir kardeşimi çağırdım yardımcı olsun diye ve tekrar yola düştüm.Saat 10 civarı tekrar oraya gittim.Ama ne yazık ki tır gecikti.gece 4 e yaklaşıyordu tır geldiğinde.O saate kadar Starbucks otelde yattım.Yanlış duymadınız.AVM nin içinde ki Starbucks'ın koltuklarını birleştirdik ve dinlendik.Saat 4 civarı işte tır geldi ve 7 ye kadar aralıksız çalıştık.3 kişi bir tırı indirdik.Nasıl yoruldum alatamam.Saat 7 den sonra ise kutuları çıkarttık ve akşam 4 e kadar mağazaları yerleştirdik.Zordu.Günde 12 saat çalışıyordum.Sabah 10,akşam 10.
*Orada ünlü bir modacının mağazasına verildim.Orada o ünlü modacıyla tanıştım.3 gün boyu konuştuk onunla.Çok iyi bir insandı.Yaratıcıydı.Tatlı ve alçak gönüllüydü.Benim kadar çalıştı en az.Hiç üşenmedi.Sanki oranın sahibi değil de işçiymiş gibi.Takdir ettim.Hala telefonla arıyor nasılsın diye.Sana da sevgiler buradan Jeroun Van Tuyl.
*Çok yoruldum dediğim gibi.Ama çok değerli insanlar tanıma fırsatım oldu.Çok kalitesiz kişilerle de muhattap oldum maalesef.Ama o kalitesiz insanlar olmasaydı,diğer sevdiğim o kalender insanların değerini anlayamazdım.Çoğu zaman gözlem yamaya fırsatım oldu.İnsanlar marka,gösteriş hevesindeler.Diğer yakınımda ki bir Hollanda mağazasında %100 pamuk olan t-shirt 115tl idi.Ama herkes pahalı dedi.Bunu diyenlerin çoğu Harvey Nichols çantasıyla gezen insanlar.Orada %64 pamuk olan t-shirt 264tl mi ne.İlla tanındık marka olacak.....
*Orada insanımızı biraz daha iyi tanıdım.Her kafadan var.Sırf egosunu tatmi etmek için gelip azarlayanlar bile var.Ama en çok bir kadına kızdım.Yaklaşık bir tonluk cüssesi,iğreç makyajı ve o kırmızı berbat saç rengiyle girdi mağazaya.Yüzüne tükürmezsin yolda görsen.Kolunda onlarca bilezik takılı.Tüm kıyafetlere elledi;bu çirkin,bu daha çirkin,bu berbat dedi,fiyatları da çok yüksek dedi ve çıktı.Salak kadın.Senin kıçına göre kıyafet yok hiç bir yerde diye niye böyle kıskançlık yapıyorsun?..Kızdım şimdi bak.
Birde onca yol tepip beni orada yarım saat meşgul ettikten ve azarladıktan sonra; ya aslında biz peynir için geldik,nerede diye soranlarınıza çok küfür ettim,bilesiniz.
*İş bitiminin son günü sabah 10 da başladım işe,ertesi gün sabah 10 da bıraktım.Tam 24 saat mesai yaptım.30 saat uyanık kaldım.Yorucuydu.Neyse.
*İş bitiminin ertesi günü İstanbulda kuzenimin süneti vardı.Ona gittim.Pedik sahilinde denizi ve gemileri izleyerek düşünme fırsatım oldu ara arar.Yunus balıkları gördüm.Bu da sefası oldu.
*Sabır çekmek için bir tesbih aldım dönüşte ki mola yerinde.Bir de cüzdan aldım Pendik pazarından.İyi oldu.Birde 4 karikatür kitabı aldım.3 tane de gözlük.Şükür kavuşturana.
Bu seferlik bu kadar olsun.Aklıma geldikçe yazarım.Şimdilik selametle.Öptüm dileyenlerin alnından.
Geldim .Ama Yorgun Geldim..
Selam cümleten.Bir aya yakın oldu yazmayalı.Sebeplerim var ama.Onları da anlatacağım.Ve güzel bir iki haberim de var.Bu yazıda genel konuşup bir sonra ki yazımda neler olduğunu tamamen paylaşacağım.Gözlemlerimi anlatacağım.Ama haberlerimi hemen vereyim istiyorum.
*Kısa bir işe girdim.20 küsür gün orada çalıştım.Tek gün tatil yapmadım.Hatta iki gün aralıksız 24 saat çalıştım.İş bitti şu an.
*İstanbul'a kuzenlerimin düğününe gittim.12 saat oldu Ankara topraklarına ayak basalı.
*İşten kazandığım parayla nihayet gözlük aldım.Hemde 3 tane.
*Hazırlığı atladım.Evet geçtim sınavı sonunda.Aferin bana yani.
Haberler şimdilik bu kadar.Açıklamalarıyla sonra yazacağım.Şu an yorgunum oldukça..Hadi görüşürüz.Be kaçar.Azıcık dinleneyim.Selametle.
*Kısa bir işe girdim.20 küsür gün orada çalıştım.Tek gün tatil yapmadım.Hatta iki gün aralıksız 24 saat çalıştım.İş bitti şu an.
*İstanbul'a kuzenlerimin düğününe gittim.12 saat oldu Ankara topraklarına ayak basalı.
*İşten kazandığım parayla nihayet gözlük aldım.Hemde 3 tane.
*Hazırlığı atladım.Evet geçtim sınavı sonunda.Aferin bana yani.
Haberler şimdilik bu kadar.Açıklamalarıyla sonra yazacağım.Şu an yorgunum oldukça..Hadi görüşürüz.Be kaçar.Azıcık dinleneyim.Selametle.
6 Haziran 2012 Çarşamba
Nefes Alamıyorum.Biri Kurtarsın Artık...
Nefes krizlerim geldi yine ve ben yine ilaç alarak rahatlamaya çalıştım.Arada yine vuruyor bu yazıyı dahi yazarken.Bu arada merhaba.
Eğitim hayatım yüzünden sinir hastası oldum.Tamam eskiden çocukken de varmış bunlar.Yani mesela kızınca birine kafamı büyük ocak tüpüne vuruyormuşum.Niye böyle oldum bilmiyorum.Ailemde hata aramıyorum.Çevremi önemsemiyorum bu konuda.Bir yerde bir yanlışlık var.Bu yanlışlık nerede onu bulamıyorum.Ama artık bunaldım.Hayatta hep bir şeyleri bekliyorum ve çoğu zamanda bu beklentilerim sonucunda hüsrana boğuluyorum.Elimden gelen her şeyi fazlasıyla vermenin karşılığı bu olmasa gerek.Bazen bu dünyanın dolaylı olarakta Allah'ın adaletini sorguluyorum.Bir yerde hep bir parça eksiklik var.Bilemiyorum,bulamıyorum,harap oluyorum....Artık kurtulmam lazım.Bir ömür böyle geçmez.Geçemez.Ben artık kendimi bir hiçliğin tam kenarında hissediyorum.Hiçlik var sonsuzca.....Biraz benim kapladığım yer var.Diğer taraflar karanlık.Oraları göremiyorum bile.Ama hiçlik yok galiba.Karanlığa adım attıkça daha çok hiçlik sarıyor etrafımı..Bilemiyorum;bir alıp veremediğim var bu hayatla.Ve ben hangi suçum için,hangi aldığım şey için bu kadar büyük bir bedel ödüyorum bilmiyorum.Olsa olsa tek aldığım bu boktan yaşamdır.Ama verdiğim o kadar fazla şey var ki..Sorgulamasam belki daha rahat ederim.Ama o da bana uygun değil.Nasıl birisi nefes almadan yaşamaya karar verip bunu uygulamıyorsa bende sorgulamadan duramıyorum.
Bir de şöyle bir durum var ki; kafamda binlere tilki geziniyor.Ama hiçbirinin diğerlerinden haberi yok.Hep başka başka durumlar konusunda yollar ararken buluyorum o tilkileri.Onlarında ayrıca Allah belasını versin.
Yoruldum.Nefes alamadığım ama buna rağmen çokça sigara içmeye çalıştığım için kafam dönüyor.Kaç gündür midem yanıyor.Ne yesem o yanmayı geçiremiyorum.Her tarafım dökülüyor.Uykum var ama uyuyamıyorum..Bilemiyorum..Bu günlük olmasa da şimdilik bu kadar.Selametle.Kendinize iyi bakın.
Eğitim hayatım yüzünden sinir hastası oldum.Tamam eskiden çocukken de varmış bunlar.Yani mesela kızınca birine kafamı büyük ocak tüpüne vuruyormuşum.Niye böyle oldum bilmiyorum.Ailemde hata aramıyorum.Çevremi önemsemiyorum bu konuda.Bir yerde bir yanlışlık var.Bu yanlışlık nerede onu bulamıyorum.Ama artık bunaldım.Hayatta hep bir şeyleri bekliyorum ve çoğu zamanda bu beklentilerim sonucunda hüsrana boğuluyorum.Elimden gelen her şeyi fazlasıyla vermenin karşılığı bu olmasa gerek.Bazen bu dünyanın dolaylı olarakta Allah'ın adaletini sorguluyorum.Bir yerde hep bir parça eksiklik var.Bilemiyorum,bulamıyorum,harap oluyorum....Artık kurtulmam lazım.Bir ömür böyle geçmez.Geçemez.Ben artık kendimi bir hiçliğin tam kenarında hissediyorum.Hiçlik var sonsuzca.....Biraz benim kapladığım yer var.Diğer taraflar karanlık.Oraları göremiyorum bile.Ama hiçlik yok galiba.Karanlığa adım attıkça daha çok hiçlik sarıyor etrafımı..Bilemiyorum;bir alıp veremediğim var bu hayatla.Ve ben hangi suçum için,hangi aldığım şey için bu kadar büyük bir bedel ödüyorum bilmiyorum.Olsa olsa tek aldığım bu boktan yaşamdır.Ama verdiğim o kadar fazla şey var ki..Sorgulamasam belki daha rahat ederim.Ama o da bana uygun değil.Nasıl birisi nefes almadan yaşamaya karar verip bunu uygulamıyorsa bende sorgulamadan duramıyorum.
Bir de şöyle bir durum var ki; kafamda binlere tilki geziniyor.Ama hiçbirinin diğerlerinden haberi yok.Hep başka başka durumlar konusunda yollar ararken buluyorum o tilkileri.Onlarında ayrıca Allah belasını versin.
Yoruldum.Nefes alamadığım ama buna rağmen çokça sigara içmeye çalıştığım için kafam dönüyor.Kaç gündür midem yanıyor.Ne yesem o yanmayı geçiremiyorum.Her tarafım dökülüyor.Uykum var ama uyuyamıyorum..Bilemiyorum..Bu günlük olmasa da şimdilik bu kadar.Selametle.Kendinize iyi bakın.
5 Haziran 2012 Salı
900 Kişi Olmuş Dün Az Önce Farkettim..
900 kere siteye girilmiş.Allah devamını getirsin daha ne diyelim.Bu arada hikaye yazdım.Son yazımda sağlam korku yok diye yakınırken geldi aklıma.Bakalım sonu ne olacak.Bir site açabiliriz yakın dostlarla.Bilmiyorum.Sınav açıklanmadı.Bekliyorum her şeyi.Haberdar ederim.Görüşürüz.Selametle.
2 Haziran 2012 Cumartesi
Yine Hasta Olacak Gibiyim Desem?
Bu havalarda hasta olmaz zor iş dostlar.Ama ben bunu yapabilecek kapasitede bir insanım.Her tarafım tutulmuş.Boğazlarım ağrıyor.Göz kapaklarıma hükmüm geçmiyor.Yani yine hasta olacağım.Hemde bu sıcak havada.Nasıl başardım bilemezsiniz.
Ben de bilmiyorum bu arada.İkinci paragrafta açıklama bekleyen varsa boşa bakmasın diye dedim.Bu arada bugün yine evde iş falan var.Aslında erkek kardeşim yapıyor bir kısmını.Ama benim odamla ilgili kısımı benim yapmam gerekecek.Kimsenin girmesine dahi tahammül edemiyorken eşyalarımın taşınmasına falan hiç göz yumamam.Mezarda olsam kalkıp gelirim.Hem balıklarım beni görmeyince,başkalarından rahatsız oluyorlar.Betta balığı karakterli balıktır sonuçta.
H.P. Lovercraft'ın iki kitabını aldım dün.Abi tasvirleri çok uzatmış bu merhum zat.Yani oku oku bitmiyor.Ancak çok korkunç,çok korkunç deyip duruyor.Tekrar okuyorum yok.Korkunç bir şey falan hiç gözükmüyor.Normal tasvir yapmış.Hani pek gerilemedim.Hatta hiç germedi.Sadece çok beklentim vardı.Her satırdan sonra o yüzden gerildim.Adam yere otursa 'aha valla çok kötü şeyler olacak olum,bekle geliyor diğer satırda' dedim.Ama yok yani.Güzel,beni gerecek bir kitap yok mu allasen ya?Filmlerde zaten çok boktan.Ben gerilmek istiyorum biraz kitap veya filmler vesilesiyle.Ama yok olmuyor.Gerçek hayatımda ki gerilimi ancak öyle atabilirim.
Bu arada Stephen King aslında tırt bir yazarmış.Vallaha.Hayvan Mezarlığı dışında iyi bir yapıtını okuyamadım.Ama gerek dünya gerek millet olarak çok şişirdik bu adamı.Ama tırt yani dediğim gibi.Okumadığım belki bir kaç kitabı vardır.Onları da dün aldım.Ama pek beklentim yok ne yalan söyleyeyim.
Şimdilik bu kadar yetsin dostlar.Bu kadarını bile beklemiyordum kendimden.Cidden yorgunum yani oldukça.İlaç falan almadan atlatabileceğim bir durum değil.Neyse.Hadi selametle.Kendinize iyi bakın.
Ben de bilmiyorum bu arada.İkinci paragrafta açıklama bekleyen varsa boşa bakmasın diye dedim.Bu arada bugün yine evde iş falan var.Aslında erkek kardeşim yapıyor bir kısmını.Ama benim odamla ilgili kısımı benim yapmam gerekecek.Kimsenin girmesine dahi tahammül edemiyorken eşyalarımın taşınmasına falan hiç göz yumamam.Mezarda olsam kalkıp gelirim.Hem balıklarım beni görmeyince,başkalarından rahatsız oluyorlar.Betta balığı karakterli balıktır sonuçta.
H.P. Lovercraft'ın iki kitabını aldım dün.Abi tasvirleri çok uzatmış bu merhum zat.Yani oku oku bitmiyor.Ancak çok korkunç,çok korkunç deyip duruyor.Tekrar okuyorum yok.Korkunç bir şey falan hiç gözükmüyor.Normal tasvir yapmış.Hani pek gerilemedim.Hatta hiç germedi.Sadece çok beklentim vardı.Her satırdan sonra o yüzden gerildim.Adam yere otursa 'aha valla çok kötü şeyler olacak olum,bekle geliyor diğer satırda' dedim.Ama yok yani.Güzel,beni gerecek bir kitap yok mu allasen ya?Filmlerde zaten çok boktan.Ben gerilmek istiyorum biraz kitap veya filmler vesilesiyle.Ama yok olmuyor.Gerçek hayatımda ki gerilimi ancak öyle atabilirim.
Bu arada Stephen King aslında tırt bir yazarmış.Vallaha.Hayvan Mezarlığı dışında iyi bir yapıtını okuyamadım.Ama gerek dünya gerek millet olarak çok şişirdik bu adamı.Ama tırt yani dediğim gibi.Okumadığım belki bir kaç kitabı vardır.Onları da dün aldım.Ama pek beklentim yok ne yalan söyleyeyim.
Şimdilik bu kadar yetsin dostlar.Bu kadarını bile beklemiyordum kendimden.Cidden yorgunum yani oldukça.İlaç falan almadan atlatabileceğim bir durum değil.Neyse.Hadi selametle.Kendinize iyi bakın.
31 Mayıs 2012 Perşembe
Evet ikinci şiir paylaşımım Özdemir Asaf'tan.Ben şahsen kendisine oldukça hayranım.Bırakın kendinizi dizelere.İyi okumalar.
Hoşcakal..
Siyah beyaz tuşlarında piyanomun
Seni çalıyorum şimdi
Çaldıkça çoğalıyorsun odada
Sen arttıkça ben kayboluyorum
Seni doğuruyorum geceye
Adını koyuyorum aya bakarak
Her şey sen oluyor her yer sen
Ben ölüyorum
Sesini duyuyorum rüyalarımda
Gözlerimi kamaştırıyor ışığın
Rüzgar sen gibi dokunuyor bana
Ben doğuyorum
Duymak istediklerimi söylemiyorsun hiç
Dokunmuyorsun bana
Sen gibi bir şimşek çakıyor
Tam kalbime düşüyor yıldırımı
Ben gidiyorum
Özdemir Asaf..
Hoşcakal..
Siyah beyaz tuşlarında piyanomun
Seni çalıyorum şimdi
Çaldıkça çoğalıyorsun odada
Sen arttıkça ben kayboluyorum
Seni doğuruyorum geceye
Adını koyuyorum aya bakarak
Her şey sen oluyor her yer sen
Ben ölüyorum
Sesini duyuyorum rüyalarımda
Gözlerimi kamaştırıyor ışığın
Rüzgar sen gibi dokunuyor bana
Ben doğuyorum
Duymak istediklerimi söylemiyorsun hiç
Dokunmuyorsun bana
Sen gibi bir şimşek çakıyor
Tam kalbime düşüyor yıldırımı
Ben gidiyorum
Özdemir Asaf..
Ne Pis Havası Var Lan Bu Şehrin??
Merhaba millet.Bu Ankara denen şehrin ne iğrenç bir havası var.Anında değişiyor.Güneşli gözükürken hava buz gibi oluyor vs.Zaten pislikten geçilmiyor.Bugün bu gözüme battı oldukça.Sevmiyorum zaten buraları.Bir de sevmemem için böyle sebepler çıkınca iyice tiksiniyorum.
Neyse.Bak sinirlendim yine.Bu şehirde her şey artık gözüme batmaya,beni çileden çıkartmaya başladı.Alıp başımı uzaklara gitmek ne güzel olurdu.Ama öyle hadi deyince gidilmiyor,gidilemiyor.Ve fark ettim ki büyük şehirde yaşayanların çoğu istiyor bunu.Sevmiyorlar şehirde yaşamayı.Hep denilir başını alıp gitmekten.Ama hiç gidilemez.Ben halbuki sahil kasabası falan istemiyorum.Turisti falan olacak,yok yazlıkçısı vs.Çekemem kalabalığı.Ufak bir köy olurdu ama ormanların içinde.Kışın yollar kapansın gerekirse.Yeter ki sessiz ve masum olsun bastığım topraklar.Memleketime gitmekte hoş olurdu aslında.Ama orada rahat durmam.Her gün gezerim vs.Belki de doğru olan budur.Aman neyse.Nereye geldim yine.Özetle bu şehirde durmak istemiyorum ve bu beni bunaltıyor.Her şeyiyle kalitesiz.....
Bu arada Amon Amarth dinliyorum.PowerWolf ile öğrendiğim bir kaç gerçek beni hafiften soğuttu.İsimleri gerçek değilmiş vs..Amon Amarth la iyiyim şimdi.Arada Türkçe müzik dinliyorum tabi.Duygusallaştırıyor ama beni.
Eklemek istediğim bir şey daha var.Siteye en çok hit veren şey 'Cinsel İtiraflar' isimli başlık.Ne kadar çok abaza varmış lan.Pişman ettiler beni başlığı yazdığıma.Düşünsenize burası benim mabedim o kadar kendimce özel ve önemli şey paylaşıyorum.Onlara ilgi yokken dalgasına yazdığım başlık felaket hit alıyor.Ben böyle milletin.....Neyse.
Şimdilik bu kadar benden.Yine kafamda pek konu olmadan yazdım.Akşama belki tekrar yazarım.Belki gün içinde hoşuma giden sözleri falan yazarım.Bilmiyorum.Hadi selametle.Esen kalın cümleten.Abazanlar hariç.
Neyse.Bak sinirlendim yine.Bu şehirde her şey artık gözüme batmaya,beni çileden çıkartmaya başladı.Alıp başımı uzaklara gitmek ne güzel olurdu.Ama öyle hadi deyince gidilmiyor,gidilemiyor.Ve fark ettim ki büyük şehirde yaşayanların çoğu istiyor bunu.Sevmiyorlar şehirde yaşamayı.Hep denilir başını alıp gitmekten.Ama hiç gidilemez.Ben halbuki sahil kasabası falan istemiyorum.Turisti falan olacak,yok yazlıkçısı vs.Çekemem kalabalığı.Ufak bir köy olurdu ama ormanların içinde.Kışın yollar kapansın gerekirse.Yeter ki sessiz ve masum olsun bastığım topraklar.Memleketime gitmekte hoş olurdu aslında.Ama orada rahat durmam.Her gün gezerim vs.Belki de doğru olan budur.Aman neyse.Nereye geldim yine.Özetle bu şehirde durmak istemiyorum ve bu beni bunaltıyor.Her şeyiyle kalitesiz.....
Bu arada Amon Amarth dinliyorum.PowerWolf ile öğrendiğim bir kaç gerçek beni hafiften soğuttu.İsimleri gerçek değilmiş vs..Amon Amarth la iyiyim şimdi.Arada Türkçe müzik dinliyorum tabi.Duygusallaştırıyor ama beni.
Eklemek istediğim bir şey daha var.Siteye en çok hit veren şey 'Cinsel İtiraflar' isimli başlık.Ne kadar çok abaza varmış lan.Pişman ettiler beni başlığı yazdığıma.Düşünsenize burası benim mabedim o kadar kendimce özel ve önemli şey paylaşıyorum.Onlara ilgi yokken dalgasına yazdığım başlık felaket hit alıyor.Ben böyle milletin.....Neyse.
Şimdilik bu kadar benden.Yine kafamda pek konu olmadan yazdım.Akşama belki tekrar yazarım.Belki gün içinde hoşuma giden sözleri falan yazarım.Bilmiyorum.Hadi selametle.Esen kalın cümleten.Abazanlar hariç.
30 Mayıs 2012 Çarşamba
Nazım Hikmet Ran-Ben Senden Önce Ölmek İsterim.
İlk şiir çok klasik ama bir o kadar mükemmel bir Nazım Hikmet Ran şiiri..İyi okumalar.
Ben
senden önce ölmek isterim.
Gidenin arkasından gelen
gideni bulacak mı zannediyorsun?
Ben zannetmiyorum bunu.
İyisi mi, beni yaktırırsın,
odanda ocağın üstüne korsun
içinde bir kavanozun.
Kavanoz camdan olsun,
şeffaf, beyaz camdan olsun
ki içinde beni görebilesin...
Fedakârlığımı anlıyorsun :
vazgeçtim toprak olmaktan,
vazgeçtim çiçek olmaktan
senin yanında kalabilmek için.
Ve toz oluyorum
yaşıyorum yanında senin.
Sonra, sen de ölünce
kavanozuma gelirsin.
Ve orda beraber yaşarız
külümün içinde külün,
ta ki bir savruk gelin
yahut vefasız bir torun
bizi ordan atana kadar...
Ama biz
o zamana kadar
o kadar
karışacağız
ki birbirimize,
atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz
yan yana düşecek.
Toprağa beraber dalacağız.
Ve bir gün yabani bir çiçek
bu toprak parçasından nemlenip filizlenirse
sapında muhakkak
iki çiçek açacak :
biri sen
biri de ben.
Ben
daha ölümü düşünmüyorum.
Ben daha bir çocuk doğuracağım.
Hayat taşıyor içimden.
Kaynıyor kanım.
Yaşayacağım, ama çok, pek çok,
ama sen de beraber.
Ama ölüm de korkutmuyor beni.
Yalnız pek sevimsiz buluyorum
bizim cenaze şeklini.
Ben ölünceye kadar da
bu düzelir herhalde.
Hapisten çıkmak ihtimalin var mı bu günlerde?
İçimden bir şey :
belki diyor.
18 Şubat 1945
Piraye Nâzım Hikmet
Ben
senden önce ölmek isterim.
Gidenin arkasından gelen
gideni bulacak mı zannediyorsun?
Ben zannetmiyorum bunu.
İyisi mi, beni yaktırırsın,
odanda ocağın üstüne korsun
içinde bir kavanozun.
Kavanoz camdan olsun,
şeffaf, beyaz camdan olsun
ki içinde beni görebilesin...
Fedakârlığımı anlıyorsun :
vazgeçtim toprak olmaktan,
vazgeçtim çiçek olmaktan
senin yanında kalabilmek için.
Ve toz oluyorum
yaşıyorum yanında senin.
Sonra, sen de ölünce
kavanozuma gelirsin.
Ve orda beraber yaşarız
külümün içinde külün,
ta ki bir savruk gelin
yahut vefasız bir torun
bizi ordan atana kadar...
Ama biz
o zamana kadar
o kadar
karışacağız
ki birbirimize,
atıldığımız çöplükte bile zerrelerimiz
yan yana düşecek.
Toprağa beraber dalacağız.
Ve bir gün yabani bir çiçek
bu toprak parçasından nemlenip filizlenirse
sapında muhakkak
iki çiçek açacak :
biri sen
biri de ben.
Ben
daha ölümü düşünmüyorum.
Ben daha bir çocuk doğuracağım.
Hayat taşıyor içimden.
Kaynıyor kanım.
Yaşayacağım, ama çok, pek çok,
ama sen de beraber.
Ama ölüm de korkutmuyor beni.
Yalnız pek sevimsiz buluyorum
bizim cenaze şeklini.
Ben ölünceye kadar da
bu düzelir herhalde.
Hapisten çıkmak ihtimalin var mı bu günlerde?
İçimden bir şey :
belki diyor.
18 Şubat 1945
Piraye Nâzım Hikmet
Kısa Kısa..
Merhaba millet.Bazı kararlarımı açıklamak niyetindeyim.
*Ara ara şiirlerimi yazsam mı diye düşünüyorum.
*Başklarının şiirleri de olabilir.
*Röportaj olsa iyi olurdu.Kendimle tabii ki.
*Komik Resimler-Komik Karikatürler gibi seriler mi yapsam.
*Kendi yazdığım oyun incelemelerini mi yazsam?
*Belgesel veya film eklesem mi?
vs vs..
Lan bu arada içtiğim sigaranın (uzun Winston Blue) paketi değişmiş.Tadı garip geldi.Eski paketi özledim.İçime oturdu.Ayıp ettin,kıydın güzelim sade,asaletli o pakete alçak firma!Bu paket ne olum.İbne gibi,puşt gibi bir şey olmuş.Nasıl alışacağım olum ben buna şimdi.Off.Sinirlerimi bozdunuz.Neyse.Sonra görüşürüz.Belki güzel bir kaç şiir eklerim birazdan.Selametle..
*Ara ara şiirlerimi yazsam mı diye düşünüyorum.
*Başklarının şiirleri de olabilir.
*Röportaj olsa iyi olurdu.Kendimle tabii ki.
*Komik Resimler-Komik Karikatürler gibi seriler mi yapsam.
*Kendi yazdığım oyun incelemelerini mi yazsam?
*Belgesel veya film eklesem mi?
vs vs..
Lan bu arada içtiğim sigaranın (uzun Winston Blue) paketi değişmiş.Tadı garip geldi.Eski paketi özledim.İçime oturdu.Ayıp ettin,kıydın güzelim sade,asaletli o pakete alçak firma!Bu paket ne olum.İbne gibi,puşt gibi bir şey olmuş.Nasıl alışacağım olum ben buna şimdi.Off.Sinirlerimi bozdunuz.Neyse.Sonra görüşürüz.Belki güzel bir kaç şiir eklerim birazdan.Selametle..
29 Mayıs 2012 Salı
Merhaba Gönül Dostları..
Evet merhabalar.Hep böyle bir giriş yapmak istemiştim.Gönül Dostları...Ne güzel,ne anlamlı bir sesleniş.Her şeyin yavaştan anlamını kaybettiği bu kahpe hayatta bu tür şeylere ihtiyaç var.Tabi 'Gönülden' olması şartıyla.Neyse.Biraz yazmak istedim.Konu olmadan.Olduğu kadar.Yine nefes alamıyorum.Stresten olsa gerek.Sınavın sonucunu biliyor da olsam beklemek ve 'UMUT' etmek beni harap etti yine.Yenilişimi yüzüme vurmaları hoşuma gitmiyor.Bende de suç var.Ama biraz ağır bir bedel ödüyorum galiba.Diğer her şey için.ama ölmedik ya,buradayız ya o da yeter.
Aylar sonra tekrar ilaç aldım şimdi ilk paragrafı yazdıktan sonra.Güçsüzlük değil de ne bu....Düşünmeyi bırakıyor muyum yoksa artık iyice.Beynimi uyuşturmak daha kolay mı geliyor nedir,bilemedim.Off.Yaz ayları iyice stres yapıyorum kendime.Henüz yaz gelebilmiş değil ama olsun.Haziranın kapıda olması yeter bana.
Hayat dediğimiz mevzu biraz daha can sıkıcı benim için.Çok değişken oluyorum.Buraya yazmak rahatlatsa bile bazen yeterli olmuyor.Bir de son zamanlar çok insanla konuştum.Tekrar sosyalleştim.O da geriyor beni.Galiba tek başıma,sorumluluk almadan yaşamak beni daha rahat ettiriyor.Bu da bir kaçış yöntemi aslına bakarsınız.Hatta kaçışın kendisi tamamen.Amma şöyle de bakmak istiyorum olaylara;tüm yaptığın olumlu her şeyi bir kenara bırakıp, zafer anında savaştan çekilmek gibi.Ufacık olumsuzluklar yüzünden,tüm o büyük zaferleri ve savaşları unutmak gibi.Bu da cesurca bir hareket diyorum.Belki de kendimi kandırıyorum.Ama olsun.Bir yerde doğru da galiba.Aman neyse işte..
Bilge birisi değilim.Oyunu kurallarına göre oynamayı sevmem.Zeki de değilim.Üstün bir tarafım yok.Sadece bir kaç kuralım var.Onlarla yola çıkıyorum.Aha bir kaçını paylaşayım hemen.
Birincisi;2+2=4.Evet dalga geçmiyorum.Ayrıntılarıyla tam olarak olayı görürseniz bu kadar basit çıkıyor olay.
Bir diğeri;Aldıkların ve verdiklerin eşittir.Bu da İlahi Adalet'e olan inanç gibi gözükebilir.Ama ben her şeyin bu dünyada mükafatlandırıldığını veya cezalandırıldığını düşünüyorum.Ne kadar verirsen,o kadar alırsın.
Başka bir tanesi ise benim bu hayata adaptasyon şeklim.O da; bükemediğin eli kıracaksın!Saçma gelmesin kimseye.Kaybetmedikten sonra savaşa devam ederim genelde (son zamanlarımı saymazsam) ve o beni yenen bileği tam öper gibi yaparken kırarım.Hep işe yaradı.Ama artık kullanacak gücü bulamıyorum.
Şimdilik bunlar yeter.Bir de kimseye tam olarak güvenmem.Güvenemem.Bu zayıf ilişkilere sebebiyet verir.Ama olsun.Kaybetmedikten sonra;bir çok kez yenilgi almak mühim değil.Önemli olan sonuç.Ve unutmayın kaybetmek ve yenilmek çok farklı şeyler.Mesela bir savaştan mağlup olursan yenilmiş olursun.Ama o savaş elinde ki her şeyi alıp,seni yok ederse veya o konuda tamamen seni bitirirse bu kaybetmektir.Yenilgim çok ama yenilgim kadar galibiyetim var.Artık ne işe yaradığını bilmesem de hep dururlar bir köşe de.Eski bir şampiyonun madalyaları gibi;tozlu,eski.Yine de atmaya kıyamadığı.
Bu günlük bu kadar yeter mi bilmiyorum.daha çok yazmak istiyorum.Her şeyi anlatmak.....Ama ne zaman yeter ne de gücüm,ne de sayfalar.Daha 21 yaşımda böyleysem;ileride beni bir düşünsenize....Bıkmış,bezmiş...Tabi yaşayabilirsem,dayanabilirsem o kadar.Ama ağır geliyor her şey.Dar geliyor bu şehir.Dar geliyor bedenim.Dünya dar geliyor aslında.Niye böyle bilmiyorum.
Neyse.Bugünlük hakikaten yeter.Yarın yine işim var bir çok.Halletmem gerekiyor.Son kapanış cümlesi falan yok.Hadi selametle.Hades gider.....
Aylar sonra tekrar ilaç aldım şimdi ilk paragrafı yazdıktan sonra.Güçsüzlük değil de ne bu....Düşünmeyi bırakıyor muyum yoksa artık iyice.Beynimi uyuşturmak daha kolay mı geliyor nedir,bilemedim.Off.Yaz ayları iyice stres yapıyorum kendime.Henüz yaz gelebilmiş değil ama olsun.Haziranın kapıda olması yeter bana.
Hayat dediğimiz mevzu biraz daha can sıkıcı benim için.Çok değişken oluyorum.Buraya yazmak rahatlatsa bile bazen yeterli olmuyor.Bir de son zamanlar çok insanla konuştum.Tekrar sosyalleştim.O da geriyor beni.Galiba tek başıma,sorumluluk almadan yaşamak beni daha rahat ettiriyor.Bu da bir kaçış yöntemi aslına bakarsınız.Hatta kaçışın kendisi tamamen.Amma şöyle de bakmak istiyorum olaylara;tüm yaptığın olumlu her şeyi bir kenara bırakıp, zafer anında savaştan çekilmek gibi.Ufacık olumsuzluklar yüzünden,tüm o büyük zaferleri ve savaşları unutmak gibi.Bu da cesurca bir hareket diyorum.Belki de kendimi kandırıyorum.Ama olsun.Bir yerde doğru da galiba.Aman neyse işte..
Bilge birisi değilim.Oyunu kurallarına göre oynamayı sevmem.Zeki de değilim.Üstün bir tarafım yok.Sadece bir kaç kuralım var.Onlarla yola çıkıyorum.Aha bir kaçını paylaşayım hemen.
Birincisi;2+2=4.Evet dalga geçmiyorum.Ayrıntılarıyla tam olarak olayı görürseniz bu kadar basit çıkıyor olay.
Bir diğeri;Aldıkların ve verdiklerin eşittir.Bu da İlahi Adalet'e olan inanç gibi gözükebilir.Ama ben her şeyin bu dünyada mükafatlandırıldığını veya cezalandırıldığını düşünüyorum.Ne kadar verirsen,o kadar alırsın.
Başka bir tanesi ise benim bu hayata adaptasyon şeklim.O da; bükemediğin eli kıracaksın!Saçma gelmesin kimseye.Kaybetmedikten sonra savaşa devam ederim genelde (son zamanlarımı saymazsam) ve o beni yenen bileği tam öper gibi yaparken kırarım.Hep işe yaradı.Ama artık kullanacak gücü bulamıyorum.
Şimdilik bunlar yeter.Bir de kimseye tam olarak güvenmem.Güvenemem.Bu zayıf ilişkilere sebebiyet verir.Ama olsun.Kaybetmedikten sonra;bir çok kez yenilgi almak mühim değil.Önemli olan sonuç.Ve unutmayın kaybetmek ve yenilmek çok farklı şeyler.Mesela bir savaştan mağlup olursan yenilmiş olursun.Ama o savaş elinde ki her şeyi alıp,seni yok ederse veya o konuda tamamen seni bitirirse bu kaybetmektir.Yenilgim çok ama yenilgim kadar galibiyetim var.Artık ne işe yaradığını bilmesem de hep dururlar bir köşe de.Eski bir şampiyonun madalyaları gibi;tozlu,eski.Yine de atmaya kıyamadığı.
Bu günlük bu kadar yeter mi bilmiyorum.daha çok yazmak istiyorum.Her şeyi anlatmak.....Ama ne zaman yeter ne de gücüm,ne de sayfalar.Daha 21 yaşımda böyleysem;ileride beni bir düşünsenize....Bıkmış,bezmiş...Tabi yaşayabilirsem,dayanabilirsem o kadar.Ama ağır geliyor her şey.Dar geliyor bu şehir.Dar geliyor bedenim.Dünya dar geliyor aslında.Niye böyle bilmiyorum.
Neyse.Bugünlük hakikaten yeter.Yarın yine işim var bir çok.Halletmem gerekiyor.Son kapanış cümlesi falan yok.Hadi selametle.Hades gider.....
28 Mayıs 2012 Pazartesi
Yorgun Adamdan Selamlarla.
Selamlar olsun.Bir önce ki yazımda bahsettiğim durum biraz fazla dallı budaklı önce o yüzden kusura bakmayın yazıya almam zaman alabilir.O yazıyı yazdıktan sonra yazamadım tekrar.Anlatacağım hepsini.Durun bakalım azıcık.Başlayayım bakayım,gücüm yettiği sürece anlatacağım..
Hazırlık atlama sınavım yine sıkıntılarla geçti.Daha yüksek not alacağım inşallah.Millet sorup duruyor.Bilsem sonucu ona göre konuşacağım ama yok yani.Açıklanmadı henüz.
Şu an felaket yorgunum.İki günlüğüne memlekete gittik.Gezdim,iş yaptım en önemlisi rahmetli dedemin mezarını ziyaret ettim.Birde yağmurda ıslanınca şifayı hemen kaptım.Herşey biraz fazla hızlı geçti.Tadına doyamadım.Kendim olmaya doyamadım.
Oralarda her attığım adımda,aldığım nefeste yanımda ufak bir çocuk vardı.Ciddi ciddi konuştum onunla.Geleceğini anlattım ara ara.Biraz hüzünlü bir çocuktu.Herşeyi söylemedim tabi.Nasıl yıkılırdı bilseydi;hayallerinin aslında elde edilince bile tat vermeyeceğini.Ama çocuk güçlüydü.Bilseydi inadına daha çok çabalardı.O çocuktan adı Hades olan bir enkaz kaldı geriye.
Hadi benden bugünlük bu kadar.Ben artık yol alayım.Yorgunum dediğim gibi.Biraz dinlenmeye ihtiyacım var.Aslında çok dinlenmeye ihtiyacım var ama onun için zamanım yok.Selametle millet.
Hazırlık atlama sınavım yine sıkıntılarla geçti.Daha yüksek not alacağım inşallah.Millet sorup duruyor.Bilsem sonucu ona göre konuşacağım ama yok yani.Açıklanmadı henüz.
Şu an felaket yorgunum.İki günlüğüne memlekete gittik.Gezdim,iş yaptım en önemlisi rahmetli dedemin mezarını ziyaret ettim.Birde yağmurda ıslanınca şifayı hemen kaptım.Herşey biraz fazla hızlı geçti.Tadına doyamadım.Kendim olmaya doyamadım.
Oralarda her attığım adımda,aldığım nefeste yanımda ufak bir çocuk vardı.Ciddi ciddi konuştum onunla.Geleceğini anlattım ara ara.Biraz hüzünlü bir çocuktu.Herşeyi söylemedim tabi.Nasıl yıkılırdı bilseydi;hayallerinin aslında elde edilince bile tat vermeyeceğini.Ama çocuk güçlüydü.Bilseydi inadına daha çok çabalardı.O çocuktan adı Hades olan bir enkaz kaldı geriye.
Hadi benden bugünlük bu kadar.Ben artık yol alayım.Yorgunum dediğim gibi.Biraz dinlenmeye ihtiyacım var.Aslında çok dinlenmeye ihtiyacım var ama onun için zamanım yok.Selametle millet.
20 Mayıs 2012 Pazar
Geldim.Bilgiler Getirdim!
Merhaba millet.Bugün çok dehşet bilgiler öğrendim.Şimdi paylaşamayabilirim.Galiba biraz daha araştırma yapmak ve sağlam delillerle ortaya çıkmam gerekecek.Ama söyleyeyim sağlıkla alakalı şeyler olacak.Neyse.Kısaca özet geçeyim bari.
Panax vs var ya hani şu eraslan lavuğu.Onu araştırdım.Zayıflama haplarına baktım.Birçok şey farkettim.Biraz daha araştırıp hepsini yazacağım.bugün çok yorgunum.Aile konusuna da değineceğim.Hepsini bir potada eriteceğim belki de.Durun bakalım.Bakacağım hepsine.Şimdilik bu kadar.
Akşam nasip olursa yazacağım hepsini.Şimdi işlerimi halledip,araştırmalarımı tamamlamalıyım.Selametle gençler.
Panax vs var ya hani şu eraslan lavuğu.Onu araştırdım.Zayıflama haplarına baktım.Birçok şey farkettim.Biraz daha araştırıp hepsini yazacağım.bugün çok yorgunum.Aile konusuna da değineceğim.Hepsini bir potada eriteceğim belki de.Durun bakalım.Bakacağım hepsine.Şimdilik bu kadar.
Akşam nasip olursa yazacağım hepsini.Şimdi işlerimi halledip,araştırmalarımı tamamlamalıyım.Selametle gençler.
15 Mayıs 2012 Salı
Selam Tekrardan Dostlar.
Şu an Levent Yüksel'in Zalim isimli parçasını dinliyorum.Ama içim öyle karanlık falan değil.İyiyim.Yani tamam daha iyi günlerim elbet oldu.Ama bugün bazı durumlar yaşadım.Anlatacağım hepsini sizlere.Azıcık nefesleneyim.Ohh.Saat geç oldu aslında.Ama tonlarca işim var.Tabi bir de fark ettim ki bloğun saatinde sıkıntı var.Ona dikkat edelim.Yazılarımı önceden hazırlamıyorum hani.Ne zaman yazı düşüyorsa bilin ki o zaman aslında taze yazılmıştır.Off aman neyse ya.Başlıyorum.
Bugün felaket yoruldum yine.Ama çok iyi bir insanla tanıştım.Hani yeni iş vs diyordum ya o yalan oldu.Adamlar çok ince eleyip sık dokuyorlar.İlk sözlü mülakat bile berbat geçti.İlk kez cevap verirken bu kadar sıkkınlık yaşadım.Anam ne sorulardı onlar ya.Neyse.Vardır bunda da bir hayır.Neyse.Başka iş bakacağım olmadı.Neyse.Şu an onu düşünmek istemiyorum pek.Yakın zamanda sınavım var.Ona odaklanmalıyım.
Bugün o akli dengesi bozuk teyzeyi gördüm!Umutlarım tekrar canlandı.Bu kadarcık bir 'dış' etmenin beni nasıl mutlu ettiğini anlatamam.Demek ki ben de çoğu kişi gibi olaylara görmek istediğim noktadan bakıyorum.Bu sıkıntılı.Gerçekçi yaklaşımını etkiler insanın.Neyse.Sınava az kala dersi bıraktım birazcık.Tekrar başlayacağım ama.Kendime sözüm olsun.
Bu arada şaka falan metale iyi sardım.Özellikle iki grup.Powerwolf ve Amon Amarth.Bakalım ne kadar gidecek.Şu sıralar çok değişken durumlardayım.Her an beni İsmail Yk dinlerken görebilirsiniz.Şaka lan.O kadar da düşmeyiz.Şu an da bir düşkün durumumuz yok ama neyse.Sınavı geçsem rahatlayacağım az daha.Ama dur bakalım.
Hayat akıp gidiyor yine.Dün yeni doğan kardeşim bugün boyumdan uzun.Bir diğeri artık bebeklikten çıktı.Kocaman kız oldu hani neredeyse.Eskiden beraber salıncakta sallandığımız adamlar askere gidiyor. Bende değiştim her şey gibi.Kendimi belki tam anlamıyla koruyamadım zararlı durumlardan.Ama olsun.Doğru bir yolda olduğuma inanıyorum.Tabi elbet yanlışlarım var.Kadı kızı değilim,hatta duyduğuma göre onun -kadı kızının- bile bazı kusurları medyaya yansıyormuş.Medyaya yansımayan ne var zaten?Gerçeklik yok bak tek.Olan gerçeklikte kimin elinin kimin neresinde olduğu.Uyutuluyoruz.Bakınız derbi.Neyse.O yazı da küfür dozu çok fazla kaçtı.Ama hak ettiler yani.
Benden bugünlük bu kadar gençler.Yapacak tonlarca işim var.Ve saat şu an itibariyle 20.25.Geç bile kaldım.Hades hepinize selam eder.Hadi kendinize iyi bakın.Yorulmayın.Hayat güzel.Yok abi o kadar güzel değil.eşeğini sağlam kazığa bağla.Benden demesi.Kaçtım.Vallaha.
Bugün felaket yoruldum yine.Ama çok iyi bir insanla tanıştım.Hani yeni iş vs diyordum ya o yalan oldu.Adamlar çok ince eleyip sık dokuyorlar.İlk sözlü mülakat bile berbat geçti.İlk kez cevap verirken bu kadar sıkkınlık yaşadım.Anam ne sorulardı onlar ya.Neyse.Vardır bunda da bir hayır.Neyse.Başka iş bakacağım olmadı.Neyse.Şu an onu düşünmek istemiyorum pek.Yakın zamanda sınavım var.Ona odaklanmalıyım.
Bugün o akli dengesi bozuk teyzeyi gördüm!Umutlarım tekrar canlandı.Bu kadarcık bir 'dış' etmenin beni nasıl mutlu ettiğini anlatamam.Demek ki ben de çoğu kişi gibi olaylara görmek istediğim noktadan bakıyorum.Bu sıkıntılı.Gerçekçi yaklaşımını etkiler insanın.Neyse.Sınava az kala dersi bıraktım birazcık.Tekrar başlayacağım ama.Kendime sözüm olsun.
Bu arada şaka falan metale iyi sardım.Özellikle iki grup.Powerwolf ve Amon Amarth.Bakalım ne kadar gidecek.Şu sıralar çok değişken durumlardayım.Her an beni İsmail Yk dinlerken görebilirsiniz.Şaka lan.O kadar da düşmeyiz.Şu an da bir düşkün durumumuz yok ama neyse.Sınavı geçsem rahatlayacağım az daha.Ama dur bakalım.
Hayat akıp gidiyor yine.Dün yeni doğan kardeşim bugün boyumdan uzun.Bir diğeri artık bebeklikten çıktı.Kocaman kız oldu hani neredeyse.Eskiden beraber salıncakta sallandığımız adamlar askere gidiyor. Bende değiştim her şey gibi.Kendimi belki tam anlamıyla koruyamadım zararlı durumlardan.Ama olsun.Doğru bir yolda olduğuma inanıyorum.Tabi elbet yanlışlarım var.Kadı kızı değilim,hatta duyduğuma göre onun -kadı kızının- bile bazı kusurları medyaya yansıyormuş.Medyaya yansımayan ne var zaten?Gerçeklik yok bak tek.Olan gerçeklikte kimin elinin kimin neresinde olduğu.Uyutuluyoruz.Bakınız derbi.Neyse.O yazı da küfür dozu çok fazla kaçtı.Ama hak ettiler yani.
Benden bugünlük bu kadar gençler.Yapacak tonlarca işim var.Ve saat şu an itibariyle 20.25.Geç bile kaldım.Hades hepinize selam eder.Hadi kendinize iyi bakın.Yorulmayın.Hayat güzel.Yok abi o kadar güzel değil.eşeğini sağlam kazığa bağla.Benden demesi.Kaçtım.Vallaha.
12 Mayıs 2012 Cumartesi
Hayat Durdu.Ben Neresindeyim Peki Hayatın?
Başka şeyler düşünüp,başka bir anlam yükledim yanlışlıkla.Başlıktan bahsediyorum.Ama iyi de oldu.Şu dakikalarda sonucu belli o malum derbi oynanıyor.Ben odamda Ferhat Göçer'in tek sevdiğim şarkısını dinliyorum.Isınamadım adama bir türlü.Evde ufaktan sorunlar var.Bugün çok sevdiğim saçımı ve sakalımı kestirmek söz konusu benim için.Bazen rahat edemiyorum saç ve sakalla ama kestirince içim acıyor.Ne garip lan!Neyse.Bugün öyle havadan sudan bir yazı yazacağım.Tabi şarkı da bitti.Bende Göksel açtım.Birazdan Powerwolf dinlerim.Sonra Ahmet Kaya'ya geçerim,finali Amon Amarth ile bağlarım.Ohh.Benden iyisi yok hacım.
Bugün yazdıklarımı çok değer verdiğim Birisi okumuş.Kendince anlamlar yüklemiş ve üzülmüş.Zaten yazdıklarımı birileri okuduğunda genelde üzülür.Gerçekleri yazmaya çalıştığım için mi?Yoksa karanlık olduğum için mi?Bilmiyorum.'Birisi' dışında başkalarının gerçekten üzüldüğünü de zannetmiyorum ya neyse.
Ben hayatta yalnız durdum ayakta olduğu kadarıyla.Hep doluydu çevrem.Ama herkes gibi arkadaşlarımın,dostlarımın verdiği o heyecana kaptırıp kendimi aslında benim de herkes gibi aslında yalnız olduğunu unutmadım.Olaylar olur,sevinirsiniz.'Birileri' sizi çok mutlu edebilir.Hatta rüya gibi zamanları bulutların üzerinde geçirebilirsiniz.Ama bu içinizde ki yalnızları kovmaya yetmez.Çünkü o hep yanınızdadır.Bırakmaz peşinizi.Onunla yaşamak,gerçekle yaşamak demektir.Ben o yolu tercih ettim.Ve yalnızlığımla yürüyorum.Neyse.Durum bu sayın seyirciler.
Bu arada hala o durakta ki akli dengesi bozuk yaşlı teyzeyi göremedim.Hep bekliyorum ama.umutlarımı bir çok konuda kaybetsem de o konuda kaybetmek istemiyorum.Gelse her halde boynuna atlarım.Ama galiba gelmeyecek.Ama emin olun ben her o duraktan otobüse bindiğimde bekleyeceğim.Gelmeyeceğini bile bile.
Benim gibi yapın.Umutlarınızı kaybetmeyin.Yaşamak adına bu gerekli.Zaman o beklenileni yanına alıp gidene kadar bekleyin.Ben şu aralar pek umutsuzum.Ama olsun umutlarımın bir gün geri gelmesini bekliyorum umutla.Her sabah kalktığımda kontrol ediyorum zihnimin en ücra kısımlarını.Şu ana kadar gelmediler.Belki gelmeyecekler.Ama beklemek güzel.Hele anlamlıysa beklenen....
Başlık 'cuk' diye oturdu bu sefer.Neyse.Bugün bir şeyler paylaşacağım yine.Tabii ki Powerwolf'un bir konser çekimini.Adamlar Hristiyanlık üzerine şarkı yapıyorlar.Benim Hristiyanlarla alıp veremediğim olmadığı için sıkıntı yaşamıyorum.Adamların sanatına bakıyorum.Gitarist iki kardeş,bir tenor vokal ve twin pedalcı kel dostumuz var bu grupta!Bu kadar mı?Hayır bir adet klise orgu(!) çalan arkadaş var.Klavye deniliyor da olabilir.:Tam bilmiyorum.Çok hareketli,canlı bir grup.Dinleyin derim.Severim kendilerini.Hareketleri garip gelebilir.Ama emin olun zamanla alışıyorsunuz ve sevmeye başlıyorsunuz.Sizleri Greywolf kardeşlerin o mükemmel uyumlu gitarları ve vokalimiz Attila Dorn ile baş başa bırakıyorum.Die die dynamite!
Bugün yazdıklarımı çok değer verdiğim Birisi okumuş.Kendince anlamlar yüklemiş ve üzülmüş.Zaten yazdıklarımı birileri okuduğunda genelde üzülür.Gerçekleri yazmaya çalıştığım için mi?Yoksa karanlık olduğum için mi?Bilmiyorum.'Birisi' dışında başkalarının gerçekten üzüldüğünü de zannetmiyorum ya neyse.
Ben hayatta yalnız durdum ayakta olduğu kadarıyla.Hep doluydu çevrem.Ama herkes gibi arkadaşlarımın,dostlarımın verdiği o heyecana kaptırıp kendimi aslında benim de herkes gibi aslında yalnız olduğunu unutmadım.Olaylar olur,sevinirsiniz.'Birileri' sizi çok mutlu edebilir.Hatta rüya gibi zamanları bulutların üzerinde geçirebilirsiniz.Ama bu içinizde ki yalnızları kovmaya yetmez.Çünkü o hep yanınızdadır.Bırakmaz peşinizi.Onunla yaşamak,gerçekle yaşamak demektir.Ben o yolu tercih ettim.Ve yalnızlığımla yürüyorum.Neyse.Durum bu sayın seyirciler.
Bu arada hala o durakta ki akli dengesi bozuk yaşlı teyzeyi göremedim.Hep bekliyorum ama.umutlarımı bir çok konuda kaybetsem de o konuda kaybetmek istemiyorum.Gelse her halde boynuna atlarım.Ama galiba gelmeyecek.Ama emin olun ben her o duraktan otobüse bindiğimde bekleyeceğim.Gelmeyeceğini bile bile.
Benim gibi yapın.Umutlarınızı kaybetmeyin.Yaşamak adına bu gerekli.Zaman o beklenileni yanına alıp gidene kadar bekleyin.Ben şu aralar pek umutsuzum.Ama olsun umutlarımın bir gün geri gelmesini bekliyorum umutla.Her sabah kalktığımda kontrol ediyorum zihnimin en ücra kısımlarını.Şu ana kadar gelmediler.Belki gelmeyecekler.Ama beklemek güzel.Hele anlamlıysa beklenen....
Başlık 'cuk' diye oturdu bu sefer.Neyse.Bugün bir şeyler paylaşacağım yine.Tabii ki Powerwolf'un bir konser çekimini.Adamlar Hristiyanlık üzerine şarkı yapıyorlar.Benim Hristiyanlarla alıp veremediğim olmadığı için sıkıntı yaşamıyorum.Adamların sanatına bakıyorum.Gitarist iki kardeş,bir tenor vokal ve twin pedalcı kel dostumuz var bu grupta!Bu kadar mı?Hayır bir adet klise orgu(!) çalan arkadaş var.Klavye deniliyor da olabilir.:Tam bilmiyorum.Çok hareketli,canlı bir grup.Dinleyin derim.Severim kendilerini.Hareketleri garip gelebilir.Ama emin olun zamanla alışıyorsunuz ve sevmeye başlıyorsunuz.Sizleri Greywolf kardeşlerin o mükemmel uyumlu gitarları ve vokalimiz Attila Dorn ile baş başa bırakıyorum.Die die dynamite!
Oha!Resmen Derbi Var Lan Bugün!
Selam millet.Yerimde duramıyorum.Gece gözüme uyku girmedi.Bugün derbi var.Düşünsenize!Bir yerlerde ufacık çocuklar zehirleniyor devlet babanın verdiği sütten.Ve kimse takmıyor adam akıllı.Ama bugün derbi var ve herkes buna kilitlenmiş.Başka takımların taraftarı bile gününü bunu konuşacak ve kafasını gereksiz detaylarla dolduracak.
Yine işçiler ihmal yüzünden hayatlarını kaybediyor.Bir yerde sorumlular var.Herkes kimin sorumlu olduğunu biliyor.Ama ses çıkarmıyor.Artık normal görüyor.Ama şu ebesini siktiğimin derbisini tüm ayrıntılarıyla biliyorlar.Ve bu takımların binlerce kez karşılaşmış olmasına takılmadan,bunu normal göremiyor!Bugün derbi var!
Bir yerlerde yine öğrenciler anayasal hakları dahilinde yaptıkları eylem yüzünden dayak yiyor,hapse atılıyor.Evet iyi oluyor halka göre.Çünkü o çocuklar haklı.Ve gençlerin ses çıkarmasına karşı duruyor herkes.Çünkü kendi beyinleri vatandan daha çok koduğumun derbisinde.Kendileri bu kadar ciddi şeyleri yargılamaktan korkuyor çünkü.Ve yargılayanlar terörist damgası yiyor!
Bir yerlerde yine vatanın evlatları toprağa düşüyor sırf başta ki yavşakların egosu yüzünden!Ama kimse takmıyor.2-3 hatta 4-5 şehit haberi sarsmıyor bizi derinden.En az 12 falan olması lazım sokaklara dökülmek için.Garip olan ise devletin suçu görmezden geliniyor.Daha az suçlu bir örgüt ama hedef tahtası yapılıyor!Devleti yargılamak yok.Düşünmek yok.İncelemek yok.Ölen ölmüş siktir et deniliyor.Ama bugün milyonlar sokağa dökülecek.Milyonlar en ince ayrıntısına kadar yok goldü,yok ofsayttı,yok şike falan konuşacak.Demek ki sikindirik bir maç ölen onca gençten değerli!
Bir yerler de yine hakkımız yeniliyor.Bazılarının cepleri dolarken,gereksiz yere bizim alın terimiz sömürülüyor.Birileri ihale de usulsüzlük yapıyor.Ama kimse tenezzül edip hakkını aramıyor!Ama söz konusu yenilen takım olunca;millet bağıra çağıra kendi takımının haksızlığa uğradığını duyuruyor!
Yine tüketim mallarına gelen zamlar yüzünden 'İşçi Süleymanlar' gecelerini uykusuz geçiriyor.Ama birileri buna bir şey demekten yine çok uzak.Siktir et zaten.Bana fazla 'dokundurmayan' yılan kimi sikerse siksin diyorsunuz.Başınıza aynısı gelecek farkında değil misiniz?Çocuklarınızı hiç mi düşünmüyorsunuz?Şu maç daha mı önemli birilerinin açlık sınırında yaşamasından?Siz orada burada maçı konuşurken o takımların tüm üyeleri milyon dolarlık arabalarıyla; bir gece de bir memurun maaşını bir tabak yemeğe yatıracak.Çok mu umurlarında bu derbi zannediyorsunuz?
Devam et böyle güzel halkım.Susarsanız sıra size gelecek.Sizin yakınlarınız ölecek,sizin çocuklarınızın hayatları mahvolacak,zehirlenen yine gelecek olacak.Ama çokta önemli olmayacak kimse için sizin sorunlarınız.Çünkü bugün derbi var.Yarın yine olacak.Ama ölen kimse,kaybedilen hiç bir hayat tekrar gelmeyecek bu dünyaya.Ve bunu yaşadığınız zaman lanet okuyacaksınız.Ama kimsenin umurunda olmayacak.Hatta dur.Sessiz ağla biraz.Bak Alex gole gidiyor........
Yine işçiler ihmal yüzünden hayatlarını kaybediyor.Bir yerde sorumlular var.Herkes kimin sorumlu olduğunu biliyor.Ama ses çıkarmıyor.Artık normal görüyor.Ama şu ebesini siktiğimin derbisini tüm ayrıntılarıyla biliyorlar.Ve bu takımların binlerce kez karşılaşmış olmasına takılmadan,bunu normal göremiyor!Bugün derbi var!
Bir yerlerde yine öğrenciler anayasal hakları dahilinde yaptıkları eylem yüzünden dayak yiyor,hapse atılıyor.Evet iyi oluyor halka göre.Çünkü o çocuklar haklı.Ve gençlerin ses çıkarmasına karşı duruyor herkes.Çünkü kendi beyinleri vatandan daha çok koduğumun derbisinde.Kendileri bu kadar ciddi şeyleri yargılamaktan korkuyor çünkü.Ve yargılayanlar terörist damgası yiyor!
Bir yerlerde yine vatanın evlatları toprağa düşüyor sırf başta ki yavşakların egosu yüzünden!Ama kimse takmıyor.2-3 hatta 4-5 şehit haberi sarsmıyor bizi derinden.En az 12 falan olması lazım sokaklara dökülmek için.Garip olan ise devletin suçu görmezden geliniyor.Daha az suçlu bir örgüt ama hedef tahtası yapılıyor!Devleti yargılamak yok.Düşünmek yok.İncelemek yok.Ölen ölmüş siktir et deniliyor.Ama bugün milyonlar sokağa dökülecek.Milyonlar en ince ayrıntısına kadar yok goldü,yok ofsayttı,yok şike falan konuşacak.Demek ki sikindirik bir maç ölen onca gençten değerli!
Bir yerler de yine hakkımız yeniliyor.Bazılarının cepleri dolarken,gereksiz yere bizim alın terimiz sömürülüyor.Birileri ihale de usulsüzlük yapıyor.Ama kimse tenezzül edip hakkını aramıyor!Ama söz konusu yenilen takım olunca;millet bağıra çağıra kendi takımının haksızlığa uğradığını duyuruyor!
Yine tüketim mallarına gelen zamlar yüzünden 'İşçi Süleymanlar' gecelerini uykusuz geçiriyor.Ama birileri buna bir şey demekten yine çok uzak.Siktir et zaten.Bana fazla 'dokundurmayan' yılan kimi sikerse siksin diyorsunuz.Başınıza aynısı gelecek farkında değil misiniz?Çocuklarınızı hiç mi düşünmüyorsunuz?Şu maç daha mı önemli birilerinin açlık sınırında yaşamasından?Siz orada burada maçı konuşurken o takımların tüm üyeleri milyon dolarlık arabalarıyla; bir gece de bir memurun maaşını bir tabak yemeğe yatıracak.Çok mu umurlarında bu derbi zannediyorsunuz?
Devam et böyle güzel halkım.Susarsanız sıra size gelecek.Sizin yakınlarınız ölecek,sizin çocuklarınızın hayatları mahvolacak,zehirlenen yine gelecek olacak.Ama çokta önemli olmayacak kimse için sizin sorunlarınız.Çünkü bugün derbi var.Yarın yine olacak.Ama ölen kimse,kaybedilen hiç bir hayat tekrar gelmeyecek bu dünyaya.Ve bunu yaşadığınız zaman lanet okuyacaksınız.Ama kimsenin umurunda olmayacak.Hatta dur.Sessiz ağla biraz.Bak Alex gole gidiyor........
5 Mayıs 2012 Cumartesi
Nasılsın Hades?Hayali Röportajlar-1.
Merhaba genç nesil tekrardan.Bugün kendimle yaptığım bir röportajı sizlerle paylaşmak niyetindeyim.Röportaj benim odamda şu an sigara dumanı altında,soğuk su ilave edilerek yapılıyor.İyi okumalar.
Ben:Merhabalar Hades.Öncelikle kırmayıp zaman ayırdığın için teşekkür ederim.İsminin anlamıyla başlayalım.
Hades:Sağolun.İsmim Yunan Mitolojisinde geçen bit tanrının ismidir.Kendisi adaletli bir tanrıdır.Kötü değildir.Sadece karanlıktır.Ve ölüler diyarına hükmeder.
B:Nasıl kötü değildir?Hep filmlerde falan kötüdür o yani.
H:Yanlışınız var.Gidin benim gibi hakkında ki kitapların çoğunu okuyun.Kötü değil.Sadece karanlık.Filmlerde illa bir kötü karakter olması gerekiyormuşcasına bir karakteri kurban verirler.Hades o yüzden kötü lanse edilir.Hem asıl kötü olan Zeus isimli deyyus.Çünkü kardeşi Hades'e haksızlık yapmış,yer altına hapsetmiştir.
B:Nasıl yani?
H: Off tamam.Başka soru yokmu allasen?
B.Pardon.Sorular doğaçlama ya,zaman kazanmaya çalışıyordum.
H:Çattık vallaha.
B:Şeyi soracağım asıl; nerede yaşıyorsun?
H:Ankara'da.Ama sevmiyorum bu şehri.Bir okulum,bir Sevgilim bir de odam.Gerisi boş.Bu şehire onlar sayesinde katlanıyorum.
B:Hangi okul?
H.Şimdilik Hacettepe.Ama bu sene de geçemezsem hazırlığı atacaklar.
B:Çalış geç o zaman.
H:Demesi kolay.Öyle hemen olmuyor o işler.Hem ben emperyalist adamların dilini öğrenmek istemiyorsam?Mecbur bırakılıyoruz ama buna.Birde ben her türlü matematik sorusunu çözerim.Ders çalışmayı severim hani bir yerde.Zorluk çekmem.Ama yabancı dile basmıyor kafam.
B:Çalışıyormuşsun birde.
H;Yok.Şirket dinleniyor şu an.İki haftadır falan galiba işsizim.Yeni bir iş için bu hafta görüşmeye gideceğim.Nasip bakalım.
B:Yiğit adamın mekanı olmaz,çalış tabi.Zorlamıyor mu?
H:Bazen evet ama zor olmasa zaten yapmazdım.Kolay iş bana göre değil dostum.Zoru başarabilme olayı beni tahrik ediyor.
B:Anlamadım ama neyse.Sigarayı bıraksana asıl sen ya.Daha gençsin.Bak ileride bir çok hastalık yapar sana sonra.
H:Anne moduna geçme.Ailem karışmıyor sana ne yani.Al bir tane daha yakıyorum.Ohh.
B:İyi içte geber.Tövbe ya.Ver bir tane de biz tellendirelim.Neyse.Nerelisin peki?
H:Ilgazlıyım.Gurur duyuyorum bundan da.Çok severim memleketimi.
B:Kimse sevmiyorum demez yani.Ama güzelmiş yani oralar.Teleferik vs güzeldir.
H:Çok fena küfür ederim sana.Çocukluğumun geçtiği o güzelim ormanı sırf iki kuruş fazla para kazanmak için mahvettiler.Kaç bin ağaç kesildi,kaç canlı yurtsuz kaldı.Haberin var mı?Kimse bana teleferik vs demesin.Vallaha kırarım ağzını gözünü.
B:Tamam kızma hemen.Eee aşk meşk olayları ne durumda?
H:Bu konu benim özelimdir.Kimseyle konuşmam.Kimseyi de ilgilendirmez.Kızı bana istemeye mi gideceksin?Yoo.O zaman ne diye soruyorsun?
B:Sen bir psikoloğa gözük.Hayra alamet değil bu hallerin.
H:Zaten zamanında psikiyatrim ve psikoloğum vardı.En azından bu psikolojik olaylarda insan kendisinin doktoru bence.Sen bir avuç anti-depresan içip annenin adını sabah hatırlayamadığın oldu mu?
B:Sana da laf denmiyor.
H:Deme zaten.Defol git lan buradan.
B:Artislik yapma.Sen apaçi selimi tanıyormusun!?Ahh vurma lan.
H:Seninde tüm apaçilerininde......Çık lan..
Bugünlük bu kadar.Hadi selametle.Sinirlerimi bozdu dangalak herif.Esen kalın.Bak hala duruyor...
Ben:Merhabalar Hades.Öncelikle kırmayıp zaman ayırdığın için teşekkür ederim.İsminin anlamıyla başlayalım.
Hades:Sağolun.İsmim Yunan Mitolojisinde geçen bit tanrının ismidir.Kendisi adaletli bir tanrıdır.Kötü değildir.Sadece karanlıktır.Ve ölüler diyarına hükmeder.
B:Nasıl kötü değildir?Hep filmlerde falan kötüdür o yani.
H:Yanlışınız var.Gidin benim gibi hakkında ki kitapların çoğunu okuyun.Kötü değil.Sadece karanlık.Filmlerde illa bir kötü karakter olması gerekiyormuşcasına bir karakteri kurban verirler.Hades o yüzden kötü lanse edilir.Hem asıl kötü olan Zeus isimli deyyus.Çünkü kardeşi Hades'e haksızlık yapmış,yer altına hapsetmiştir.
B:Nasıl yani?
H: Off tamam.Başka soru yokmu allasen?
B.Pardon.Sorular doğaçlama ya,zaman kazanmaya çalışıyordum.
H:Çattık vallaha.
B:Şeyi soracağım asıl; nerede yaşıyorsun?
H:Ankara'da.Ama sevmiyorum bu şehri.Bir okulum,bir Sevgilim bir de odam.Gerisi boş.Bu şehire onlar sayesinde katlanıyorum.
B:Hangi okul?
H.Şimdilik Hacettepe.Ama bu sene de geçemezsem hazırlığı atacaklar.
B:Çalış geç o zaman.
H:Demesi kolay.Öyle hemen olmuyor o işler.Hem ben emperyalist adamların dilini öğrenmek istemiyorsam?Mecbur bırakılıyoruz ama buna.Birde ben her türlü matematik sorusunu çözerim.Ders çalışmayı severim hani bir yerde.Zorluk çekmem.Ama yabancı dile basmıyor kafam.
B:Çalışıyormuşsun birde.
H;Yok.Şirket dinleniyor şu an.İki haftadır falan galiba işsizim.Yeni bir iş için bu hafta görüşmeye gideceğim.Nasip bakalım.
B:Yiğit adamın mekanı olmaz,çalış tabi.Zorlamıyor mu?
H:Bazen evet ama zor olmasa zaten yapmazdım.Kolay iş bana göre değil dostum.Zoru başarabilme olayı beni tahrik ediyor.
B:Anlamadım ama neyse.Sigarayı bıraksana asıl sen ya.Daha gençsin.Bak ileride bir çok hastalık yapar sana sonra.
H:Anne moduna geçme.Ailem karışmıyor sana ne yani.Al bir tane daha yakıyorum.Ohh.
B:İyi içte geber.Tövbe ya.Ver bir tane de biz tellendirelim.Neyse.Nerelisin peki?
H:Ilgazlıyım.Gurur duyuyorum bundan da.Çok severim memleketimi.
B:Kimse sevmiyorum demez yani.Ama güzelmiş yani oralar.Teleferik vs güzeldir.
H:Çok fena küfür ederim sana.Çocukluğumun geçtiği o güzelim ormanı sırf iki kuruş fazla para kazanmak için mahvettiler.Kaç bin ağaç kesildi,kaç canlı yurtsuz kaldı.Haberin var mı?Kimse bana teleferik vs demesin.Vallaha kırarım ağzını gözünü.
B:Tamam kızma hemen.Eee aşk meşk olayları ne durumda?
H:Bu konu benim özelimdir.Kimseyle konuşmam.Kimseyi de ilgilendirmez.Kızı bana istemeye mi gideceksin?Yoo.O zaman ne diye soruyorsun?
B:Sen bir psikoloğa gözük.Hayra alamet değil bu hallerin.
H:Zaten zamanında psikiyatrim ve psikoloğum vardı.En azından bu psikolojik olaylarda insan kendisinin doktoru bence.Sen bir avuç anti-depresan içip annenin adını sabah hatırlayamadığın oldu mu?
B:Sana da laf denmiyor.
H:Deme zaten.Defol git lan buradan.
B:Artislik yapma.Sen apaçi selimi tanıyormusun!?Ahh vurma lan.
H:Seninde tüm apaçilerininde......Çık lan..
Bugünlük bu kadar.Hadi selametle.Sinirlerimi bozdu dangalak herif.Esen kalın.Bak hala duruyor...
3 Mayıs 2012 Perşembe
Merhaba Millet.Tekrardan Ben..
Selam cümleten.Bir haftaya yakındır internette sorun olduğu için yazamadım.Bugün çözüldü Allahtan.Neyse.Sonuçta tekrar rahat rahat odamda kurulup yazlarımı yazabileceğim.Bu arada devletin dağıttığı süt meselesi var ya fena sıktı canımı diğer bir çok şey gibi.Lan ne alçak adamlar ya.Zamanında radyasyonlu çayı dağıtanlar şimdi bozuk sütle ufacık çocukları zehirliyor.Hem de çocuk yapın diye bağırıyorlar.Garip.....
Bugün konu bulamamıştım.Ama beni niyeyse etkileyen bir durumdan bahsetmek niyetindeyim.Otobüse bindiğim durakta akli dengesi bozuk yaşlı bir kadın vardı.Büyük ihtimal sokakta yaşıyordu.Çöpleri falan toplayıp poşetlere koyar gezerdi.Otobüslere zorla biner,insanlara değneğiyle vururdu.O değneği olmadan zor yürürdü.Otobüs çarpmış buna.Anlattı bir gün bana aklında kalanları.Yine anlattığına göre kız kardeşi,kız kardeşinin eşi ve kız kardeşinin çocuğu bir trafik kazasında hayatlarını kaybetmiş.Ben kaldım onlar gitti,keşke ben gitseydim onlar kalsaydı derdi.Hafta da iki üç kere görürdüm.Ölse ve kurtulsa bu hayattan keşke diye içimden geçirdiğim çok oldu yalan yok.Çünkü acı çekiyordu.Bugün o çok değerli değneği ve yanında taşıdığı çanta gibi şeyi durağın yanında ki duvara dayamış .Onlar orada ama kendisi yoktu.Gelir diye bekledim durdum.Gözlerim aradı.Ama gelmedi.Kötü oldum.Hayatın bir rengi,şehrin bir değeri daha ölmüş galiba diye düşündüm.O kadar uzun süre ayrılmazdı onların başından çünkü.Etrafta da polislerin insanlara sorular sorduğunu görünce iyice burkuldu içim.Ne garip.Üstünden 4-5 saat geçti.Ama hala etkisinden kurtulamadım.Öldüyse üzülürüm gerçekten.Çünkü fark ettim ki o da daha önce bahsettiğim 'masum' insan sınıfına giriyordu.Çok ölü gördüm.Çok kazaya,parçalanmış cesede rastladım.Ama hiç biri beni üzmedi.Yani etkilenmedim diyelim şuna.Ölüm en gerçek şey çünkü şu hayatta.Ama o kadın öldüyse üzülürüm.Masum biri öldüyse üzülmek normal.
Bu ve bunun gibi olayların dışında bir çok şey yaşıyoruz günlük hayatımızda.;Bazıları etkiliyor,bazıları ders veriyor,bazıları ise bilinçaltımıza yerleşip bir daha hiç çıkmıyor.Ama her olay aslında etki ediyor.Bu da bilincimizin sürekli dolu olmasına ve gereksiz bir çok bilgiyle dolmasına sebebiyet veriyor.O yüzden tavsiyem başkalarının hayatları hakkında gözlemleriniz dışında pek ilgi alaka göstermeyin.Gereksiz yere zihin bulanıklığının dışında; kendi özel hayatlarımıza göstermediğimiz ilgi ve alakayı başkalarının özeline göstermenin ne kadar çirkin olduğunu bilelim.Bu görüş diğer tüm yazdıkları gibi yine benim nacizane düşüncem.Gereksizdir bence.Fazla merak hiç bir zaman iyi değildir.
Neyse bugünlük yazı bu kadar oluversin.Sonra ki bir zamanda tekrar görüşmek dileğiyle.Esen kalın dostlar.
Bugün konu bulamamıştım.Ama beni niyeyse etkileyen bir durumdan bahsetmek niyetindeyim.Otobüse bindiğim durakta akli dengesi bozuk yaşlı bir kadın vardı.Büyük ihtimal sokakta yaşıyordu.Çöpleri falan toplayıp poşetlere koyar gezerdi.Otobüslere zorla biner,insanlara değneğiyle vururdu.O değneği olmadan zor yürürdü.Otobüs çarpmış buna.Anlattı bir gün bana aklında kalanları.Yine anlattığına göre kız kardeşi,kız kardeşinin eşi ve kız kardeşinin çocuğu bir trafik kazasında hayatlarını kaybetmiş.Ben kaldım onlar gitti,keşke ben gitseydim onlar kalsaydı derdi.Hafta da iki üç kere görürdüm.Ölse ve kurtulsa bu hayattan keşke diye içimden geçirdiğim çok oldu yalan yok.Çünkü acı çekiyordu.Bugün o çok değerli değneği ve yanında taşıdığı çanta gibi şeyi durağın yanında ki duvara dayamış .Onlar orada ama kendisi yoktu.Gelir diye bekledim durdum.Gözlerim aradı.Ama gelmedi.Kötü oldum.Hayatın bir rengi,şehrin bir değeri daha ölmüş galiba diye düşündüm.O kadar uzun süre ayrılmazdı onların başından çünkü.Etrafta da polislerin insanlara sorular sorduğunu görünce iyice burkuldu içim.Ne garip.Üstünden 4-5 saat geçti.Ama hala etkisinden kurtulamadım.Öldüyse üzülürüm gerçekten.Çünkü fark ettim ki o da daha önce bahsettiğim 'masum' insan sınıfına giriyordu.Çok ölü gördüm.Çok kazaya,parçalanmış cesede rastladım.Ama hiç biri beni üzmedi.Yani etkilenmedim diyelim şuna.Ölüm en gerçek şey çünkü şu hayatta.Ama o kadın öldüyse üzülürüm.Masum biri öldüyse üzülmek normal.
Bu ve bunun gibi olayların dışında bir çok şey yaşıyoruz günlük hayatımızda.;Bazıları etkiliyor,bazıları ders veriyor,bazıları ise bilinçaltımıza yerleşip bir daha hiç çıkmıyor.Ama her olay aslında etki ediyor.Bu da bilincimizin sürekli dolu olmasına ve gereksiz bir çok bilgiyle dolmasına sebebiyet veriyor.O yüzden tavsiyem başkalarının hayatları hakkında gözlemleriniz dışında pek ilgi alaka göstermeyin.Gereksiz yere zihin bulanıklığının dışında; kendi özel hayatlarımıza göstermediğimiz ilgi ve alakayı başkalarının özeline göstermenin ne kadar çirkin olduğunu bilelim.Bu görüş diğer tüm yazdıkları gibi yine benim nacizane düşüncem.Gereksizdir bence.Fazla merak hiç bir zaman iyi değildir.
Neyse bugünlük yazı bu kadar oluversin.Sonra ki bir zamanda tekrar görüşmek dileğiyle.Esen kalın dostlar.
24 Nisan 2012 Salı
Bitti de Kurtuldum Doğum Günümden.
Selam millet.Bir doğum günü senfonisi daha bitti 2-3 gün önce.Ve diğerleri arasında yerini aldı.Toplam hasılat şöyle:ailem,eski iki dostum,halam ve Sevgilim.Sadece bu dediğim kişiler kutladı.Her doğum günümde olduğu gibi yine bir yerlerim acıdı veya ağrıdı.Bu sefer dişlerimden çektim.Daha öncesinde kafayı yarmışlığım,lif kopartmışlığım,dikiş attırmışlığım oldu doğum günlerimde.Bu sefer ucuz atlattık.Birde şöyle bir hediyem oldu ki...Doğum günü sabah kalktım işe gittim iki vesaitle.Şirketin kapısını çaldım açan olmadı.Patronları aradım,kapalı çıktı telefonları.Bir çalışan abimizi aradım.Koca turizm şirketinin iflas ettiğini o zaman anladım.Canım sıkıldı üzüldüm.Severdim patronları da çalışanların biri hariç diğerlerini de.Ne hayallerim vardı.Tam alışırken şirket battı.Bir de açıkça ifade etmek gerekirse;bana haber verilmemesi koydu vallaha.Yani bir telefon açmak çok mu zor?Ya da kullandığım şirketin facebook hesabına bir mesaj?Çaldırıp kapatsalar da yeterdi.Ama o kadar değerim olmadığını anladım.Normal gelmedi bu sefer.Sevildiğimi,değer verildiğini hissetmiştim bu sefer.Neyse.Yanılmakta var bu hayatta.Ve ben yanıldım.Neyse.Neyse.Neyse.Allah yardımcıları olsun diye kaç gündür dua ediyorum.Borçlarını öderler inşallah en yakın zamanda.Neyse.
'Neyse' kelimesini ne kadar sık kullanıyorum.Bazılarını bilerek yapıyorum.Ama bu benim sıkıntılı olduğumun,o konuda daha fazla konuşmaktan çekindiğim ve kaçtığım anlamına geliyor ki kötü bir şey.En yakın zamanda üstesinden gelmeye çalışacağım.
Evet dediğim gibi bir doğum günü de 'arkada' bırakıldı.Kimse vazgeçilmez veya unutulmaz değilmiş bunu bana tekrar tekrar kanıtladı.Üzülmedim.Hatta unutulmak sevindirdi.Anlamlandıramıyorum.Ama sanki tüm o bağlardan kopmamın bir göstergesi gibi rahatlattı beni.Sade ve daha yalnız bir yaşam her zaman daha iyidir.Bunu bilir bunu söylerim.
Saat daha 15.00.Erkenden yazdım.Ama baktım ki derse ara verdiğimde yapacak başka hiç bir şeyim yok.Yazayım ulan dedim bende.İyi de oldu.Sesimin duyulmayacağını,duyulsa da önemsenmeyeceğini bilsem de; kendimi ifade etmeye çalışmak bence büyük bir haz.Bu arada biriktirdiğim kuponlar bitti.İnşallah bu hafta gidip alacağım DVD setimi.Ama şu sınav stresinde onun verdiği o ufak haz da solup gitti.Hayırlısı olsun.Hadi şimdilik bu kadar.Hepinize kucak dolusu selamlar.Esen kalın millet.
'Neyse' kelimesini ne kadar sık kullanıyorum.Bazılarını bilerek yapıyorum.Ama bu benim sıkıntılı olduğumun,o konuda daha fazla konuşmaktan çekindiğim ve kaçtığım anlamına geliyor ki kötü bir şey.En yakın zamanda üstesinden gelmeye çalışacağım.
Evet dediğim gibi bir doğum günü de 'arkada' bırakıldı.Kimse vazgeçilmez veya unutulmaz değilmiş bunu bana tekrar tekrar kanıtladı.Üzülmedim.Hatta unutulmak sevindirdi.Anlamlandıramıyorum.Ama sanki tüm o bağlardan kopmamın bir göstergesi gibi rahatlattı beni.Sade ve daha yalnız bir yaşam her zaman daha iyidir.Bunu bilir bunu söylerim.
Saat daha 15.00.Erkenden yazdım.Ama baktım ki derse ara verdiğimde yapacak başka hiç bir şeyim yok.Yazayım ulan dedim bende.İyi de oldu.Sesimin duyulmayacağını,duyulsa da önemsenmeyeceğini bilsem de; kendimi ifade etmeye çalışmak bence büyük bir haz.Bu arada biriktirdiğim kuponlar bitti.İnşallah bu hafta gidip alacağım DVD setimi.Ama şu sınav stresinde onun verdiği o ufak haz da solup gitti.Hayırlısı olsun.Hadi şimdilik bu kadar.Hepinize kucak dolusu selamlar.Esen kalın millet.
20 Nisan 2012 Cuma
Kaç Gün Oldu.
Selamlar herkese.Kaç gün olmuş yazmayalı.İtiraf etmeliyim ki takipçi olmadığı için şevkim kırıldı galiba.Başka sebepleri var mı bilmiyorum açıkçası.Neyse.21 Nisan benim doğum günüm.Yani şu saatlerde 20. yaşımın son dakikalarını yaşıyorum.Pek kimse hatırlamayacak yine lan.Olsun hatırlanmak istesem ona uygun biri gibi yaşardım.Yine de ne yalan söyleyeyim çok emek verdiğim insanların o karanlıkta kaybolup gitmesine rağmen bir mesajı çok görmemelerini isterdim.En azından doğru şeyler yapmış olduğumun kanıtı olarak bunu görmek beni mutlu ederdi.
20 yıldır bu dünyada bir yer kaplamaktan fazlası olarak kendime bir şeyler katmaya çalışıyorum.Bilinçli olarak geçirdiğim yaklaşık 16 yıl var.Öncesi bebeklik.Bu 16 yıl neler yaşadım,neler gördüm,kimleri tanıma fırsatım oldu...Hafıza konusunda insanların övgüsünü hep kazanmış olan biri olsam da artık hatırlamakta sıkıntı çekiyorum.Zaten çoğunun izleri hala bir kara leke iken bunu karıştırmak galiba pek doğru bir hareket olmayacak.Neyse.Bugün diğer günlerden bir farklılık taşımıyor hayat.Aslında her gün bir adım yaklaşıyoruz geleceğe ve kopuyoruz geçmişten.Ama resmi olan doğum günü daha bir farkındalık gerektiriyor.Bende birçok kişi gibi öyle hissediyorum.Vay bee.Kaç yıl olmuş hakikaten şöyle bir düşünüce.Bazen geliyor gözümün önüne.Kaç kişi bıraktım ardımdan,kaç kişiyle yaşadım hayatı diye.Tabi şu aralar pek bir yalnız mod da yaşasam da eskiden ne kalabalıktı çevrem.Bu yalnızlığı ben istedim ve ona sahibim.Yakınmıyorum.Sadece bir an durup düşünüyorum.Ve bazı gerçekleri nasıl göremediğimi düşünüyorum.Ama eminim ki her hata beni ders aldığım süreçte geleceğe bir nebze daha çok hazırlıyor ve daha mutlu olmam için benim öğretmenim oluyor.Bunu böyle kabullenmek yaşamak için gerekli.Tavsiye ederim.
Doğum günlerimde pasta yemekten nefret eden bir insan olaraktan -tatlı olan hiç bir şeyi sevmem neredeyse de- bugün farklı olaraktan acılarım ve mutluluklarımla bir pasta yaptım.Tek tek tanımış olduğum herkesten birer öğüt ve hediye aldım.Üzerine bir bir dizdim mumları.Aman Allah'ım şimdiden ne kadar çok olmuş bunlar....Ölenler için son bir kez daha yas tuttum bu yaşımın anısına.Hayatın ağır yükünü taşıyamayan ve başka yollarda kendini kandıran tüm eski dostlarımı selamladım tekrar.Artık geçmişime resmi olarakta bir veda edip anılarıma el salladım sessizce.Görmediler.Mutluluklarımı bir sandığa sakladım ve bıraktım açık kalsın üstü.Acılarımı gömdüm en derin yerlerime ve onların verdiği kuvvetle üfledim yirmi yılın birikmiş tüm dumanını.Artık daha büyük bir adamım işte.Sakallarım daha gür çıkacak,sesim kalınlaşacak iyiden iyiye.Belki o gür saçlarım birazcık daha eksilecek.Ama en önemlisi farkında olmadan hayat biraz daha yüklenecek omuzlarıma.Ve ben el mahkum çekeceğim hepsini.
Evet şu an 21 yaşımdayım saat 00.01.Bitti en sonunda.Bakalım daha kaç yirmi yıl göreceğim.Bu arada yine dilek tutmadım mumları üflerken.Beklentim mi yok nedir bilmiyorum.Ve evet işte sesleri duyorum.Bu yazı kendime armağanım olsun.Evet sesler daha net geliyor.Tüm herkes beni bekliyormuş.
Sesler artık her yanımdan geliyor.
Hepsi biraz yapmacık,biraz gerçekçi gülüyor sanki yüzüme.
Artık etrafımı sardı saracaklar tüm tanıdığım insanlar.
Sabah selam verdiğim belediye işçisi bile burada.
Artık duymamak imkansız.Bağırıyorlar tüm güçleriyle.
Biraz daha çocuk kalsam olmaz mı?
Biraz daha yatayım annemin kucağında.
Biraz daha korkayım gecelerden?
Olmaz mı?
Kabul etmiyor sesler.
Bağırıyorlar.
Biraz daha kalmak istesem de izin vermiyorlar.
Büyüdüm....
Sesler.
Sesler.
Bağırıyorlar beynimin içinden;
İyi ki doğdun,iyi ki doğdun,mutlu yıllar saaanaaa..
Bekleseniz keşke.
Birazcık daha tırmanmak istiyordum ağaçlara.
Biraz daha sallanmak salıncaklarda.
Biraz daha gülebilmek doğallığımla...
Artık hemen yanımdalar.
Duymak istemiyorum.Kurtarın beni..
İyi ki doğduunnn..........
20 yıldır bu dünyada bir yer kaplamaktan fazlası olarak kendime bir şeyler katmaya çalışıyorum.Bilinçli olarak geçirdiğim yaklaşık 16 yıl var.Öncesi bebeklik.Bu 16 yıl neler yaşadım,neler gördüm,kimleri tanıma fırsatım oldu...Hafıza konusunda insanların övgüsünü hep kazanmış olan biri olsam da artık hatırlamakta sıkıntı çekiyorum.Zaten çoğunun izleri hala bir kara leke iken bunu karıştırmak galiba pek doğru bir hareket olmayacak.Neyse.Bugün diğer günlerden bir farklılık taşımıyor hayat.Aslında her gün bir adım yaklaşıyoruz geleceğe ve kopuyoruz geçmişten.Ama resmi olan doğum günü daha bir farkındalık gerektiriyor.Bende birçok kişi gibi öyle hissediyorum.Vay bee.Kaç yıl olmuş hakikaten şöyle bir düşünüce.Bazen geliyor gözümün önüne.Kaç kişi bıraktım ardımdan,kaç kişiyle yaşadım hayatı diye.Tabi şu aralar pek bir yalnız mod da yaşasam da eskiden ne kalabalıktı çevrem.Bu yalnızlığı ben istedim ve ona sahibim.Yakınmıyorum.Sadece bir an durup düşünüyorum.Ve bazı gerçekleri nasıl göremediğimi düşünüyorum.Ama eminim ki her hata beni ders aldığım süreçte geleceğe bir nebze daha çok hazırlıyor ve daha mutlu olmam için benim öğretmenim oluyor.Bunu böyle kabullenmek yaşamak için gerekli.Tavsiye ederim.
Doğum günlerimde pasta yemekten nefret eden bir insan olaraktan -tatlı olan hiç bir şeyi sevmem neredeyse de- bugün farklı olaraktan acılarım ve mutluluklarımla bir pasta yaptım.Tek tek tanımış olduğum herkesten birer öğüt ve hediye aldım.Üzerine bir bir dizdim mumları.Aman Allah'ım şimdiden ne kadar çok olmuş bunlar....Ölenler için son bir kez daha yas tuttum bu yaşımın anısına.Hayatın ağır yükünü taşıyamayan ve başka yollarda kendini kandıran tüm eski dostlarımı selamladım tekrar.Artık geçmişime resmi olarakta bir veda edip anılarıma el salladım sessizce.Görmediler.Mutluluklarımı bir sandığa sakladım ve bıraktım açık kalsın üstü.Acılarımı gömdüm en derin yerlerime ve onların verdiği kuvvetle üfledim yirmi yılın birikmiş tüm dumanını.Artık daha büyük bir adamım işte.Sakallarım daha gür çıkacak,sesim kalınlaşacak iyiden iyiye.Belki o gür saçlarım birazcık daha eksilecek.Ama en önemlisi farkında olmadan hayat biraz daha yüklenecek omuzlarıma.Ve ben el mahkum çekeceğim hepsini.
Evet şu an 21 yaşımdayım saat 00.01.Bitti en sonunda.Bakalım daha kaç yirmi yıl göreceğim.Bu arada yine dilek tutmadım mumları üflerken.Beklentim mi yok nedir bilmiyorum.Ve evet işte sesleri duyorum.Bu yazı kendime armağanım olsun.Evet sesler daha net geliyor.Tüm herkes beni bekliyormuş.
Sesler artık her yanımdan geliyor.
Hepsi biraz yapmacık,biraz gerçekçi gülüyor sanki yüzüme.
Artık etrafımı sardı saracaklar tüm tanıdığım insanlar.
Sabah selam verdiğim belediye işçisi bile burada.
Artık duymamak imkansız.Bağırıyorlar tüm güçleriyle.
Biraz daha çocuk kalsam olmaz mı?
Biraz daha yatayım annemin kucağında.
Biraz daha korkayım gecelerden?
Olmaz mı?
Kabul etmiyor sesler.
Bağırıyorlar.
Biraz daha kalmak istesem de izin vermiyorlar.
Büyüdüm....
Sesler.
Sesler.
Bağırıyorlar beynimin içinden;
İyi ki doğdun,iyi ki doğdun,mutlu yıllar saaanaaa..
Bekleseniz keşke.
Birazcık daha tırmanmak istiyordum ağaçlara.
Biraz daha sallanmak salıncaklarda.
Biraz daha gülebilmek doğallığımla...
Artık hemen yanımdalar.
Duymak istemiyorum.Kurtarın beni..
İyi ki doğduunnn..........
12 Nisan 2012 Perşembe
Oyy..
Lan nasıl yoruldum ya.Gözlerim vs kapanıyor,kendimi zor tutuyorum.Başım ağrıyor.Vücuda biraz özdeyiş yüklemesi yaptım bir beş on dakika.Ne güzel söylemiş adamlar.Hakikaten çok saygı duyuyorum.Bende isterdim öyle laflar edebilmeyi,gerektiğinde taşı gediğe koyabilmeyi.Ama o eskidendi.Şimdi ancak saçmalıyorum.
Bugün yazımı yazıp bugünün kotasını doldurmuştum.Farkındayım.Yalnız yine yazmak istedi canım.Yani öyle bir konu yok aklımda.Veya bir şeyi yazmak için gelmedim.Öylesin yazıyorum.Beni rahatlatıyorsa bence bir mahsuru da yok.Kimseye zararım da yok.Okuyan da yok.Ben arada dönüp okuyorum ve yol almışmıyım diye bakıyorum.Ama galiba geriledim bile.Yani şu sıralar pek monoton geçiyor hayatım.Her şey önceden yazılmış gibi.Buna bir çözüm bulmam lazım.Kendimi tekrar etmem,bu hayatta yol kat etmem için olumsuz bir süreç.Ve ben önümde ki yolları yürümeliyim,zorlulara göğüs gerip; bu dünya da var olan amacımı yerine getirmeliyim.
Neyse.Esnemekten ağzım yırtılacak bir gün.Bu arada ek iş buldum.Parası da iyi.Şimdi çalıştığım şirkete devam edeceğim yine.Pek para alıyorum denemez oradan.Çünkü iş yapmıyorum.Sık gidemediğim için bir konuda uzman olup ona yönelemiyorum.Ancak ayak işleri işte olursa.Ama iyi oluyor.Bakalım iki işi ve okulu aynı anda götürebilecek miyim..Zor gibi gözüküyor.Ve işte tam da bu yüzden beni kendine çekiyor.Bunu başarırsam kendimi,kendime kanıtlarım ve maddi anlamda daha çok rahat ederim.Kimseye karşı bir sorumluluğum olduğunu düşünmüyorum açıkçası bu tür şeylerde.Kendime karşı sorumluyum.Bu yüzden kimseye kendimi kanıtlamama gerek yok bu konularda.Yapabilirim.İnanıyorum.Yapacağım da inşallah.Yakında bir iş görüşmem olacak.Bakalım neler olacak.Hayatımı olabildiği kadar dolduracağım.Pazar günlerim boş şu sıralar.O günü de gönüllü olarak hayvan barınağında çalışarak geçirmek niyetindeyim.Orayla konuştum.Kabul ettiler.Yardımcı olacağım sonuçta.Bir yandan böylece kendimi ve hayatı düşünecek zamanım olmayacak.Daha rahat edebileceğim.
Neyse bugünlük bu kadar yeter.Tabi gelişmeleri yazarım.Şimdilik bu kadar.Hadi öptüm üzengi kemiğinizden.Selametle.
Bugün yazımı yazıp bugünün kotasını doldurmuştum.Farkındayım.Yalnız yine yazmak istedi canım.Yani öyle bir konu yok aklımda.Veya bir şeyi yazmak için gelmedim.Öylesin yazıyorum.Beni rahatlatıyorsa bence bir mahsuru da yok.Kimseye zararım da yok.Okuyan da yok.Ben arada dönüp okuyorum ve yol almışmıyım diye bakıyorum.Ama galiba geriledim bile.Yani şu sıralar pek monoton geçiyor hayatım.Her şey önceden yazılmış gibi.Buna bir çözüm bulmam lazım.Kendimi tekrar etmem,bu hayatta yol kat etmem için olumsuz bir süreç.Ve ben önümde ki yolları yürümeliyim,zorlulara göğüs gerip; bu dünya da var olan amacımı yerine getirmeliyim.
Neyse.Esnemekten ağzım yırtılacak bir gün.Bu arada ek iş buldum.Parası da iyi.Şimdi çalıştığım şirkete devam edeceğim yine.Pek para alıyorum denemez oradan.Çünkü iş yapmıyorum.Sık gidemediğim için bir konuda uzman olup ona yönelemiyorum.Ancak ayak işleri işte olursa.Ama iyi oluyor.Bakalım iki işi ve okulu aynı anda götürebilecek miyim..Zor gibi gözüküyor.Ve işte tam da bu yüzden beni kendine çekiyor.Bunu başarırsam kendimi,kendime kanıtlarım ve maddi anlamda daha çok rahat ederim.Kimseye karşı bir sorumluluğum olduğunu düşünmüyorum açıkçası bu tür şeylerde.Kendime karşı sorumluyum.Bu yüzden kimseye kendimi kanıtlamama gerek yok bu konularda.Yapabilirim.İnanıyorum.Yapacağım da inşallah.Yakında bir iş görüşmem olacak.Bakalım neler olacak.Hayatımı olabildiği kadar dolduracağım.Pazar günlerim boş şu sıralar.O günü de gönüllü olarak hayvan barınağında çalışarak geçirmek niyetindeyim.Orayla konuştum.Kabul ettiler.Yardımcı olacağım sonuçta.Bir yandan böylece kendimi ve hayatı düşünecek zamanım olmayacak.Daha rahat edebileceğim.
Neyse bugünlük bu kadar yeter.Tabi gelişmeleri yazarım.Şimdilik bu kadar.Hadi öptüm üzengi kemiğinizden.Selametle.
Geldim,Gördüm,Gidiyorum Hesabı..
Merhaba.Kimse özlemedi biliyorum ama ben şahsen özledim burayı.Olmak istediğim ve olmam gereken yer tam olarak burası çünkü.Neyse.Bugün yine adam akıllı bir yazı yazamam.Çünkü yarına ödevlerim var.Sınav yaklaştı.Elimden geleni yapmam lazım artık.Bu sefer kazanamazsam 'kaybederim'.Bu da en son istediğim istediğim şey.Neyse.Aklıma dün otobüste radyo dinlerken gelen bir şeyi anlatıp hafiften kaçacağım.Başlıyorum anlatmaya.Arr yuu reeediii???(are you ready?=hazırmısınız? heheh böylece bir kesime geri zekalı muamelesi yaptım.)
Şimdi radyoda bir slogan duydum.Diyordu ki bu seslendirmeyi yapan amcamız; 'her elbise bir aşktır'.Lan en fazla iki yıl sonra yer bezi olacak bir kıyafet parçası nasıl bir aşk olabilir?Pazarlama yapmak için bu klişenin kullanılması beni açık açık rahatsız ediyor.Sadece bu reklam değil.Birçok marka ve sektörde bu kullanılıyor.
Monda Oto;Araba aşkına..
Çıtırpıtır Kuruyemiş;Aşkla 25 sene ,kuru yemişte bir marka.
L.C.Mahmut Hakiki;Elbiseyi aşkla dokuyoruz vs..
Lan olum manyak mısınız siz?Parayla değer biçilebilen ve hayatımızda en fazla birkaç yıl kullanacağımız bir şeyin ne alakası var aşkla?Kuru yemiş örneği verdim ya;sanki o kuru yemişi kavururken mum ışığında şarapla yapıyor işini.Veya otomotiv fabrikalarında her arabayı okşuyorlar sanki ayrılırken.Lan bunları para kazanmak için yapıyorsunuz.Sattığınız ürünün gözünüzde ki değeri ; isim ve para.Bu açıkken ne diye aşkı kullanıyorsunuz?Kimse de demiyor zaten ; aaa aşkla dokunan elbiseyi alalım falan diye.
Abi abartmıyorum bunları yazarken.Aşk önemlidir.Aşk öyle her yerde kullanılabilecek bir şey değildir.Biraz değer verin bu olguya.Artık bu kelime ağızlardan o kadar çok dökülüyor ki..İki gün gördüğü kızı iki ellemek için serefsiz bir adam kullanıyor,malını pazarlamak için dolandırıcı reklam şirketleri kullanıyor,ilgi çekmek için sözde platonik dingiller kullanıyor....Yolda ki kaldırım taşı kadar değeri kalmadı.Kaldırım taşları bile değerlidir.Yalnızlara dostluk eder,Aşkların şahididir.O değerli aslında.O yüzden değiştiriyorum; feysbukta ki paylaşılan bir komik video kadar değerli değil şu an bu çok kullandığımız Aşk kelimesi.Bu kadar basitleştirdiniz.Bu kadar acınası hale getirdiniz.O yüzden kızıyorum.
Neyse.Bu konu önemliydi bence.O yüzden yazdım.Saçma gelebilir ama cidden öyle yani.Bence Aşk bir din gibi kutsaldır.Onu o kadar anlamsızlaştırmak gerçek olan Aşka bir hakarettir.Ayıptır.Hadi benden bu kadar.Daha yazardım bu konuda.Yazacağım da.Ama şimdi biraz dinlenmem lazım.Malum birçok işim var dersle alakalı.Hades selam eder.
Şimdi radyoda bir slogan duydum.Diyordu ki bu seslendirmeyi yapan amcamız; 'her elbise bir aşktır'.Lan en fazla iki yıl sonra yer bezi olacak bir kıyafet parçası nasıl bir aşk olabilir?Pazarlama yapmak için bu klişenin kullanılması beni açık açık rahatsız ediyor.Sadece bu reklam değil.Birçok marka ve sektörde bu kullanılıyor.
Monda Oto;Araba aşkına..
Çıtırpıtır Kuruyemiş;Aşkla 25 sene ,kuru yemişte bir marka.
L.C.Mahmut Hakiki;Elbiseyi aşkla dokuyoruz vs..
Lan olum manyak mısınız siz?Parayla değer biçilebilen ve hayatımızda en fazla birkaç yıl kullanacağımız bir şeyin ne alakası var aşkla?Kuru yemiş örneği verdim ya;sanki o kuru yemişi kavururken mum ışığında şarapla yapıyor işini.Veya otomotiv fabrikalarında her arabayı okşuyorlar sanki ayrılırken.Lan bunları para kazanmak için yapıyorsunuz.Sattığınız ürünün gözünüzde ki değeri ; isim ve para.Bu açıkken ne diye aşkı kullanıyorsunuz?Kimse de demiyor zaten ; aaa aşkla dokunan elbiseyi alalım falan diye.
Abi abartmıyorum bunları yazarken.Aşk önemlidir.Aşk öyle her yerde kullanılabilecek bir şey değildir.Biraz değer verin bu olguya.Artık bu kelime ağızlardan o kadar çok dökülüyor ki..İki gün gördüğü kızı iki ellemek için serefsiz bir adam kullanıyor,malını pazarlamak için dolandırıcı reklam şirketleri kullanıyor,ilgi çekmek için sözde platonik dingiller kullanıyor....Yolda ki kaldırım taşı kadar değeri kalmadı.Kaldırım taşları bile değerlidir.Yalnızlara dostluk eder,Aşkların şahididir.O değerli aslında.O yüzden değiştiriyorum; feysbukta ki paylaşılan bir komik video kadar değerli değil şu an bu çok kullandığımız Aşk kelimesi.Bu kadar basitleştirdiniz.Bu kadar acınası hale getirdiniz.O yüzden kızıyorum.
Neyse.Bu konu önemliydi bence.O yüzden yazdım.Saçma gelebilir ama cidden öyle yani.Bence Aşk bir din gibi kutsaldır.Onu o kadar anlamsızlaştırmak gerçek olan Aşka bir hakarettir.Ayıptır.Hadi benden bu kadar.Daha yazardım bu konuda.Yazacağım da.Ama şimdi biraz dinlenmem lazım.Malum birçok işim var dersle alakalı.Hades selam eder.
3 Nisan 2012 Salı
Benim Çektiğimi Kara Tren Çekmez!..
Selam herkese.Hastalık geçer gibi oluyor.Ama bu seferde boğazlarım kötü.Birde buna ek olarak porselen dişimi yapan adam düzgün yapamadığı için bugün o dişi kırarak almak zorunda kaldı çene cerrahı.İlk 5saat yoğun,sonraki 3 saat hafif olarak kanamam oldu dişte.Hala sızlıyor vs.Allah'tan bu işlemi yapan cerrah iyiydi.İmplant(yanlış yazmış olabilirim ama şu vidalama yöntemiyle takılan diş) yaptırılana kadar yemekleri çiğnemekte sıkıntı çekeceğim.En az 3 ay.Kötü oldu.Daha gözlükte alamadım.Kötü oldu yani kısaca.Param yok.O yüzden siteye her an bir travesti,erotik site vs reklamı falan alabilirim.Şaka lan.Hem ben yapmam hem de onun getireceği paraya bakarsak en az 20 yıl gözlüksüz ve dişsiz kalırız.Başka yöntemler aramam lazım.
Bugünlük fazla yazmayacağım.Biraz ara vermek iyi olacak.Ama güzel bir yazı ile dönmek niyetindeyim.Tabi bugün boş durmayacağım ve sizlerle yeni keşfettiğim bir power metal grubunun parçasını sunacağım.Metalci değilim.Ama güzel söylüyor adamlar ve çok zor yaptıkları iş.Neyse.Benden bu kadar.Hadi selametle.Attila Dorn ve Powerwolf grubu ile sizleri baş başa bırakıyorum.Saygılar.Sağlıklı ömürler diyeyim birde,çünkü sağlık vallaha çok önemli.Tecrübeyle sabittir...
Bugünlük fazla yazmayacağım.Biraz ara vermek iyi olacak.Ama güzel bir yazı ile dönmek niyetindeyim.Tabi bugün boş durmayacağım ve sizlerle yeni keşfettiğim bir power metal grubunun parçasını sunacağım.Metalci değilim.Ama güzel söylüyor adamlar ve çok zor yaptıkları iş.Neyse.Benden bu kadar.Hadi selametle.Attila Dorn ve Powerwolf grubu ile sizleri baş başa bırakıyorum.Saygılar.Sağlıklı ömürler diyeyim birde,çünkü sağlık vallaha çok önemli.Tecrübeyle sabittir...
29 Mart 2012 Perşembe
Yine Hastayım..
Selamlar yine hastayım.İki gündür okula gidemiyorum.Yarında gidemeyeceğim büyük ihtimal.Dökülüyor her tarafım.Biraz fazla hassasım ama dostlar.Kısaca anlatayım..
Dün köpek barınakları ile ilgili sitelerde falan dolaştım.Durumları çok kötü.Yakında bununla alakalı bir çalışma yapacağım.Dün hem bir saat boyu resimlerine baktım hem içten içe ağladım.Elimizden gelen yardımı yapalım onlara karşı ve sağduyulu olalım lütfen.Ve varsa çocuklarımız bilinçlendirelim.
Daha fazla yazamıyorum sağlık sebeplerimden dolayı.Yakın zamanda görüşmek dileğiyle.Ölürsem şaşırmam.Hastalık berbat.Allah daha zor durumda olanlara yardım etsin.Saygılar.
Dün köpek barınakları ile ilgili sitelerde falan dolaştım.Durumları çok kötü.Yakında bununla alakalı bir çalışma yapacağım.Dün hem bir saat boyu resimlerine baktım hem içten içe ağladım.Elimizden gelen yardımı yapalım onlara karşı ve sağduyulu olalım lütfen.Ve varsa çocuklarımız bilinçlendirelim.
Daha fazla yazamıyorum sağlık sebeplerimden dolayı.Yakın zamanda görüşmek dileğiyle.Ölürsem şaşırmam.Hastalık berbat.Allah daha zor durumda olanlara yardım etsin.Saygılar.
27 Mart 2012 Salı
Geldim Galiba..
Merhabalar.Ruhum ve sağlığım;aklımla beraber başka yerlere gitmiş olsa da bedenim burada.Zor yazıyorum bu satırları.Bugün belki farklı olarak;varolmak adına yazacağım.Kısa olacak zaten.
Ne yazacağımı unutmuş olsam da şöyle diyeyim;hayatta beni mutlu eden çok az şey varmış meğer.Büyük heveslerim kaybedilmiş zamanın içinde.Karikatür okumak,kitap okumak ve blog yazmak.Hayat bu kadar sade.Bu kadar yavan oldu.Ne garip yıllar önce futbol oynayan,sağlam bir sosyal çevreye sahip olan asla yılmayan birisiydim.şimdi ne oldu bilmiyorum ve bu bilinmezlik içinde kaybettim kendimi.Büyüdükçe yalnızlaşıyorum herkes gibi.Kapalı bir kutu oluyor insan.İçi karanlık ve çoğu zaman boş.Hayatı çözmeye çalışırken,kendimi unutmak ne garip bir his.Bir hafta öncesinden farklı olarak,bugün daha yalnızım.Bütün o yanımda olmaya çalışan insanların aksine sanki kapanıyorum daha da.Nereye kadar gidecek bu bilmiyorum.Ama artık açılmam ve tekrar kendim olmam lazım.Mücadele etmem lazım.Ama önce biraz dinlenmek gerekiyor sanki.
Bu arada fark ettim bir şeyleri bir anlık unutup tam anlamıyla keyfime bakamıyorum.Sanki her şeyin ipi benim elimde gibi geliyor.Ve ben bıraktığım anda kaybedeceğim gibi.Aslında hayatta bize bağlı olan bir çok şey olsa da elimizde olmayan bir çok şey de var.Arasında garip bir denge var.Ben o dengeyi tutturamayan yalnız adamım.Hani gerçekten yalnız olmak benim bahsettiğim.Etrafınızda insanlar olabilir.Sevgiliniz,dostlarınız olabilir.Çok konuşuyor,çok anlatıyor da olabilirsiniz.Ama hep suskun kalan bir kısmımız oluyor içimizde.Ben o suskunluğa hapsoldum gibi geliyor bazen.Bir çok şey boş geliyor.Yoruldum belki de fazlasıyla.Belki kendimle çelişiyorum.Bilmiyorum.Uzun bir süre bilmek istemeyebilirim de.Şu an her şey çok silik.Sanki birazdan yatacağım ve uyanamayacağım ve yaşadıklarım bir anda silinip gidecek gibi.Sanki geride bu yazılar bile kalmayacak gibi hani.
Neyse.İfade edemiyorum galiba bugün kendimi.Olsun.İfade ettiğim zamanların yerine sayarım.Ben yavaştan kaçayım.Gözlerimi kapatıp hayal kurmaya çalışırım belki.Hayaller bile silikleşse bile olsun.Hadi selametle.Esen kalın.Hades selam eder.
Ne yazacağımı unutmuş olsam da şöyle diyeyim;hayatta beni mutlu eden çok az şey varmış meğer.Büyük heveslerim kaybedilmiş zamanın içinde.Karikatür okumak,kitap okumak ve blog yazmak.Hayat bu kadar sade.Bu kadar yavan oldu.Ne garip yıllar önce futbol oynayan,sağlam bir sosyal çevreye sahip olan asla yılmayan birisiydim.şimdi ne oldu bilmiyorum ve bu bilinmezlik içinde kaybettim kendimi.Büyüdükçe yalnızlaşıyorum herkes gibi.Kapalı bir kutu oluyor insan.İçi karanlık ve çoğu zaman boş.Hayatı çözmeye çalışırken,kendimi unutmak ne garip bir his.Bir hafta öncesinden farklı olarak,bugün daha yalnızım.Bütün o yanımda olmaya çalışan insanların aksine sanki kapanıyorum daha da.Nereye kadar gidecek bu bilmiyorum.Ama artık açılmam ve tekrar kendim olmam lazım.Mücadele etmem lazım.Ama önce biraz dinlenmek gerekiyor sanki.
Bu arada fark ettim bir şeyleri bir anlık unutup tam anlamıyla keyfime bakamıyorum.Sanki her şeyin ipi benim elimde gibi geliyor.Ve ben bıraktığım anda kaybedeceğim gibi.Aslında hayatta bize bağlı olan bir çok şey olsa da elimizde olmayan bir çok şey de var.Arasında garip bir denge var.Ben o dengeyi tutturamayan yalnız adamım.Hani gerçekten yalnız olmak benim bahsettiğim.Etrafınızda insanlar olabilir.Sevgiliniz,dostlarınız olabilir.Çok konuşuyor,çok anlatıyor da olabilirsiniz.Ama hep suskun kalan bir kısmımız oluyor içimizde.Ben o suskunluğa hapsoldum gibi geliyor bazen.Bir çok şey boş geliyor.Yoruldum belki de fazlasıyla.Belki kendimle çelişiyorum.Bilmiyorum.Uzun bir süre bilmek istemeyebilirim de.Şu an her şey çok silik.Sanki birazdan yatacağım ve uyanamayacağım ve yaşadıklarım bir anda silinip gidecek gibi.Sanki geride bu yazılar bile kalmayacak gibi hani.
Neyse.İfade edemiyorum galiba bugün kendimi.Olsun.İfade ettiğim zamanların yerine sayarım.Ben yavaştan kaçayım.Gözlerimi kapatıp hayal kurmaya çalışırım belki.Hayaller bile silikleşse bile olsun.Hadi selametle.Esen kalın.Hades selam eder.
26 Mart 2012 Pazartesi
Selam arkadaşlar.Yine bir akşam saati,oturdum ve başlıyorum yazıya.Ondan önce söylemek isterim ki bu bloğa gerçekten bağlanmaya başladım.Galiba kendimizi ifade etmek asıl mesele bizler için.Aşk,dostluk vs. hep kendimizi ifade etme güdüsünü temel alarak meydana geliyor aslında bir yerde.Şu koca dünyada,etrafımda binlerce insan olsa da benim tek dostum oldu bu blog.Neyse.hadi başlayayım bakalım.Kerim Tekin dinliyorum bu arada.Güzel ses varmış rahmetlide.
Aslına bakarsak etrafımızda dönüp dolaşan herkese rağmen pek yalnız insanoğlu şu zamanlar.İçini açamıyor,derdini anlatamıyor.Hep bir çekincemiz var.Tam olarak ifade etme konusunda bazı problemler yaşıyoruz.Zaten belirttiğim gibi millet o yüzden çok kullanıyor interneti.Peki bu kadar kalabalık güruhun arasında ben kendimi nerede görüyorum?Ben kimim?Ne istiyorum bu hayattan?Bu gibi sorular her zaman ki gibi yine kafamı kurcalıyor.Kendimi bir noktaya koyup,uzaklaşıp izlenimler elde etmeye çalışıyorum.Ama objektif olamıyorum.Çektiğim acıları ekliyorum mesela bazen gözlem yaparken.Bu da tüm olayı bozuyor.Ne istiyorum sorusunu bugün biraz da olsa cevaplamaya çalışacağım.Bakalım ne kadar başarılı olacağım.Eminim ki son zamanlarda yaşadıklarımın etkisiyle oluşan o içimde ki boşluk hissini bir nebze azaltıp tekrar ayağa kalkabileceğim.Hadi bakalım.
Şu sıralar beynimi meşgul eden onlarca şey var.Hayatla yüzleşmekten kaçınmayan biri olarak tanımlasam da kendimi şu sıralar biraz hayal dünyasında yaşıyorum.Kendimi toparlamam lazım.Bu yolla yapıyorum.Gerçeklerden tam anlamıyla kaçmıyorum.Ama en azından rahatlayınca kadar onlarla savaşmayı pek düşünmüyorum.Dedim ya hayal dünyasında yaşıyorum diye;bir bulut olmak isterdim mesela.Göklerde süzülmek ve hayat vermek istiyorum dünyaya.O kadar yük binmiş halde ki omuzlarıma,biraz ağlamak istiyorum aslında.Ama yapamıyorum.Bulut olsam halbuki ne rahat.Bırakırdım,yağmur olarak inerdi yeryüzüne.Ve benim acılarım,yeni hayat tohumların filizlenmesine yardım ederdi.Coğrafya derslerinden tanık olduğumuz döngüler aslında maneviyatımız da mevcut var.Üzülüyoruz mesela,o üzüntülerle bir ilişkiyi bitiriyoruz,bağlarımızdan kurtuluyoruz mesela.Ve dallarında ki tohumlarını toprağa bırakan bir bitki misali,göz yaşlarımız ıslatıyor yüreğimizi ve o acılar gözlerimizden akan yaşlarla yeni bir dünyada; yeni mutluluklar,yeni acılar filizleniyor.Bende o durumdayım şu sıralar.Neyse.Bulut olmak isterdim işte ama olunamıyor.Hayat böyle.İsteklerimizi gerçekleştirememe ihtimali her zaman var.Bulut olma ihtimalimiz yok ama.
Hayat zor,hayat sıkıcı.Hani ucuyla verip,sapıyla çıkarma durumu gibi.Ona rağmen yaşıyor ve direniyoruz.Neyse.Dün çok az uyudum.4 saat ders gördüm arkasından.O yüzden iyice geldi uykum.Ben müsaadenizle gideyim.Bu konuya devam edeceğim ama.Bu arada düşündüm de belki bulut olmak o kadar zor değil.O kadar doldum ki her an bir bulut olup,yağabilirim dünyaya.Eğer bu gece yağmur vurursa camınıza bilin ki Hades yine içten içe ağlamakta.Hadi selametle.
Aslına bakarsak etrafımızda dönüp dolaşan herkese rağmen pek yalnız insanoğlu şu zamanlar.İçini açamıyor,derdini anlatamıyor.Hep bir çekincemiz var.Tam olarak ifade etme konusunda bazı problemler yaşıyoruz.Zaten belirttiğim gibi millet o yüzden çok kullanıyor interneti.Peki bu kadar kalabalık güruhun arasında ben kendimi nerede görüyorum?Ben kimim?Ne istiyorum bu hayattan?Bu gibi sorular her zaman ki gibi yine kafamı kurcalıyor.Kendimi bir noktaya koyup,uzaklaşıp izlenimler elde etmeye çalışıyorum.Ama objektif olamıyorum.Çektiğim acıları ekliyorum mesela bazen gözlem yaparken.Bu da tüm olayı bozuyor.Ne istiyorum sorusunu bugün biraz da olsa cevaplamaya çalışacağım.Bakalım ne kadar başarılı olacağım.Eminim ki son zamanlarda yaşadıklarımın etkisiyle oluşan o içimde ki boşluk hissini bir nebze azaltıp tekrar ayağa kalkabileceğim.Hadi bakalım.
Şu sıralar beynimi meşgul eden onlarca şey var.Hayatla yüzleşmekten kaçınmayan biri olarak tanımlasam da kendimi şu sıralar biraz hayal dünyasında yaşıyorum.Kendimi toparlamam lazım.Bu yolla yapıyorum.Gerçeklerden tam anlamıyla kaçmıyorum.Ama en azından rahatlayınca kadar onlarla savaşmayı pek düşünmüyorum.Dedim ya hayal dünyasında yaşıyorum diye;bir bulut olmak isterdim mesela.Göklerde süzülmek ve hayat vermek istiyorum dünyaya.O kadar yük binmiş halde ki omuzlarıma,biraz ağlamak istiyorum aslında.Ama yapamıyorum.Bulut olsam halbuki ne rahat.Bırakırdım,yağmur olarak inerdi yeryüzüne.Ve benim acılarım,yeni hayat tohumların filizlenmesine yardım ederdi.Coğrafya derslerinden tanık olduğumuz döngüler aslında maneviyatımız da mevcut var.Üzülüyoruz mesela,o üzüntülerle bir ilişkiyi bitiriyoruz,bağlarımızdan kurtuluyoruz mesela.Ve dallarında ki tohumlarını toprağa bırakan bir bitki misali,göz yaşlarımız ıslatıyor yüreğimizi ve o acılar gözlerimizden akan yaşlarla yeni bir dünyada; yeni mutluluklar,yeni acılar filizleniyor.Bende o durumdayım şu sıralar.Neyse.Bulut olmak isterdim işte ama olunamıyor.Hayat böyle.İsteklerimizi gerçekleştirememe ihtimali her zaman var.Bulut olma ihtimalimiz yok ama.
Hayat zor,hayat sıkıcı.Hani ucuyla verip,sapıyla çıkarma durumu gibi.Ona rağmen yaşıyor ve direniyoruz.Neyse.Dün çok az uyudum.4 saat ders gördüm arkasından.O yüzden iyice geldi uykum.Ben müsaadenizle gideyim.Bu konuya devam edeceğim ama.Bu arada düşündüm de belki bulut olmak o kadar zor değil.O kadar doldum ki her an bir bulut olup,yağabilirim dünyaya.Eğer bu gece yağmur vurursa camınıza bilin ki Hades yine içten içe ağlamakta.Hadi selametle.
25 Mart 2012 Pazar
Saat Kaç Oldu!
Merhaba,saat kaç oldu ancak bitti işlerim.O yüzden ancak geldim.Yazamayacağım bugün yazmam gereken asıl yazıyı.Ama birkaç şey söylemek niyetindeyim.
*İlk olarak şu Kendime Merhaba kısmında ve tarihlerde değişik bir yazı stili kulladım.Ama beğenmedim.Yakın bir zamanda adam akıllı çeki-düzen vereceğim.Resim falan da koyacağım ama şimdi sırası değil.
*Bir sonra ki yazımın genel hatları kafamda oluştu.Onu yazacaktım ama olmadı.Nasipse yarın yazacağım.
*Hızlı içeyim sigarayı derken başım döndü.Kaç saat oldu tabi içmeyeli.
*Hadi benden bu kadar bugünlük.Yakın zamanda görüşmek dileğiyle.Esen kalın dostlarım.
*İlk olarak şu Kendime Merhaba kısmında ve tarihlerde değişik bir yazı stili kulladım.Ama beğenmedim.Yakın bir zamanda adam akıllı çeki-düzen vereceğim.Resim falan da koyacağım ama şimdi sırası değil.
*Bir sonra ki yazımın genel hatları kafamda oluştu.Onu yazacaktım ama olmadı.Nasipse yarın yazacağım.
*Hızlı içeyim sigarayı derken başım döndü.Kaç saat oldu tabi içmeyeli.
*Hadi benden bu kadar bugünlük.Yakın zamanda görüşmek dileğiyle.Esen kalın dostlarım.
Günün Ortasında Geldim Bu Sefer.
Merhaba millet tekrardan.Daha saat yazmak için erken olsa da olsun.Zaten kısacık şeyler yazıp sonlandıracağım.Eğer yazabilirsem asıl günün yazısı akşama.Şimdi sadece içim sıkıldığı ve yazma isteği duyduğum için yazıyorum.Bilenler hatırlar;yazmak beni ben yapan ve ayakta tutan naçizane şeylerden biri.
*Dün dediğim gibi resim baktım ve video falan izledim;şiddet ve ölüm üzerine.Bu sırada cips yiyiyordum.Hiçbirinden etkilenmedim,ta ki bebeklerin resimlerini görünce.Yutkunamadım,yiyemedim.Hayat bebeklere de acı dolu yüzünü gösterdiği zaman içini acıtıyor insanın.Parçalanmış cesetleri veya genetik bozuklukları yüzünden bebeklerin durumu bana oldukça üzücü geldi.Ve buna bağlı olarakta aklıma bir hemşire ile yaptığım konuşma geldi.Konuştuğum hemşire çok yoğun bir anayolun yanında ki hastahanede çalışıyor.Haftada 10 dan fazla ceset görüyorlar.Onların otopsisini yapıyorlar veya yaralıların orasını burasını dikiyorlar.İşi zor.Kedisine sorduğumda etkilenmediğini ve bunun normal geldiğini söyledi.Ama ekledi; mesela dedi bir hafta önce 5 yaşında bir çocuk kaza sonrası kollarımızda kanlar içinde can verdi.O üzüyor dedi.Haklı.Mevzu bahis masum bir canlıysa insan işte o zaman acıyor.Bu da beni olgun adult sınıfı insanların hepsinin suçlu olduğunu bilinçaltı olarak kabullendiğimiz sonucuna getirdi.Ya ölüsün,ya çocuk ya da suçlu.Bu doğru bir sınıflandırma oldu işte.Ve galiba suçlu insanlara bir şeyler olması bizi pek etkilemiyor.
*Dün yine bir video izledim.Çeçenler galiba Rus askerleri doğruyordu.Rus askerler kuzu gibi yatmışlar.Elleri falan bağlı değil.Ve arkadaşları can çekişerek ölüyor yanlarında.Ben kendimi oraya koydum.Kaçmaya çalışırdım kesin.Yani kadere boyun eğmezdim.Hatta beni serbest bırakacaklarını bilsem yine kaçardım.Orada boş beleş durmak ölümden daha acı gelirdi.
*Savaş ne çirkin şey lan.Millet ha babam birbirini doğruyor.Sırf birilerinin maddi çıkarları yüzünden nice canlar feda ediliyor.Savaş kötü.Savaş bize yakışmayan bir şey.Savaş olmaması gereken bir şey.
*Bu arada son zamanlarda niye güzel komedi yapmıyor millet?Tolga Çevik'in bir filmi çıkmış ama henüz gidemedim.Son olarak Johny English'in dönüşü vardı o hoşuma gitti.Adam Sandler falan artık çok boktan filmler yapıyor.Kendine gel ve bizi güldür Adam!Adam ol Adam(Sandler)..
*Şiddet kadar gülmeye ve rahatlamaya ihtiyacımız var.Şahsen ben karikatür okuyarak dolduruyorum o boşluğu.Ama değişik yöntemlerde var.Maalesef kendimizle barışık olmadığımız için başkalarına ihtiyaç duyuyoruz gülmek için.Bu da kötü abi be...
*Kısacık dedim amma uzadı.Neyse.Hadi ben kaçar.Yoruldum vallaha.Uyumayı sevmiyorum bu saatlerde yoksa uyrdum,uykum var oldukça.Saatler ileri alındı ya birde...gıcık oluyorum ileri alınmasına.Geri alınınca daha çok uyuyoruz o gece gibi geliyor.Keşke hep geri alınsa...Keşke bir çok şey geri alınabilse ve 'keşkelerden' kurtulsak.Hades selam eder.
*Dün dediğim gibi resim baktım ve video falan izledim;şiddet ve ölüm üzerine.Bu sırada cips yiyiyordum.Hiçbirinden etkilenmedim,ta ki bebeklerin resimlerini görünce.Yutkunamadım,yiyemedim.Hayat bebeklere de acı dolu yüzünü gösterdiği zaman içini acıtıyor insanın.Parçalanmış cesetleri veya genetik bozuklukları yüzünden bebeklerin durumu bana oldukça üzücü geldi.Ve buna bağlı olarakta aklıma bir hemşire ile yaptığım konuşma geldi.Konuştuğum hemşire çok yoğun bir anayolun yanında ki hastahanede çalışıyor.Haftada 10 dan fazla ceset görüyorlar.Onların otopsisini yapıyorlar veya yaralıların orasını burasını dikiyorlar.İşi zor.Kedisine sorduğumda etkilenmediğini ve bunun normal geldiğini söyledi.Ama ekledi; mesela dedi bir hafta önce 5 yaşında bir çocuk kaza sonrası kollarımızda kanlar içinde can verdi.O üzüyor dedi.Haklı.Mevzu bahis masum bir canlıysa insan işte o zaman acıyor.Bu da beni olgun adult sınıfı insanların hepsinin suçlu olduğunu bilinçaltı olarak kabullendiğimiz sonucuna getirdi.Ya ölüsün,ya çocuk ya da suçlu.Bu doğru bir sınıflandırma oldu işte.Ve galiba suçlu insanlara bir şeyler olması bizi pek etkilemiyor.
*Dün yine bir video izledim.Çeçenler galiba Rus askerleri doğruyordu.Rus askerler kuzu gibi yatmışlar.Elleri falan bağlı değil.Ve arkadaşları can çekişerek ölüyor yanlarında.Ben kendimi oraya koydum.Kaçmaya çalışırdım kesin.Yani kadere boyun eğmezdim.Hatta beni serbest bırakacaklarını bilsem yine kaçardım.Orada boş beleş durmak ölümden daha acı gelirdi.
*Savaş ne çirkin şey lan.Millet ha babam birbirini doğruyor.Sırf birilerinin maddi çıkarları yüzünden nice canlar feda ediliyor.Savaş kötü.Savaş bize yakışmayan bir şey.Savaş olmaması gereken bir şey.
*Bu arada son zamanlarda niye güzel komedi yapmıyor millet?Tolga Çevik'in bir filmi çıkmış ama henüz gidemedim.Son olarak Johny English'in dönüşü vardı o hoşuma gitti.Adam Sandler falan artık çok boktan filmler yapıyor.Kendine gel ve bizi güldür Adam!Adam ol Adam(Sandler)..
*Şiddet kadar gülmeye ve rahatlamaya ihtiyacımız var.Şahsen ben karikatür okuyarak dolduruyorum o boşluğu.Ama değişik yöntemlerde var.Maalesef kendimizle barışık olmadığımız için başkalarına ihtiyaç duyuyoruz gülmek için.Bu da kötü abi be...
*Kısacık dedim amma uzadı.Neyse.Hadi ben kaçar.Yoruldum vallaha.Uyumayı sevmiyorum bu saatlerde yoksa uyrdum,uykum var oldukça.Saatler ileri alındı ya birde...gıcık oluyorum ileri alınmasına.Geri alınınca daha çok uyuyoruz o gece gibi geliyor.Keşke hep geri alınsa...Keşke bir çok şey geri alınabilse ve 'keşkelerden' kurtulsak.Hades selam eder.
24 Mart 2012 Cumartesi
Uyanmakla,Anlamakla,Bilmekle Ben Amenna....
Merhaba sevgili blog takipçileri.Ben tekrar geldim.Sıkılmadan,üşenmeden yine buradayım.Geriye tek olarak bu yazılar kalıncaya kadar ve ben o uzun uykuya yatana kadarda geleceğim zaten.Amacım o.Bugün öyle boş beleş gelmedim,aklımda düşünceler ve anlatacağım konuların taslaklarıyla beraber geldim,oturdum klavyemin yamacına.Yazıya başlarken hepinizin 2. ile 3. omirilik kemiğinin arasından sertçe öperim.Alın size bilgi; asılarak idamın amacı odur.Yani ensede ki 2. ve 3. omirilik kemiklerin arasını açıp insanı önce bilinçsiz bırakmak ve devamında öldürmek.Deniz Gezmiş'te olduğu gibi iki ip kullanılmadığı süreçte acı çekmiyor idam sehpasında ki kişi pek.Ama Deniz Gezmişe yaptıkları gibi iki ip olursa ise boğularak 50 küsür dakika can çekişirsiniz.Bir diğer asma yöntemiyle de bunu kıyaslamayın.Mesela Saddam'ın akrabalarının ayağına ağırlık bağlamışlardı.Yüksek yerden serbest düşüşe geçince boyunları koptu.O da başka.Neyse.Bu kadar yararlı ve iç açıcı bilgiyi geçersek artık iyi olacak.
Bugün farklı olmayaraktan ama bu sefer cidden abartılı olarak ölüm şekilleri ve şiddet beynimi kurcalıyor.Yani çekici geliyor bana bu ölüm mevzu.Mesela biriyle yeni tanıştıysam ve sevmediysem nasıl güzel ölebilir diye fantezi kurarım.Vallaha.Ölüm benim biricik tutkum.Ciddi anlamda değer veririm.Ve gelecekte adli tabip olmayı şahsen çok isterim.Ama tabi tıp öyle kolay kazanılmıyor.Neyse.Ne diyorduk; ölüm!..Bir çok seri katile baktığınızda onlarda ölümün yüceliğine ve doyumsuz hazzına kapılıp gitmişlerdir.Ve bunu farklı olarak ortaya çıkarttıkları için çoğu ölü veya hapiste.Tabi seri katil olmaya giden yolda bir çok şey var.Bu ölüm tutkusu beni ilgilendiren ve bence önemli olan konu.Şimdi burada 'aa bak ben ne deliyim,çok farklıyım heyoo,nasıl ilgi çekiyorum ama ölüm hakkında ki olumlu düşüncelerim sayesinde' gibi bir düşünceyle anlatmıyorum bunları.Anlatma sebebim farklı.İlgi çekmek istersem gider feysbka resimlerimi yüklerim veya böyle kıyıda köşede kalmış bir sanatçıyı överim.Yani toplumun çoğunluğu gibi.Ama yok,ilgi çekmek niyetinde değilim.Benim içimde bence bir seri katil yatıyor.Bu konuda iddalıyım.Hemde diğer tarihte ki yüzlerce ortaya çıkmış seri katilden daha kötüyüm çünkü onlar arzularını tatmin etmiş,bense bastırmak zorunda olduğumu biliyor ve bastırıyorum.Şimdi bile küfürler yüzünden kulak çınlaması yaşıyorum.Az bekleyin.Geliyorum konuya.Neyse.Asıl olay benim içim bir seri katil olması değil,asıl olay tüm herkesin içinde seri katil yatması!Ama işte millet bunu itiraf edemiyor.Korkuyor her zaman ki gibi.Kendiyle yüzleşemiyor.Ama var içimizde seri katil; yeminlen!İnanmıyorsanız şu soruları yöneltiyorum size;
*Trafikte arabayla ilerlerken,önünüzden yavaş yavaş geçen yayalara gıcık olup onlara zarar vermek istemiyormusunuz?
*Yaya giderken üzerinize çamur sıçratan araba sürücüsünün canını yakmak size zevk vermezmiydi?Mesela ileride lastiği vs patlasa?Hatta biri inip dövse onu ne güzel olurdu değil mi?
*Kız/Erkek arkadaşınızın çevresinde sürekli gezinen ve gözleriyle adeta manitanızın kemiklerine kadar bakan dingilin o gözlerini yerinden sökmek istemiyormusunuz?
*Bir tecavüzcü/katil/hırsız yakalanınca onu linç edenlere bakıp keyif almıyormusunuz?Oh olmuş mınakoduumunçocuuna demiyormusunuz?
*Bush'a ayakkabı fırlatan gazeteci sizi mutlu etmedimi?
*Size ters giden hocanız hasta olduğunda hiç mi ohh olsun demediniz?
*Sürekli birilerinin canını yakmak için içinizden sayıp,beddular etmiyormusunuz???
......................
Bu böyle uzar gider.Ama hepimiz bu ve benzer durumları yaşıyoruz.Ölüm olmasa bile birilerini hataları yüzünden dövmek veya onların canını yakmak istiyoruz.Hemde ufacık olayda bile?Eee?Seri katiller kadar cani değil miyiz?Onlar kadar kana susamış?Onlar kadar şiddet uygulamaya aç?Buyuz işte.Tabi yine farkım benim burada;bununla yüzleşmek.O olayları da anlatayım durun..
Şimdi ben ergenlik çağlarında falan,ölümden korkmadığımı fark ettim.Hatta baktım bir şeylere zarar vermek beni rahatlatıyor.Ve ölüme yakın durmak hoşuma gidiyor.Başkaları kaza geçirince garip bir merakla inceliyorum falan.Sonra baktım millet ölümden tırsıyor,ulan dedim bende var bir aksilik.Deliyim herhalde dedim ve ölümden nasıl korkarım diye düşünmeye başladım.Fikir olarak aklıma ölü resimlerine falan bakıp tiksinmek ve buna bağlı olarak ölümden korkma fikri geldi.İşte gerçekle o zaman yüzleştim; her parçalanmış cesetten garip bir haz aldım.Beni içine çekti ölüm.Onları incelemek zevkli geldi.Uzun süre kendimi bu konuda farklı hissettim.Ama baktım ki şiddet duygusu bizim iliklerimize kadar işlemiş.Yoksa savaşlar sözle olmazmıydı?Mesela Yunan askerlerini Kurtuluş Savaşı sırasında laf sokarak kovardık.Gladyatörler arenaya çıkıp birbirlerini küfür ederek yıldırırlardı.Veya boks maçları olmazdı.Şiddet içeren o aksiyonlu filmleri kimseizlemezdi.Bunun gibi binlerce örnek var.Hepimiz şiddete meyilliyiz ve şiddet uygulamaktan ve şiddeti izlemekten keyif alıyoruz.Hepimiz otomatikman gözü kan bürüyen bir katille eş değer oluverdik bakın.Onlarda sonuçta şiddetten zevk alıyorlar.
Olay bu dostlar.Şiddet bizim iç güdülerimizde var.En ufak bir sinir anında bile aklımızdan geçenleri kaydeden bir makine olsa ve biz onları okusak var ya kendimizden tırsarız.Ama ben ölü resimleri inceleyince falan manyak diyorlar,ilgi çekmek diyorlar.Olum döverim sizi.Boks maçı izlemiyormusunuz?Sadece benim baktıklarım fazla kanlı şeyler.Ama o da benim nacizane merakım.Yüzleşme yolu hem o.İçimde ki şiddeti dışarı vurmak yerine o resimlere bakıp kendi rehabilitemi yapıyorum.bu normal,kabul et artık bunu toplum.....
Neyse.İlk başta eminim saçma gelecek bazılarına bu yazı.Ama bir sinirli anınızda aklınızdan geçenleri yazın detaylıca.Sonra onu okuyun.Göreceksiniz sizde.Bununla yüzleşmek yerine kıyıya köşeye koyarsanız o büyüyecek.Ve sonunda yanlış yer ve yanlış zamanda ortaya çıkıp sizi 'katil' veya benzer şeyler yapacak.Bu arada kimseye 'içinizde olanları çıkartın gidin milleti doğrayın' demiyorum.Sadece onunla yüzleşin ve kimseye zarar vermeden o hayvansal iç güdünüzün uslu durması için yollar arayın.Mesela gidin benim gibi resimlere falan bakın.Hadi benden bu kadar bugünlük.gidip ciddi ciddi resim bakacağım.Biraz rahatlayıp sabah kendimle barışık kalkmam lazım.Görüşmek dileğiyle.
Bugün farklı olmayaraktan ama bu sefer cidden abartılı olarak ölüm şekilleri ve şiddet beynimi kurcalıyor.Yani çekici geliyor bana bu ölüm mevzu.Mesela biriyle yeni tanıştıysam ve sevmediysem nasıl güzel ölebilir diye fantezi kurarım.Vallaha.Ölüm benim biricik tutkum.Ciddi anlamda değer veririm.Ve gelecekte adli tabip olmayı şahsen çok isterim.Ama tabi tıp öyle kolay kazanılmıyor.Neyse.Ne diyorduk; ölüm!..Bir çok seri katile baktığınızda onlarda ölümün yüceliğine ve doyumsuz hazzına kapılıp gitmişlerdir.Ve bunu farklı olarak ortaya çıkarttıkları için çoğu ölü veya hapiste.Tabi seri katil olmaya giden yolda bir çok şey var.Bu ölüm tutkusu beni ilgilendiren ve bence önemli olan konu.Şimdi burada 'aa bak ben ne deliyim,çok farklıyım heyoo,nasıl ilgi çekiyorum ama ölüm hakkında ki olumlu düşüncelerim sayesinde' gibi bir düşünceyle anlatmıyorum bunları.Anlatma sebebim farklı.İlgi çekmek istersem gider feysbka resimlerimi yüklerim veya böyle kıyıda köşede kalmış bir sanatçıyı överim.Yani toplumun çoğunluğu gibi.Ama yok,ilgi çekmek niyetinde değilim.Benim içimde bence bir seri katil yatıyor.Bu konuda iddalıyım.Hemde diğer tarihte ki yüzlerce ortaya çıkmış seri katilden daha kötüyüm çünkü onlar arzularını tatmin etmiş,bense bastırmak zorunda olduğumu biliyor ve bastırıyorum.Şimdi bile küfürler yüzünden kulak çınlaması yaşıyorum.Az bekleyin.Geliyorum konuya.Neyse.Asıl olay benim içim bir seri katil olması değil,asıl olay tüm herkesin içinde seri katil yatması!Ama işte millet bunu itiraf edemiyor.Korkuyor her zaman ki gibi.Kendiyle yüzleşemiyor.Ama var içimizde seri katil; yeminlen!İnanmıyorsanız şu soruları yöneltiyorum size;
*Trafikte arabayla ilerlerken,önünüzden yavaş yavaş geçen yayalara gıcık olup onlara zarar vermek istemiyormusunuz?
*Yaya giderken üzerinize çamur sıçratan araba sürücüsünün canını yakmak size zevk vermezmiydi?Mesela ileride lastiği vs patlasa?Hatta biri inip dövse onu ne güzel olurdu değil mi?
*Kız/Erkek arkadaşınızın çevresinde sürekli gezinen ve gözleriyle adeta manitanızın kemiklerine kadar bakan dingilin o gözlerini yerinden sökmek istemiyormusunuz?
*Bir tecavüzcü/katil/hırsız yakalanınca onu linç edenlere bakıp keyif almıyormusunuz?Oh olmuş mınakoduumunçocuuna demiyormusunuz?
*Bush'a ayakkabı fırlatan gazeteci sizi mutlu etmedimi?
*Size ters giden hocanız hasta olduğunda hiç mi ohh olsun demediniz?
*Sürekli birilerinin canını yakmak için içinizden sayıp,beddular etmiyormusunuz???
......................
Bu böyle uzar gider.Ama hepimiz bu ve benzer durumları yaşıyoruz.Ölüm olmasa bile birilerini hataları yüzünden dövmek veya onların canını yakmak istiyoruz.Hemde ufacık olayda bile?Eee?Seri katiller kadar cani değil miyiz?Onlar kadar kana susamış?Onlar kadar şiddet uygulamaya aç?Buyuz işte.Tabi yine farkım benim burada;bununla yüzleşmek.O olayları da anlatayım durun..
Şimdi ben ergenlik çağlarında falan,ölümden korkmadığımı fark ettim.Hatta baktım bir şeylere zarar vermek beni rahatlatıyor.Ve ölüme yakın durmak hoşuma gidiyor.Başkaları kaza geçirince garip bir merakla inceliyorum falan.Sonra baktım millet ölümden tırsıyor,ulan dedim bende var bir aksilik.Deliyim herhalde dedim ve ölümden nasıl korkarım diye düşünmeye başladım.Fikir olarak aklıma ölü resimlerine falan bakıp tiksinmek ve buna bağlı olarak ölümden korkma fikri geldi.İşte gerçekle o zaman yüzleştim; her parçalanmış cesetten garip bir haz aldım.Beni içine çekti ölüm.Onları incelemek zevkli geldi.Uzun süre kendimi bu konuda farklı hissettim.Ama baktım ki şiddet duygusu bizim iliklerimize kadar işlemiş.Yoksa savaşlar sözle olmazmıydı?Mesela Yunan askerlerini Kurtuluş Savaşı sırasında laf sokarak kovardık.Gladyatörler arenaya çıkıp birbirlerini küfür ederek yıldırırlardı.Veya boks maçları olmazdı.Şiddet içeren o aksiyonlu filmleri kimseizlemezdi.Bunun gibi binlerce örnek var.Hepimiz şiddete meyilliyiz ve şiddet uygulamaktan ve şiddeti izlemekten keyif alıyoruz.Hepimiz otomatikman gözü kan bürüyen bir katille eş değer oluverdik bakın.Onlarda sonuçta şiddetten zevk alıyorlar.
Olay bu dostlar.Şiddet bizim iç güdülerimizde var.En ufak bir sinir anında bile aklımızdan geçenleri kaydeden bir makine olsa ve biz onları okusak var ya kendimizden tırsarız.Ama ben ölü resimleri inceleyince falan manyak diyorlar,ilgi çekmek diyorlar.Olum döverim sizi.Boks maçı izlemiyormusunuz?Sadece benim baktıklarım fazla kanlı şeyler.Ama o da benim nacizane merakım.Yüzleşme yolu hem o.İçimde ki şiddeti dışarı vurmak yerine o resimlere bakıp kendi rehabilitemi yapıyorum.bu normal,kabul et artık bunu toplum.....
Neyse.İlk başta eminim saçma gelecek bazılarına bu yazı.Ama bir sinirli anınızda aklınızdan geçenleri yazın detaylıca.Sonra onu okuyun.Göreceksiniz sizde.Bununla yüzleşmek yerine kıyıya köşeye koyarsanız o büyüyecek.Ve sonunda yanlış yer ve yanlış zamanda ortaya çıkıp sizi 'katil' veya benzer şeyler yapacak.Bu arada kimseye 'içinizde olanları çıkartın gidin milleti doğrayın' demiyorum.Sadece onunla yüzleşin ve kimseye zarar vermeden o hayvansal iç güdünüzün uslu durması için yollar arayın.Mesela gidin benim gibi resimlere falan bakın.Hadi benden bu kadar bugünlük.gidip ciddi ciddi resim bakacağım.Biraz rahatlayıp sabah kendimle barışık kalkmam lazım.Görüşmek dileğiyle.
23 Mart 2012 Cuma
Dipteyim,Sondayım....Ne Alaka ya.Başka Şey Anlatacağım Şurada..
Merhaba henüz olmayan dostlarım.Kendi yağımızda kavrulup giderken yine bir hafta bitti.Evet bugün cuma ve ömrümüzden yine bir çok gün geçip gidiverdi.Koca bir haftayı yine acısıyla,tatlısıyla bitirdik sayılır.Avucumuzda biriktirdiğimiz umutlarla veya kanatan cam kırıklarıyla geleceğe doğru yol alıyoruz.Ve artık başlıyorum bakalım.
Ne garip değil mi hayat.Eskiden gecelerden korkardım mesela çocukken.Tabi küçük bir ilçe de yetiştiğim için yatağımın altında yaratıklar olmazdı.Ben yılanlardan falan korkardım.Yoktu oturduğumuz civarda.Canlı olarak görmedim en azından.Ama belgesellerden izleyip etkilenirdim.Hem tırsardım hem severdim.Ve her gece yılan varmı lan acaba diye yatağın altına bakmak isterdim velakin bakamadım.Artık yaş ilerledi tabi ona bağlı olarak korkularımız değişti.Artık gündüzlerden korkar oldum.Geceler ise benim sığındım limanım oldu.Yalan yok bazen ya yılan varsa diye -koca Ankara'nın merkezinde- ayağımdan sokar diye korkup birden istemsiz olarak yatağa zıplayıveriyorum 20 yaşında olsamda.Ve artık zevk verir oldu.Garip.Neyse.Ne diyordum korkularımız değişti.Artık sınavın kötü geçme ihtimali korkutuyor mesela.Biraz daha yaş ilerlesin bu sefer elimde ki işleri yetiştirememekten veya elektirik faturasının zamanının geçmesinden korkacağım.Ama hep korkacağım bir şeylerden.Sadece ben değil.Herkes korkacak.Ve geçmişte ki korkularımız artık bir yerde etkisini azaltıp,unutulurken; hatırladığımız zaman saçma gelecek.Ben böyle böyle yeni korkular ediniyorum şu sıralar.Yinede eskilerini unutup atamıyorum.Ama olsun ben öyle yaşamaktan zevk alıyorum.Bu da diğer bir garip mevzu.Sadece korkularımız mı?Mutluluklarımız da değişecek.Mesela artık sabah annemizin uyandırması bir yerde anlamını kaybedecek.Onun yerine hayalimizde ki kızın veya erkeğin bizi uyandırmasını arzuluyacağız.Sonra çocuklarımızın üstümüze zıplayarak uyandırması olacak hafta sonunun en keyifli saatleri.Zaman gelcek torunlar derken hayat bitecek.Her şey değişecek.Değişiyor da.Ama ben itiraf etmeliyim ki içimden bir parçalar kopar korkusuyla bırakamıyorum bazı şeyleri geride.Ve ben kopmayı istemedikçe o şeyler beni mutlu etmeye veya korkutmaya devam ediyor.Belki de doğru olan bu olmalı diye düşünüyorum.Toplumda birileri bu tür şeyleri çocuksu bulur diye korkmuyorum.Onlara bağlılığımı sürdürüyorum.Mesela bir deodarant mı bitti?Onunla konuşuyor ve teşekkür ediyorum.Vallaha.Çocukken edindim bu alışkanlığı.Herhangi birşeyi öylesine atıp geçemiyorum.Sanki her şeyin bir ruhu varmışcasına...Ben böyle yaşamaktan mutluyum.Hemde çok.Mesela sabahları kalkarım.Uyanık haldeyken bile gözlerimi kapatırım.Ama uykum olduğu için değil.Annemin beni uyandırmasını beklerim.Koskoca adam da olsam beni ben yapan bir değerim bence.Ve annem elbet seslenir.O ses günüme anlam katar.Ne zaman annem uyandırmak için seslenmezse o gün bir burukluk yaşarım içimde.Lütfen uyandır anne,çünkü bu koca adam korkuyor;sesin olmadan uyanılan bir sabahtan.Bu kadar acının ve derdin içinde o 'geç kaldın,hadi uyan oğlum' diyen sesin anlamlı yapıyor bazı şeyleri...Büyük mutlulukları yok çünkü insanların.Ufak şeylerden mutluluk duyuyorum bende.Yoksa vallaha iyice çekilmez oluyor hayat.
Kimseden korkmuyorum.Varsın insanlar deli desinler.Varsın dışlasınlar.Ben buyum.Kendimden kaçamam.Eski mutluluklarımı veya korkularımı bir kenarda bırakıp,yeni bir hayata başlayamam.Ve evet hala konuşuyorum eşyalarla.Onların sayesinde veya onlarlayken geçirdiğim acı,tatlı zamanları bir kenara atmak basitçe; fazla ruhsuz hissettiriyor.Beni ben yapan anlarda yanımda oldukları için bir teşekkürü çok görmüyorum.Eğer insanlar acı,tatlı zaman geçirdikleri eşlerini,dostlarını,aşklarını bir çırpıda silip;vefasızlık yapıyorsa ve bu gayet normalse evet zırdeliyim...Ve böyle olmak emin olun gurur veriyor.
Kendinizden kaçmak yerine,geçmişinizle ve geleceğinizle barışın.İnsanların dedikleri aldatmasın sizi.Herkeste vardır bir parça 'delilik' ama onlar göstermezler.Korkarlar yargılanmaktan.Siz korkmayın.Kendiniz olduğunuz zaman dünyaya daha fazla şey katarsınız.Hadi benden bugünlük bu kadar.İtiraftır bu bence.İçimden gelenleri anlatmaktır.Çekincem yok kimseden.Ben bu çürümeye yüz tutmuş toplumda,onca akıllının arasında bir deliyim ve böyle olmak haz veriyor.Lan birde bu sefer kesin bir tısslama sesi duydum.Bu sefer kesin var.Dur bakayım.Belki cidden yılandır......
Ne garip değil mi hayat.Eskiden gecelerden korkardım mesela çocukken.Tabi küçük bir ilçe de yetiştiğim için yatağımın altında yaratıklar olmazdı.Ben yılanlardan falan korkardım.Yoktu oturduğumuz civarda.Canlı olarak görmedim en azından.Ama belgesellerden izleyip etkilenirdim.Hem tırsardım hem severdim.Ve her gece yılan varmı lan acaba diye yatağın altına bakmak isterdim velakin bakamadım.Artık yaş ilerledi tabi ona bağlı olarak korkularımız değişti.Artık gündüzlerden korkar oldum.Geceler ise benim sığındım limanım oldu.Yalan yok bazen ya yılan varsa diye -koca Ankara'nın merkezinde- ayağımdan sokar diye korkup birden istemsiz olarak yatağa zıplayıveriyorum 20 yaşında olsamda.Ve artık zevk verir oldu.Garip.Neyse.Ne diyordum korkularımız değişti.Artık sınavın kötü geçme ihtimali korkutuyor mesela.Biraz daha yaş ilerlesin bu sefer elimde ki işleri yetiştirememekten veya elektirik faturasının zamanının geçmesinden korkacağım.Ama hep korkacağım bir şeylerden.Sadece ben değil.Herkes korkacak.Ve geçmişte ki korkularımız artık bir yerde etkisini azaltıp,unutulurken; hatırladığımız zaman saçma gelecek.Ben böyle böyle yeni korkular ediniyorum şu sıralar.Yinede eskilerini unutup atamıyorum.Ama olsun ben öyle yaşamaktan zevk alıyorum.Bu da diğer bir garip mevzu.Sadece korkularımız mı?Mutluluklarımız da değişecek.Mesela artık sabah annemizin uyandırması bir yerde anlamını kaybedecek.Onun yerine hayalimizde ki kızın veya erkeğin bizi uyandırmasını arzuluyacağız.Sonra çocuklarımızın üstümüze zıplayarak uyandırması olacak hafta sonunun en keyifli saatleri.Zaman gelcek torunlar derken hayat bitecek.Her şey değişecek.Değişiyor da.Ama ben itiraf etmeliyim ki içimden bir parçalar kopar korkusuyla bırakamıyorum bazı şeyleri geride.Ve ben kopmayı istemedikçe o şeyler beni mutlu etmeye veya korkutmaya devam ediyor.Belki de doğru olan bu olmalı diye düşünüyorum.Toplumda birileri bu tür şeyleri çocuksu bulur diye korkmuyorum.Onlara bağlılığımı sürdürüyorum.Mesela bir deodarant mı bitti?Onunla konuşuyor ve teşekkür ediyorum.Vallaha.Çocukken edindim bu alışkanlığı.Herhangi birşeyi öylesine atıp geçemiyorum.Sanki her şeyin bir ruhu varmışcasına...Ben böyle yaşamaktan mutluyum.Hemde çok.Mesela sabahları kalkarım.Uyanık haldeyken bile gözlerimi kapatırım.Ama uykum olduğu için değil.Annemin beni uyandırmasını beklerim.Koskoca adam da olsam beni ben yapan bir değerim bence.Ve annem elbet seslenir.O ses günüme anlam katar.Ne zaman annem uyandırmak için seslenmezse o gün bir burukluk yaşarım içimde.Lütfen uyandır anne,çünkü bu koca adam korkuyor;sesin olmadan uyanılan bir sabahtan.Bu kadar acının ve derdin içinde o 'geç kaldın,hadi uyan oğlum' diyen sesin anlamlı yapıyor bazı şeyleri...Büyük mutlulukları yok çünkü insanların.Ufak şeylerden mutluluk duyuyorum bende.Yoksa vallaha iyice çekilmez oluyor hayat.
Kimseden korkmuyorum.Varsın insanlar deli desinler.Varsın dışlasınlar.Ben buyum.Kendimden kaçamam.Eski mutluluklarımı veya korkularımı bir kenarda bırakıp,yeni bir hayata başlayamam.Ve evet hala konuşuyorum eşyalarla.Onların sayesinde veya onlarlayken geçirdiğim acı,tatlı zamanları bir kenara atmak basitçe; fazla ruhsuz hissettiriyor.Beni ben yapan anlarda yanımda oldukları için bir teşekkürü çok görmüyorum.Eğer insanlar acı,tatlı zaman geçirdikleri eşlerini,dostlarını,aşklarını bir çırpıda silip;vefasızlık yapıyorsa ve bu gayet normalse evet zırdeliyim...Ve böyle olmak emin olun gurur veriyor.
Kendinizden kaçmak yerine,geçmişinizle ve geleceğinizle barışın.İnsanların dedikleri aldatmasın sizi.Herkeste vardır bir parça 'delilik' ama onlar göstermezler.Korkarlar yargılanmaktan.Siz korkmayın.Kendiniz olduğunuz zaman dünyaya daha fazla şey katarsınız.Hadi benden bugünlük bu kadar.İtiraftır bu bence.İçimden gelenleri anlatmaktır.Çekincem yok kimseden.Ben bu çürümeye yüz tutmuş toplumda,onca akıllının arasında bir deliyim ve böyle olmak haz veriyor.Lan birde bu sefer kesin bir tısslama sesi duydum.Bu sefer kesin var.Dur bakayım.Belki cidden yılandır......
22 Mart 2012 Perşembe
Yok Başlık Falan.
Selam yine tüm herkese.Bugünlük yazıyı ne kadar bitirmiş olsam da ne bileyim,böyle yazmak geldi içimden.Ne zaman zaten Karlı Kayın Ormanı'nı dinlesem oluyor bu bana.Yazmak istiyorum.Şimdi bir konu bulmak saçma olur.Düşüncelerimden bahsedeyim biraz istiyorum.Anlatayım yine diyorum.Ama tabi konu yine dağılabilir.O yüzden artık girişiyorum ben direk konuya.
Bunaldım.Vallaha bunaldım.Ülke gündemi falan mahvediyor beni.Okudukça veya duydukça sinirlerime hakim olamıyorum.Kimse barış istemiyor hiç bir konuda.Bıçak,silah,yumruk vs....Yani milletvekilleri; mecliste kavga eden bir ülkenin halkı ne olabilir ki.Hani kılavuzu karga olanın burnu.....Neyse.Siyasi anlamda bir yobazlık çekiyoruz.Kazandırmak yerine,kökten kazımayı düşünüyoruz.Bu da tabi bizi şu an olduğumuz yere getiriyor.Sağ duyumuzu kaybettik,kendimizi kaybettik.Çıkarlarımız önemli oldu,insanlık öldü.Yalan atmakta sakınca görmedik,doğrular terk etti....Şimdi durup bakalım etrafımıza; bizden geriye ne kaldı?Her yer o kadar şiddet dolu ki...Mesela yuutup'tan izlediğiniz her hangi bir video da bile insanlar yorum kısmında birbirine küfür etmiş.Sezen Aksuyu sevmek anlamsız demiş biri.Bir başkası ona cevap olarak ana avrat düz gitmiş.Lan durun hele.Neyin davası bu?İnsanların zevklerine karışmak veya dil uzatmak,küfür etmek ne haddimize?İnsan istediği şeyi sever,istemediğini sevmez.Zevkler tartışılmaz ama bu ülkede bu söz geçerliliğini kaybetti.Biraz insan olun.Haddinizi aşmayın çünkü kimsenin buna hakkı yok.Ne din, ne siyaset, ne takım, ne renk, ne müzik....Hiçbirine karışma hakkınız yok arkadaşım.İsteyen karton-izm dinini seçer,isteyen çam sporu tutar.Ama ne hale geldik ki kimseler bunu takmaz olmuş.İlla kendi zevklerine uygun yaşaması gerekiyormuş gibi davranıyorlar.Eee düşün bakalım herkes o zevkleri ve görüşü benimsese dünya da ne kadar senin gibi odun fazlalığı olacak!?Adamı fitil edersiniz.Cahil ve hoşgörüsüzsünüz.Kelimelerin anlatmakta çok eksik kalacağı kadar odunsunuz.Sadece siz değil,sizi yönetenlerde öyle.Başka görüşlere kimsenin tahammülü yoksa,o kimselere bence bu dünya da yer de yok.
Sinirleniyorum gerçekten.Böyle bir ortamda yaşamak bile acı veriyor.O hoşgörülü,sağduyulu toplumun eriyip gitmesi canımı sıkıyor.Neyse.
Bu arada bugün bir kaç şey paylaşayım.Bari blogu takip eden kimse yok gugıldan arayıp ihtiyacı olan şeye ulaşmak isteyenlere bir nebze kolaylık sağlayayım.Hadi saygılar,


Bunaldım.Vallaha bunaldım.Ülke gündemi falan mahvediyor beni.Okudukça veya duydukça sinirlerime hakim olamıyorum.Kimse barış istemiyor hiç bir konuda.Bıçak,silah,yumruk vs....Yani milletvekilleri; mecliste kavga eden bir ülkenin halkı ne olabilir ki.Hani kılavuzu karga olanın burnu.....Neyse.Siyasi anlamda bir yobazlık çekiyoruz.Kazandırmak yerine,kökten kazımayı düşünüyoruz.Bu da tabi bizi şu an olduğumuz yere getiriyor.Sağ duyumuzu kaybettik,kendimizi kaybettik.Çıkarlarımız önemli oldu,insanlık öldü.Yalan atmakta sakınca görmedik,doğrular terk etti....Şimdi durup bakalım etrafımıza; bizden geriye ne kaldı?Her yer o kadar şiddet dolu ki...Mesela yuutup'tan izlediğiniz her hangi bir video da bile insanlar yorum kısmında birbirine küfür etmiş.Sezen Aksuyu sevmek anlamsız demiş biri.Bir başkası ona cevap olarak ana avrat düz gitmiş.Lan durun hele.Neyin davası bu?İnsanların zevklerine karışmak veya dil uzatmak,küfür etmek ne haddimize?İnsan istediği şeyi sever,istemediğini sevmez.Zevkler tartışılmaz ama bu ülkede bu söz geçerliliğini kaybetti.Biraz insan olun.Haddinizi aşmayın çünkü kimsenin buna hakkı yok.Ne din, ne siyaset, ne takım, ne renk, ne müzik....Hiçbirine karışma hakkınız yok arkadaşım.İsteyen karton-izm dinini seçer,isteyen çam sporu tutar.Ama ne hale geldik ki kimseler bunu takmaz olmuş.İlla kendi zevklerine uygun yaşaması gerekiyormuş gibi davranıyorlar.Eee düşün bakalım herkes o zevkleri ve görüşü benimsese dünya da ne kadar senin gibi odun fazlalığı olacak!?Adamı fitil edersiniz.Cahil ve hoşgörüsüzsünüz.Kelimelerin anlatmakta çok eksik kalacağı kadar odunsunuz.Sadece siz değil,sizi yönetenlerde öyle.Başka görüşlere kimsenin tahammülü yoksa,o kimselere bence bu dünya da yer de yok.
Sinirleniyorum gerçekten.Böyle bir ortamda yaşamak bile acı veriyor.O hoşgörülü,sağduyulu toplumun eriyip gitmesi canımı sıkıyor.Neyse.
Bu arada bugün bir kaç şey paylaşayım.Bari blogu takip eden kimse yok gugıldan arayıp ihtiyacı olan şeye ulaşmak isteyenlere bir nebze kolaylık sağlayayım.Hadi saygılar,


Böyle mi Olacaktık Hayat?...
Selam herkese.Tamam kimse yok biliyorum ama varmış gibi yazmak daha iyi oluyor.Hayat geçip gidiyor ben yine kaldım buralarda.Olduğum yerde saymaktan başka şu an biraz(!) efkarlıyım da hani.Küçükken veya daha sonra kurduğum hayallerin ellerimden kayıp gitmesi yüzünden bunalıyorum.Bunaldıkça yazma ihtiyacı duysam da olmuyor.Artık kelimelerin bittiği yere mi yaklaşıyorum nedir???
Dün yazdım biraz.Sonra vazgeçtim ve kaydetmeden kapattım pencereyi.Kendimi ifade etmekten yoksunum son zamanlar.Umarım ileride bunun için affedebilirim kendimi.Eee,hayaller kuruldu ve yollara koyulduk.Sonuç?Yok işte.Alamadım değil.Alamama zaman tanınmadı.Geçmişe bir yerde kızıyorum.Hatta belki şu andan farklı olarak ileride pişmanlıklarım bile olur.Konuya yabancı tabi millet.Benim geçmişlikle alakalı sadece iki tane pişmanlığım var.Onlarda ölümle alakalı.Onun dışında yok.Yaşadığım tüm şeyler beni ben yapan şeyler.Onlardan kaçmak yerine,ben kabullendim ve öyle yaşadım.O yüzden yok pişmanlığım diyorum.İleride daha net anlatırım belki.Şimdi ama bırakın yazmayı,yaşamak bile büyük mesele benim için şu hayatı.
Şimdilik tüm dünyaya elimde avucumda kalan mutluluk kırıntılarını hediye ederken,ben biraz köşeme çekileyim.Felaket bozguna uğradım çünkü.Daha çok hasar alıp nakavt olmadan kendimi toplanmam lazım.Bu maçın bu kadar sürmesi bile mucize ya neyse.Allah kimseye taşıyamayacağı yükler yüklemesin.Kimse olmasın benim gibi.Hadi saygılar,selametler.Hadesten bugünlük bu kadar galiba..
Dün yazdım biraz.Sonra vazgeçtim ve kaydetmeden kapattım pencereyi.Kendimi ifade etmekten yoksunum son zamanlar.Umarım ileride bunun için affedebilirim kendimi.Eee,hayaller kuruldu ve yollara koyulduk.Sonuç?Yok işte.Alamadım değil.Alamama zaman tanınmadı.Geçmişe bir yerde kızıyorum.Hatta belki şu andan farklı olarak ileride pişmanlıklarım bile olur.Konuya yabancı tabi millet.Benim geçmişlikle alakalı sadece iki tane pişmanlığım var.Onlarda ölümle alakalı.Onun dışında yok.Yaşadığım tüm şeyler beni ben yapan şeyler.Onlardan kaçmak yerine,ben kabullendim ve öyle yaşadım.O yüzden yok pişmanlığım diyorum.İleride daha net anlatırım belki.Şimdi ama bırakın yazmayı,yaşamak bile büyük mesele benim için şu hayatı.
Şimdilik tüm dünyaya elimde avucumda kalan mutluluk kırıntılarını hediye ederken,ben biraz köşeme çekileyim.Felaket bozguna uğradım çünkü.Daha çok hasar alıp nakavt olmadan kendimi toplanmam lazım.Bu maçın bu kadar sürmesi bile mucize ya neyse.Allah kimseye taşıyamayacağı yükler yüklemesin.Kimse olmasın benim gibi.Hadi saygılar,selametler.Hadesten bugünlük bu kadar galiba..
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)