Merhaba sevgili blog takipçileri.Ben tekrar geldim.Sıkılmadan,üşenmeden yine buradayım.Geriye tek olarak bu yazılar kalıncaya kadar ve ben o uzun uykuya yatana kadarda geleceğim zaten.Amacım o.Bugün öyle boş beleş gelmedim,aklımda düşünceler ve anlatacağım konuların taslaklarıyla beraber geldim,oturdum klavyemin yamacına.Yazıya başlarken hepinizin 2. ile 3. omirilik kemiğinin arasından sertçe öperim.Alın size bilgi; asılarak idamın amacı odur.Yani ensede ki 2. ve 3. omirilik kemiklerin arasını açıp insanı önce bilinçsiz bırakmak ve devamında öldürmek.Deniz Gezmiş'te olduğu gibi iki ip kullanılmadığı süreçte acı çekmiyor idam sehpasında ki kişi pek.Ama Deniz Gezmişe yaptıkları gibi iki ip olursa ise boğularak 50 küsür dakika can çekişirsiniz.Bir diğer asma yöntemiyle de bunu kıyaslamayın.Mesela Saddam'ın akrabalarının ayağına ağırlık bağlamışlardı.Yüksek yerden serbest düşüşe geçince boyunları koptu.O da başka.Neyse.Bu kadar yararlı ve iç açıcı bilgiyi geçersek artık iyi olacak.
Bugün farklı olmayaraktan ama bu sefer cidden abartılı olarak ölüm şekilleri ve şiddet beynimi kurcalıyor.Yani çekici geliyor bana bu ölüm mevzu.Mesela biriyle yeni tanıştıysam ve sevmediysem nasıl güzel ölebilir diye fantezi kurarım.Vallaha.Ölüm benim biricik tutkum.Ciddi anlamda değer veririm.Ve gelecekte adli tabip olmayı şahsen çok isterim.Ama tabi tıp öyle kolay kazanılmıyor.Neyse.Ne diyorduk; ölüm!..Bir çok seri katile baktığınızda onlarda ölümün yüceliğine ve doyumsuz hazzına kapılıp gitmişlerdir.Ve bunu farklı olarak ortaya çıkarttıkları için çoğu ölü veya hapiste.Tabi seri katil olmaya giden yolda bir çok şey var.Bu ölüm tutkusu beni ilgilendiren ve bence önemli olan konu.Şimdi burada 'aa bak ben ne deliyim,çok farklıyım heyoo,nasıl ilgi çekiyorum ama ölüm hakkında ki olumlu düşüncelerim sayesinde' gibi bir düşünceyle anlatmıyorum bunları.Anlatma sebebim farklı.İlgi çekmek istersem gider feysbka resimlerimi yüklerim veya böyle kıyıda köşede kalmış bir sanatçıyı överim.Yani toplumun çoğunluğu gibi.Ama yok,ilgi çekmek niyetinde değilim.Benim içimde bence bir seri katil yatıyor.Bu konuda iddalıyım.Hemde diğer tarihte ki yüzlerce ortaya çıkmış seri katilden daha kötüyüm çünkü onlar arzularını tatmin etmiş,bense bastırmak zorunda olduğumu biliyor ve bastırıyorum.Şimdi bile küfürler yüzünden kulak çınlaması yaşıyorum.Az bekleyin.Geliyorum konuya.Neyse.Asıl olay benim içim bir seri katil olması değil,asıl olay tüm herkesin içinde seri katil yatması!Ama işte millet bunu itiraf edemiyor.Korkuyor her zaman ki gibi.Kendiyle yüzleşemiyor.Ama var içimizde seri katil; yeminlen!İnanmıyorsanız şu soruları yöneltiyorum size;
*Trafikte arabayla ilerlerken,önünüzden yavaş yavaş geçen yayalara gıcık olup onlara zarar vermek istemiyormusunuz?
*Yaya giderken üzerinize çamur sıçratan araba sürücüsünün canını yakmak size zevk vermezmiydi?Mesela ileride lastiği vs patlasa?Hatta biri inip dövse onu ne güzel olurdu değil mi?
*Kız/Erkek arkadaşınızın çevresinde sürekli gezinen ve gözleriyle adeta manitanızın kemiklerine kadar bakan dingilin o gözlerini yerinden sökmek istemiyormusunuz?
*Bir tecavüzcü/katil/hırsız yakalanınca onu linç edenlere bakıp keyif almıyormusunuz?Oh olmuş mınakoduumunçocuuna demiyormusunuz?
*Bush'a ayakkabı fırlatan gazeteci sizi mutlu etmedimi?
*Size ters giden hocanız hasta olduğunda hiç mi ohh olsun demediniz?
*Sürekli birilerinin canını yakmak için içinizden sayıp,beddular etmiyormusunuz???
......................
Bu böyle uzar gider.Ama hepimiz bu ve benzer durumları yaşıyoruz.Ölüm olmasa bile birilerini hataları yüzünden dövmek veya onların canını yakmak istiyoruz.Hemde ufacık olayda bile?Eee?Seri katiller kadar cani değil miyiz?Onlar kadar kana susamış?Onlar kadar şiddet uygulamaya aç?Buyuz işte.Tabi yine farkım benim burada;bununla yüzleşmek.O olayları da anlatayım durun..
Şimdi ben ergenlik çağlarında falan,ölümden korkmadığımı fark ettim.Hatta baktım bir şeylere zarar vermek beni rahatlatıyor.Ve ölüme yakın durmak hoşuma gidiyor.Başkaları kaza geçirince garip bir merakla inceliyorum falan.Sonra baktım millet ölümden tırsıyor,ulan dedim bende var bir aksilik.Deliyim herhalde dedim ve ölümden nasıl korkarım diye düşünmeye başladım.Fikir olarak aklıma ölü resimlerine falan bakıp tiksinmek ve buna bağlı olarak ölümden korkma fikri geldi.İşte gerçekle o zaman yüzleştim; her parçalanmış cesetten garip bir haz aldım.Beni içine çekti ölüm.Onları incelemek zevkli geldi.Uzun süre kendimi bu konuda farklı hissettim.Ama baktım ki şiddet duygusu bizim iliklerimize kadar işlemiş.Yoksa savaşlar sözle olmazmıydı?Mesela Yunan askerlerini Kurtuluş Savaşı sırasında laf sokarak kovardık.Gladyatörler arenaya çıkıp birbirlerini küfür ederek yıldırırlardı.Veya boks maçları olmazdı.Şiddet içeren o aksiyonlu filmleri kimseizlemezdi.Bunun gibi binlerce örnek var.Hepimiz şiddete meyilliyiz ve şiddet uygulamaktan ve şiddeti izlemekten keyif alıyoruz.Hepimiz otomatikman gözü kan bürüyen bir katille eş değer oluverdik bakın.Onlarda sonuçta şiddetten zevk alıyorlar.
Olay bu dostlar.Şiddet bizim iç güdülerimizde var.En ufak bir sinir anında bile aklımızdan geçenleri kaydeden bir makine olsa ve biz onları okusak var ya kendimizden tırsarız.Ama ben ölü resimleri inceleyince falan manyak diyorlar,ilgi çekmek diyorlar.Olum döverim sizi.Boks maçı izlemiyormusunuz?Sadece benim baktıklarım fazla kanlı şeyler.Ama o da benim nacizane merakım.Yüzleşme yolu hem o.İçimde ki şiddeti dışarı vurmak yerine o resimlere bakıp kendi rehabilitemi yapıyorum.bu normal,kabul et artık bunu toplum.....
Neyse.İlk başta eminim saçma gelecek bazılarına bu yazı.Ama bir sinirli anınızda aklınızdan geçenleri yazın detaylıca.Sonra onu okuyun.Göreceksiniz sizde.Bununla yüzleşmek yerine kıyıya köşeye koyarsanız o büyüyecek.Ve sonunda yanlış yer ve yanlış zamanda ortaya çıkıp sizi 'katil' veya benzer şeyler yapacak.Bu arada kimseye 'içinizde olanları çıkartın gidin milleti doğrayın' demiyorum.Sadece onunla yüzleşin ve kimseye zarar vermeden o hayvansal iç güdünüzün uslu durması için yollar arayın.Mesela gidin benim gibi resimlere falan bakın.Hadi benden bu kadar bugünlük.gidip ciddi ciddi resim bakacağım.Biraz rahatlayıp sabah kendimle barışık kalkmam lazım.Görüşmek dileğiyle.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Ne yorumlar gördüm zaten yoktular..