29 Mart 2012 Perşembe

Yine Hastayım..

Selamlar yine hastayım.İki gündür okula gidemiyorum.Yarında gidemeyeceğim büyük ihtimal.Dökülüyor her tarafım.Biraz fazla hassasım ama dostlar.Kısaca anlatayım..

Dün köpek barınakları ile ilgili sitelerde falan dolaştım.Durumları çok kötü.Yakında bununla alakalı bir çalışma yapacağım.Dün hem bir saat boyu resimlerine baktım hem içten içe ağladım.Elimizden gelen yardımı yapalım onlara karşı ve sağduyulu olalım lütfen.Ve varsa çocuklarımız bilinçlendirelim.

Daha fazla yazamıyorum sağlık sebeplerimden dolayı.Yakın zamanda görüşmek dileğiyle.Ölürsem şaşırmam.Hastalık berbat.Allah daha zor durumda olanlara yardım etsin.Saygılar.

27 Mart 2012 Salı

Geldim Galiba..

Merhabalar.Ruhum ve sağlığım;aklımla beraber başka yerlere gitmiş olsa da bedenim burada.Zor yazıyorum bu satırları.Bugün belki farklı olarak;varolmak adına yazacağım.Kısa olacak zaten.

Ne yazacağımı unutmuş olsam da şöyle diyeyim;hayatta beni mutlu eden çok az şey varmış meğer.Büyük heveslerim kaybedilmiş zamanın içinde.Karikatür okumak,kitap okumak ve blog yazmak.Hayat bu kadar sade.Bu kadar yavan oldu.Ne garip yıllar önce futbol oynayan,sağlam bir sosyal çevreye sahip olan asla yılmayan birisiydim.şimdi ne oldu bilmiyorum ve bu bilinmezlik içinde kaybettim kendimi.Büyüdükçe yalnızlaşıyorum herkes gibi.Kapalı bir kutu oluyor insan.İçi karanlık ve çoğu zaman boş.Hayatı çözmeye çalışırken,kendimi unutmak ne garip bir his.Bir hafta öncesinden farklı olarak,bugün daha yalnızım.Bütün o yanımda olmaya çalışan insanların aksine sanki kapanıyorum daha da.Nereye kadar gidecek bu bilmiyorum.Ama artık açılmam ve tekrar kendim olmam lazım.Mücadele etmem lazım.Ama önce biraz dinlenmek gerekiyor sanki.

Bu arada fark ettim bir şeyleri bir anlık unutup tam anlamıyla keyfime bakamıyorum.Sanki her şeyin ipi benim elimde gibi geliyor.Ve ben bıraktığım anda kaybedeceğim gibi.Aslında hayatta bize bağlı olan bir çok şey olsa da elimizde olmayan bir çok şey de var.Arasında garip bir denge var.Ben o dengeyi tutturamayan yalnız adamım.Hani gerçekten yalnız olmak benim bahsettiğim.Etrafınızda insanlar olabilir.Sevgiliniz,dostlarınız olabilir.Çok konuşuyor,çok anlatıyor da olabilirsiniz.Ama hep suskun kalan bir kısmımız oluyor içimizde.Ben o suskunluğa hapsoldum gibi geliyor bazen.Bir çok şey boş geliyor.Yoruldum belki de fazlasıyla.Belki kendimle çelişiyorum.Bilmiyorum.Uzun bir süre bilmek istemeyebilirim de.Şu an her şey çok silik.Sanki birazdan yatacağım ve uyanamayacağım ve yaşadıklarım bir anda silinip gidecek gibi.Sanki geride bu yazılar bile kalmayacak gibi hani.

Neyse.İfade edemiyorum galiba bugün kendimi.Olsun.İfade ettiğim zamanların yerine sayarım.Ben yavaştan kaçayım.Gözlerimi kapatıp hayal kurmaya çalışırım belki.Hayaller bile silikleşse bile olsun.Hadi selametle.Esen kalın.Hades selam eder.

26 Mart 2012 Pazartesi

Selam arkadaşlar.Yine bir akşam saati,oturdum ve başlıyorum yazıya.Ondan önce söylemek isterim ki bu bloğa gerçekten bağlanmaya başladım.Galiba kendimizi ifade etmek asıl mesele bizler için.Aşk,dostluk vs. hep kendimizi ifade etme güdüsünü temel alarak meydana geliyor aslında bir yerde.Şu koca dünyada,etrafımda binlerce insan olsa da benim tek dostum oldu bu blog.Neyse.hadi başlayayım bakalım.Kerim Tekin dinliyorum bu arada.Güzel ses varmış rahmetlide.

Aslına bakarsak etrafımızda dönüp dolaşan herkese rağmen pek yalnız insanoğlu şu zamanlar.İçini açamıyor,derdini anlatamıyor.Hep bir çekincemiz var.Tam olarak ifade etme konusunda bazı problemler yaşıyoruz.Zaten belirttiğim gibi millet o yüzden çok kullanıyor interneti.Peki bu kadar kalabalık güruhun arasında ben kendimi nerede görüyorum?Ben kimim?Ne istiyorum bu hayattan?Bu gibi sorular her zaman ki gibi yine kafamı kurcalıyor.Kendimi bir noktaya koyup,uzaklaşıp izlenimler elde etmeye çalışıyorum.Ama objektif olamıyorum.Çektiğim acıları ekliyorum mesela bazen gözlem yaparken.Bu da tüm olayı bozuyor.Ne istiyorum sorusunu bugün biraz da olsa cevaplamaya çalışacağım.Bakalım ne kadar başarılı olacağım.Eminim ki son zamanlarda yaşadıklarımın etkisiyle oluşan o içimde ki boşluk hissini bir nebze azaltıp tekrar ayağa kalkabileceğim.Hadi bakalım.

Şu sıralar beynimi meşgul eden onlarca şey var.Hayatla yüzleşmekten kaçınmayan biri olarak tanımlasam da kendimi şu sıralar biraz hayal dünyasında yaşıyorum.Kendimi toparlamam lazım.Bu yolla yapıyorum.Gerçeklerden tam anlamıyla kaçmıyorum.Ama en azından rahatlayınca kadar onlarla savaşmayı pek düşünmüyorum.Dedim ya hayal dünyasında yaşıyorum diye;bir bulut olmak isterdim mesela.Göklerde süzülmek ve hayat vermek istiyorum dünyaya.O kadar yük binmiş halde ki omuzlarıma,biraz ağlamak istiyorum aslında.Ama yapamıyorum.Bulut olsam halbuki ne rahat.Bırakırdım,yağmur olarak inerdi yeryüzüne.Ve benim acılarım,yeni hayat tohumların filizlenmesine yardım ederdi.Coğrafya derslerinden tanık olduğumuz döngüler aslında maneviyatımız da mevcut var.Üzülüyoruz mesela,o üzüntülerle bir ilişkiyi bitiriyoruz,bağlarımızdan kurtuluyoruz mesela.Ve dallarında ki tohumlarını toprağa bırakan bir bitki misali,göz yaşlarımız ıslatıyor yüreğimizi ve o acılar gözlerimizden akan yaşlarla yeni bir dünyada; yeni mutluluklar,yeni acılar filizleniyor.Bende o durumdayım şu sıralar.Neyse.Bulut olmak isterdim işte ama olunamıyor.Hayat böyle.İsteklerimizi gerçekleştirememe ihtimali her zaman var.Bulut olma ihtimalimiz yok ama.

Hayat zor,hayat sıkıcı.Hani ucuyla verip,sapıyla çıkarma durumu gibi.Ona rağmen yaşıyor ve direniyoruz.Neyse.Dün çok az uyudum.4 saat ders gördüm arkasından.O yüzden iyice geldi uykum.Ben müsaadenizle gideyim.Bu konuya devam edeceğim ama.Bu arada düşündüm de belki bulut olmak o kadar zor değil.O kadar doldum ki her an bir bulut olup,yağabilirim dünyaya.Eğer bu gece yağmur vurursa camınıza bilin ki Hades yine içten içe ağlamakta.Hadi selametle.

25 Mart 2012 Pazar

Saat Kaç Oldu!

Merhaba,saat kaç oldu ancak bitti işlerim.O yüzden ancak geldim.Yazamayacağım bugün yazmam gereken asıl yazıyı.Ama birkaç şey söylemek niyetindeyim.
*İlk olarak şu Kendime Merhaba kısmında ve tarihlerde değişik bir yazı stili kulladım.Ama beğenmedim.Yakın bir zamanda adam akıllı çeki-düzen vereceğim.Resim falan da koyacağım ama şimdi sırası değil.
*Bir sonra ki yazımın genel hatları kafamda oluştu.Onu yazacaktım ama olmadı.Nasipse yarın yazacağım.
*Hızlı içeyim sigarayı derken başım döndü.Kaç saat oldu tabi içmeyeli.
*Hadi benden bu kadar bugünlük.Yakın zamanda görüşmek dileğiyle.Esen kalın dostlarım.

Günün Ortasında Geldim Bu Sefer.

Merhaba millet tekrardan.Daha saat yazmak için erken olsa da olsun.Zaten kısacık şeyler yazıp sonlandıracağım.Eğer yazabilirsem asıl günün yazısı akşama.Şimdi sadece içim sıkıldığı ve yazma isteği duyduğum için yazıyorum.Bilenler hatırlar;yazmak beni ben yapan ve ayakta tutan naçizane şeylerden biri.

*Dün dediğim gibi resim baktım ve video falan izledim;şiddet ve ölüm üzerine.Bu sırada cips yiyiyordum.Hiçbirinden etkilenmedim,ta ki bebeklerin resimlerini görünce.Yutkunamadım,yiyemedim.Hayat bebeklere de acı dolu yüzünü gösterdiği zaman içini acıtıyor insanın.Parçalanmış cesetleri veya genetik bozuklukları yüzünden bebeklerin durumu bana oldukça üzücü geldi.Ve buna bağlı olarakta aklıma bir hemşire ile yaptığım konuşma geldi.Konuştuğum hemşire çok yoğun bir anayolun yanında ki hastahanede çalışıyor.Haftada 10 dan fazla ceset görüyorlar.Onların otopsisini yapıyorlar veya yaralıların orasını burasını dikiyorlar.İşi zor.Kedisine sorduğumda etkilenmediğini ve bunun normal geldiğini söyledi.Ama ekledi; mesela dedi bir hafta önce 5 yaşında bir çocuk kaza sonrası kollarımızda kanlar içinde can verdi.O üzüyor dedi.Haklı.Mevzu bahis masum bir canlıysa insan işte o zaman acıyor.Bu da beni olgun adult sınıfı insanların hepsinin suçlu olduğunu bilinçaltı olarak kabullendiğimiz sonucuna getirdi.Ya ölüsün,ya çocuk ya da suçlu.Bu doğru bir sınıflandırma oldu işte.Ve galiba suçlu insanlara bir şeyler olması bizi pek etkilemiyor.
*Dün yine bir video izledim.Çeçenler galiba Rus askerleri doğruyordu.Rus askerler kuzu gibi yatmışlar.Elleri falan bağlı değil.Ve arkadaşları can çekişerek ölüyor yanlarında.Ben kendimi oraya koydum.Kaçmaya çalışırdım kesin.Yani kadere boyun eğmezdim.Hatta beni serbest bırakacaklarını bilsem yine kaçardım.Orada boş beleş durmak ölümden daha acı gelirdi.
*Savaş ne çirkin şey lan.Millet ha babam birbirini doğruyor.Sırf birilerinin maddi çıkarları yüzünden nice canlar feda ediliyor.Savaş kötü.Savaş bize yakışmayan bir şey.Savaş olmaması gereken bir şey.
*Bu arada son zamanlarda niye güzel komedi yapmıyor millet?Tolga Çevik'in bir filmi çıkmış ama henüz gidemedim.Son olarak Johny English'in dönüşü vardı o hoşuma gitti.Adam Sandler falan artık çok boktan filmler yapıyor.Kendine gel ve bizi güldür Adam!Adam ol Adam(Sandler)..
*Şiddet kadar gülmeye ve rahatlamaya ihtiyacımız var.Şahsen ben karikatür okuyarak dolduruyorum o boşluğu.Ama değişik yöntemlerde var.Maalesef kendimizle barışık olmadığımız için başkalarına ihtiyaç duyuyoruz gülmek için.Bu da kötü abi be...
*Kısacık dedim amma uzadı.Neyse.Hadi ben kaçar.Yoruldum vallaha.Uyumayı sevmiyorum bu saatlerde yoksa uyrdum,uykum var oldukça.Saatler ileri alındı ya birde...gıcık oluyorum ileri alınmasına.Geri alınınca daha çok uyuyoruz o gece gibi geliyor.Keşke hep geri alınsa...Keşke bir çok şey geri alınabilse ve 'keşkelerden' kurtulsak.Hades selam eder.

24 Mart 2012 Cumartesi

Uyanmakla,Anlamakla,Bilmekle Ben Amenna....

Merhaba sevgili blog takipçileri.Ben tekrar geldim.Sıkılmadan,üşenmeden yine buradayım.Geriye tek olarak bu yazılar kalıncaya kadar ve ben o uzun uykuya yatana kadarda geleceğim zaten.Amacım o.Bugün öyle boş beleş gelmedim,aklımda düşünceler ve anlatacağım konuların taslaklarıyla beraber geldim,oturdum klavyemin yamacına.Yazıya başlarken hepinizin 2. ile 3. omirilik kemiğinin arasından sertçe öperim.Alın size bilgi; asılarak idamın amacı odur.Yani ensede ki 2. ve 3. omirilik kemiklerin arasını açıp insanı önce bilinçsiz bırakmak ve devamında öldürmek.Deniz Gezmiş'te olduğu gibi iki ip kullanılmadığı süreçte acı çekmiyor idam sehpasında ki kişi pek.Ama Deniz Gezmişe yaptıkları gibi iki ip olursa ise boğularak 50 küsür dakika can çekişirsiniz.Bir diğer asma yöntemiyle de bunu kıyaslamayın.Mesela Saddam'ın akrabalarının ayağına ağırlık bağlamışlardı.Yüksek yerden serbest düşüşe geçince boyunları koptu.O da başka.Neyse.Bu kadar yararlı ve iç açıcı bilgiyi geçersek artık iyi olacak.

Bugün farklı olmayaraktan ama bu sefer cidden abartılı olarak ölüm şekilleri ve şiddet beynimi kurcalıyor.Yani çekici geliyor bana bu ölüm mevzu.Mesela biriyle yeni tanıştıysam ve sevmediysem nasıl güzel ölebilir diye fantezi kurarım.Vallaha.Ölüm benim biricik tutkum.Ciddi anlamda değer veririm.Ve gelecekte adli tabip olmayı şahsen çok isterim.Ama tabi tıp öyle kolay kazanılmıyor.Neyse.Ne diyorduk; ölüm!..Bir çok seri katile baktığınızda onlarda ölümün yüceliğine ve doyumsuz hazzına kapılıp gitmişlerdir.Ve bunu farklı olarak ortaya çıkarttıkları için çoğu ölü veya hapiste.Tabi seri katil olmaya giden yolda bir çok şey var.Bu ölüm tutkusu beni ilgilendiren ve bence önemli olan konu.Şimdi burada 'aa bak ben ne deliyim,çok farklıyım heyoo,nasıl ilgi çekiyorum ama ölüm hakkında ki olumlu düşüncelerim sayesinde' gibi bir düşünceyle anlatmıyorum bunları.Anlatma sebebim farklı.İlgi çekmek istersem gider feysbka resimlerimi yüklerim veya böyle kıyıda köşede kalmış bir sanatçıyı överim.Yani toplumun çoğunluğu gibi.Ama yok,ilgi çekmek niyetinde değilim.Benim içimde bence bir seri katil yatıyor.Bu konuda iddalıyım.Hemde diğer tarihte ki yüzlerce ortaya çıkmış seri katilden daha kötüyüm çünkü onlar arzularını tatmin etmiş,bense bastırmak zorunda olduğumu biliyor ve bastırıyorum.Şimdi bile küfürler yüzünden kulak çınlaması yaşıyorum.Az bekleyin.Geliyorum konuya.Neyse.Asıl olay benim içim bir seri katil olması değil,asıl olay tüm herkesin içinde seri katil yatması!Ama işte millet bunu itiraf edemiyor.Korkuyor her zaman ki gibi.Kendiyle yüzleşemiyor.Ama var içimizde seri katil; yeminlen!İnanmıyorsanız şu soruları yöneltiyorum size;

*Trafikte arabayla ilerlerken,önünüzden yavaş yavaş geçen  yayalara gıcık olup onlara zarar vermek istemiyormusunuz?
*Yaya giderken üzerinize çamur sıçratan araba sürücüsünün canını yakmak size zevk vermezmiydi?Mesela ileride lastiği vs patlasa?Hatta biri inip dövse onu ne güzel olurdu değil mi?
*Kız/Erkek arkadaşınızın çevresinde sürekli gezinen ve gözleriyle adeta manitanızın kemiklerine kadar bakan dingilin o gözlerini yerinden sökmek istemiyormusunuz?
*Bir tecavüzcü/katil/hırsız yakalanınca onu linç edenlere bakıp keyif almıyormusunuz?Oh olmuş mınakoduumunçocuuna demiyormusunuz?
*Bush'a ayakkabı fırlatan gazeteci sizi mutlu etmedimi?
*Size ters giden hocanız hasta olduğunda hiç mi ohh olsun demediniz?
*Sürekli birilerinin canını yakmak için içinizden sayıp,beddular etmiyormusunuz???
......................

Bu böyle uzar gider.Ama hepimiz bu ve benzer durumları yaşıyoruz.Ölüm olmasa bile birilerini hataları yüzünden dövmek veya onların canını yakmak istiyoruz.Hemde ufacık olayda bile?Eee?Seri katiller kadar cani değil miyiz?Onlar kadar kana susamış?Onlar kadar şiddet uygulamaya aç?Buyuz işte.Tabi yine farkım benim burada;bununla yüzleşmek.O olayları da anlatayım durun..

Şimdi ben ergenlik çağlarında falan,ölümden korkmadığımı fark ettim.Hatta baktım bir şeylere zarar vermek beni rahatlatıyor.Ve ölüme yakın durmak hoşuma gidiyor.Başkaları kaza geçirince garip bir merakla inceliyorum falan.Sonra baktım millet ölümden tırsıyor,ulan dedim bende var bir aksilik.Deliyim herhalde dedim ve ölümden nasıl korkarım diye düşünmeye başladım.Fikir olarak aklıma ölü resimlerine falan bakıp tiksinmek ve buna bağlı olarak ölümden korkma fikri geldi.İşte gerçekle o zaman yüzleştim; her parçalanmış cesetten garip bir haz aldım.Beni içine çekti ölüm.Onları incelemek zevkli geldi.Uzun süre kendimi bu konuda farklı hissettim.Ama baktım ki şiddet duygusu bizim iliklerimize kadar işlemiş.Yoksa savaşlar sözle olmazmıydı?Mesela Yunan askerlerini Kurtuluş Savaşı sırasında laf sokarak kovardık.Gladyatörler arenaya çıkıp birbirlerini küfür ederek yıldırırlardı.Veya boks maçları olmazdı.Şiddet içeren o aksiyonlu filmleri kimseizlemezdi.Bunun gibi binlerce örnek var.Hepimiz şiddete meyilliyiz ve şiddet uygulamaktan ve şiddeti izlemekten keyif alıyoruz.Hepimiz otomatikman gözü kan bürüyen bir katille eş değer oluverdik bakın.Onlarda sonuçta şiddetten zevk alıyorlar.

Olay bu dostlar.Şiddet bizim iç güdülerimizde var.En ufak bir sinir anında bile aklımızdan geçenleri kaydeden bir makine olsa ve biz onları okusak var ya kendimizden tırsarız.Ama ben ölü resimleri inceleyince falan manyak diyorlar,ilgi çekmek diyorlar.Olum döverim sizi.Boks maçı izlemiyormusunuz?Sadece benim baktıklarım fazla kanlı şeyler.Ama o da benim nacizane merakım.Yüzleşme yolu hem o.İçimde ki şiddeti dışarı vurmak yerine o resimlere bakıp kendi rehabilitemi yapıyorum.bu normal,kabul et artık bunu toplum.....

Neyse.İlk başta eminim saçma gelecek bazılarına bu yazı.Ama bir sinirli anınızda aklınızdan geçenleri yazın detaylıca.Sonra onu okuyun.Göreceksiniz sizde.Bununla yüzleşmek yerine kıyıya köşeye koyarsanız o büyüyecek.Ve sonunda yanlış yer ve yanlış zamanda ortaya çıkıp sizi 'katil' veya benzer şeyler yapacak.Bu arada kimseye 'içinizde olanları çıkartın gidin milleti doğrayın' demiyorum.Sadece onunla yüzleşin ve kimseye zarar vermeden o hayvansal iç güdünüzün uslu durması için yollar arayın.Mesela gidin benim gibi resimlere falan bakın.Hadi benden bu kadar bugünlük.gidip ciddi ciddi resim bakacağım.Biraz rahatlayıp sabah kendimle barışık kalkmam lazım.Görüşmek dileğiyle.

23 Mart 2012 Cuma

Dipteyim,Sondayım....Ne Alaka ya.Başka Şey Anlatacağım Şurada..

Merhaba henüz olmayan dostlarım.Kendi yağımızda kavrulup giderken yine bir hafta bitti.Evet bugün cuma ve ömrümüzden yine bir çok gün geçip gidiverdi.Koca bir haftayı yine acısıyla,tatlısıyla bitirdik sayılır.Avucumuzda biriktirdiğimiz umutlarla veya kanatan cam kırıklarıyla geleceğe doğru yol alıyoruz.Ve artık başlıyorum bakalım.

Ne garip değil mi hayat.Eskiden gecelerden korkardım mesela çocukken.Tabi küçük bir ilçe de yetiştiğim için yatağımın altında yaratıklar olmazdı.Ben yılanlardan falan korkardım.Yoktu oturduğumuz civarda.Canlı olarak görmedim en azından.Ama belgesellerden izleyip etkilenirdim.Hem tırsardım hem severdim.Ve her gece yılan varmı lan acaba diye yatağın altına bakmak isterdim velakin bakamadım.Artık yaş ilerledi tabi ona bağlı olarak korkularımız değişti.Artık gündüzlerden korkar oldum.Geceler ise benim sığındım limanım oldu.Yalan yok bazen ya yılan varsa diye -koca Ankara'nın merkezinde- ayağımdan sokar diye korkup birden istemsiz olarak yatağa zıplayıveriyorum 20 yaşında olsamda.Ve artık zevk verir oldu.Garip.Neyse.Ne diyordum korkularımız değişti.Artık sınavın kötü geçme ihtimali korkutuyor mesela.Biraz daha yaş ilerlesin bu sefer elimde ki işleri yetiştirememekten veya elektirik faturasının zamanının geçmesinden korkacağım.Ama hep korkacağım bir şeylerden.Sadece ben değil.Herkes korkacak.Ve geçmişte ki korkularımız artık bir yerde etkisini azaltıp,unutulurken; hatırladığımız zaman saçma gelecek.Ben böyle böyle yeni korkular ediniyorum şu sıralar.Yinede eskilerini unutup atamıyorum.Ama olsun ben öyle yaşamaktan zevk alıyorum.Bu da diğer bir garip mevzu.Sadece korkularımız mı?Mutluluklarımız da değişecek.Mesela artık sabah annemizin uyandırması bir yerde anlamını kaybedecek.Onun yerine hayalimizde ki kızın veya erkeğin bizi uyandırmasını arzuluyacağız.Sonra çocuklarımızın üstümüze zıplayarak uyandırması olacak hafta sonunun en keyifli saatleri.Zaman gelcek torunlar derken hayat bitecek.Her şey değişecek.Değişiyor da.Ama ben itiraf etmeliyim ki içimden bir parçalar kopar korkusuyla bırakamıyorum bazı şeyleri geride.Ve ben kopmayı istemedikçe o şeyler beni mutlu etmeye veya korkutmaya devam ediyor.Belki de doğru olan bu olmalı diye düşünüyorum.Toplumda birileri bu tür şeyleri çocuksu bulur diye korkmuyorum.Onlara bağlılığımı sürdürüyorum.Mesela bir deodarant mı bitti?Onunla konuşuyor ve teşekkür ediyorum.Vallaha.Çocukken edindim bu alışkanlığı.Herhangi birşeyi öylesine atıp geçemiyorum.Sanki her şeyin bir ruhu varmışcasına...Ben böyle yaşamaktan mutluyum.Hemde çok.Mesela sabahları kalkarım.Uyanık haldeyken bile gözlerimi kapatırım.Ama uykum olduğu için değil.Annemin beni uyandırmasını beklerim.Koskoca adam da olsam beni ben yapan bir değerim bence.Ve annem elbet seslenir.O ses günüme anlam katar.Ne zaman annem uyandırmak için seslenmezse o gün bir burukluk yaşarım içimde.Lütfen uyandır anne,çünkü bu koca adam korkuyor;sesin olmadan uyanılan bir sabahtan.Bu kadar acının ve derdin içinde o 'geç kaldın,hadi uyan oğlum' diyen sesin anlamlı yapıyor bazı şeyleri...Büyük mutlulukları yok çünkü insanların.Ufak şeylerden mutluluk duyuyorum bende.Yoksa vallaha iyice çekilmez oluyor hayat.

Kimseden korkmuyorum.Varsın insanlar deli desinler.Varsın dışlasınlar.Ben buyum.Kendimden kaçamam.Eski mutluluklarımı veya korkularımı bir kenarda bırakıp,yeni bir hayata başlayamam.Ve evet hala konuşuyorum eşyalarla.Onların sayesinde veya onlarlayken geçirdiğim acı,tatlı zamanları bir kenara atmak basitçe; fazla ruhsuz hissettiriyor.Beni ben yapan anlarda yanımda oldukları için bir teşekkürü çok görmüyorum.Eğer insanlar acı,tatlı zaman geçirdikleri eşlerini,dostlarını,aşklarını bir çırpıda silip;vefasızlık yapıyorsa ve bu gayet normalse evet zırdeliyim...Ve böyle olmak emin olun gurur veriyor.

Kendinizden kaçmak yerine,geçmişinizle ve geleceğinizle barışın.İnsanların dedikleri aldatmasın sizi.Herkeste vardır bir parça 'delilik' ama onlar göstermezler.Korkarlar yargılanmaktan.Siz korkmayın.Kendiniz olduğunuz zaman dünyaya daha fazla şey katarsınız.Hadi benden bugünlük bu kadar.İtiraftır bu bence.İçimden gelenleri anlatmaktır.Çekincem yok kimseden.Ben bu çürümeye yüz tutmuş toplumda,onca akıllının arasında bir deliyim ve böyle olmak haz veriyor.Lan birde bu sefer kesin bir tısslama sesi duydum.Bu sefer kesin var.Dur bakayım.Belki cidden yılandır......

22 Mart 2012 Perşembe

Yok Başlık Falan.

Selam yine tüm herkese.Bugünlük yazıyı ne kadar bitirmiş olsam da ne bileyim,böyle yazmak geldi içimden.Ne zaman zaten Karlı Kayın Ormanı'nı dinlesem oluyor bu bana.Yazmak istiyorum.Şimdi bir konu bulmak saçma olur.Düşüncelerimden bahsedeyim biraz istiyorum.Anlatayım yine diyorum.Ama tabi konu yine dağılabilir.O yüzden artık girişiyorum ben direk konuya.

Bunaldım.Vallaha bunaldım.Ülke gündemi falan mahvediyor beni.Okudukça veya duydukça sinirlerime hakim olamıyorum.Kimse barış istemiyor hiç bir konuda.Bıçak,silah,yumruk vs....Yani milletvekilleri; mecliste kavga eden bir ülkenin halkı ne olabilir ki.Hani kılavuzu karga olanın burnu.....Neyse.Siyasi anlamda bir yobazlık çekiyoruz.Kazandırmak yerine,kökten kazımayı düşünüyoruz.Bu da tabi bizi şu an olduğumuz yere getiriyor.Sağ duyumuzu kaybettik,kendimizi kaybettik.Çıkarlarımız önemli oldu,insanlık öldü.Yalan atmakta sakınca görmedik,doğrular terk etti....Şimdi durup bakalım etrafımıza; bizden geriye ne kaldı?Her yer o kadar şiddet dolu ki...Mesela yuutup'tan izlediğiniz her hangi bir video da bile insanlar yorum kısmında birbirine küfür etmiş.Sezen Aksuyu sevmek anlamsız demiş biri.Bir başkası ona cevap olarak ana avrat düz gitmiş.Lan durun hele.Neyin davası bu?İnsanların zevklerine karışmak veya dil uzatmak,küfür etmek ne haddimize?İnsan istediği şeyi sever,istemediğini sevmez.Zevkler tartışılmaz ama bu ülkede bu söz geçerliliğini kaybetti.Biraz insan olun.Haddinizi aşmayın çünkü kimsenin buna hakkı yok.Ne din, ne siyaset, ne takım, ne renk, ne müzik....Hiçbirine karışma hakkınız yok arkadaşım.İsteyen karton-izm dinini seçer,isteyen çam sporu tutar.Ama ne hale geldik ki kimseler bunu takmaz olmuş.İlla kendi zevklerine uygun yaşaması gerekiyormuş gibi davranıyorlar.Eee düşün bakalım herkes o zevkleri ve görüşü benimsese dünya da ne kadar senin gibi odun fazlalığı olacak!?Adamı fitil edersiniz.Cahil ve hoşgörüsüzsünüz.Kelimelerin anlatmakta çok eksik kalacağı kadar odunsunuz.Sadece siz değil,sizi yönetenlerde öyle.Başka görüşlere kimsenin tahammülü yoksa,o kimselere bence bu dünya da yer de yok.

Sinirleniyorum gerçekten.Böyle bir ortamda yaşamak bile acı veriyor.O hoşgörülü,sağduyulu toplumun eriyip gitmesi canımı sıkıyor.Neyse.

Bu arada bugün bir kaç şey paylaşayım.Bari blogu takip eden kimse yok gugıldan arayıp ihtiyacı olan şeye ulaşmak isteyenlere bir nebze kolaylık sağlayayım.Hadi saygılar,






Böyle mi Olacaktık Hayat?...

Selam herkese.Tamam kimse yok biliyorum ama varmış gibi yazmak daha iyi oluyor.Hayat geçip gidiyor ben yine kaldım buralarda.Olduğum yerde saymaktan başka şu an biraz(!) efkarlıyım da hani.Küçükken veya daha sonra kurduğum hayallerin ellerimden kayıp gitmesi yüzünden bunalıyorum.Bunaldıkça yazma ihtiyacı duysam da olmuyor.Artık kelimelerin bittiği yere mi yaklaşıyorum nedir???

Dün yazdım biraz.Sonra vazgeçtim ve kaydetmeden kapattım pencereyi.Kendimi ifade etmekten yoksunum son zamanlar.Umarım ileride bunun için affedebilirim kendimi.Eee,hayaller kuruldu ve yollara koyulduk.Sonuç?Yok işte.Alamadım değil.Alamama zaman tanınmadı.Geçmişe bir yerde kızıyorum.Hatta belki şu andan farklı olarak ileride pişmanlıklarım bile olur.Konuya yabancı tabi millet.Benim geçmişlikle alakalı sadece iki tane pişmanlığım var.Onlarda ölümle alakalı.Onun dışında yok.Yaşadığım tüm şeyler beni ben yapan şeyler.Onlardan kaçmak yerine,ben kabullendim ve öyle yaşadım.O yüzden yok pişmanlığım diyorum.İleride daha net anlatırım belki.Şimdi ama bırakın yazmayı,yaşamak bile büyük mesele benim için şu hayatı.

Şimdilik tüm dünyaya elimde avucumda kalan mutluluk kırıntılarını hediye ederken,ben biraz köşeme çekileyim.Felaket bozguna uğradım çünkü.Daha çok hasar alıp nakavt olmadan kendimi toplanmam lazım.Bu maçın bu kadar sürmesi bile mucize ya neyse.Allah kimseye taşıyamayacağı yükler yüklemesin.Kimse olmasın benim gibi.Hadi saygılar,selametler.Hadesten bugünlük bu kadar galiba..

20 Mart 2012 Salı

Selam Tekrardan Cümleten.

Merhabalar.Bugün yorucu bir gün olmayı başardı şimdiden.Dişim yüzünden çekmediğim kalmadı.Anlatacağım her şeyi tabi akşam yazabilirsem.Şimdi eski bir roman serisinde takılı kaldım.Onu okuyorum.Hızlı da okuyorum.Kafayı dağıtmak için birebir.Yoksa dün yaşadığım şeyler bana ağır geldi fazlasıyla.Diri diri gömseler ancak bu kadar kötü olabilirdim.Neyse.Her şey yoluna girecek gibi.Hadi şimdi selametle.

18 Mart 2012 Pazar

Kafama Tüküreyim...

Buldum lan.Gözümün tam önündeymiş meğer bilgisayardan resmi yükleme şeysi..Neyse.Lafı uzatmadan ekliyorum.Bugün Yiğit Ögür den bir kaç bir şey var.Hadi bakalım.Selametle.. 




Kalkın,Oturmaya mı Geldik??

Selam millet tekrardan.Yine çalıştım gün boyu.Evin işleri bitmiyor.Yok vallaha kafayı yiyeceğim.Bir de üstüne okul,iş,aşk vs stresi eklenince insan kötü oluyor.Çökmüş gözlerle,yorgun parmaklarla yazıyorum bu yazıyı sizlere.Değerimi bilin yani.Bugün yine konu yok.Evet biliyorum ki kimse şaşırmadı.Ama yok yani.Olmayınca olmuyor.Neyse.Hadi başlayayım yazıya.

*Evet bugün uzun uzun değilde kısa konuları başına ' * ' işareti koyaraktan yazacağım bakalım.
*Son zamanlarda gecelerim felaket kötü geçiyor.Ne kabuslarla uğraşıyorum tahmin edemezsiniz.Tüm kötü olayları ayrıntılarıyla görmek insanı sabaha yorgun başlatılıyor.Mesela otopsi görmek ve olan olmayan tüm ayrıntılarla.Kötü cidden.3 yıldır görüyorum kabusları aralıksız.Hep kan,hep aldatmaca,hep acı...Gündüzler mi daha iyi geceler mi inanın bazen bilemiyorum.
*Şu hastalığı hala atamadım başımdan.Çok sigara içmekten de oluyor tabi.Ama dinlenememek daha büyük etki yapıyor.Artık rahat bir gece ve rahat bir gündüz istiyorum.
*Komik bir şeyler yazmak istiyor canım bir kaç gündür.Ama başaramıyorum.Öncekileri komik mi?O size kalmış.Ama ne bileyim bu hayatta hep gülebilen bir insan olmayı başardım.Artık o da olmuyor.Benim elimde değil galiba artık.Bunu anladım.Not etmek gerek.
*Blogspot'un kendi bilgisayarımızdan resim ekleme olayı yok.Öyle olsa sizlerle karikatür arşivimin bir kısmını paylaşırdım.Ama yok yani.Ta da ben bulamıyorum o seçeneği.
*Hep gölgede kalan büyük adam olmak istedim.Birilerinin haberi olmadan,göz önünde durmadan kahraman olmak istedim.Ne garip.Olabildim mi?Eskiden bir nevi.Ama şimdi etrafımda kimseler kalmayınca,kahramanlık yapacak adam kalmıyor.Yoksa süper bir kahramandım.Pelerinim yoktu ama olsun.Hep parasızlıktan,hep parasızlıktan.
*Bu arada bir gazetenin verdiği belgeseller için kupon biriktirmeye başladım.Ufak bir sorumluluğum oldu.İyi de oldu.Diğer büyük,omuzlarımı çökerten sorumluluklarımın yanında her gün unutmadan gazeteyi alıp sonrasında kuponunu kesmek bana haz veriyor.Vallaha.Bu tür ufak şeylerle avutuyorum kendimi.Büyük sorumluluklarım zaten hayatımı dolduruyor ve onlardan keyif alacak zamanı bile çok görüyorlar.O yüzden gazete iyi oldu...
*İmla konusunda hatalar yapıyorum.Uğraşıyorum ama olmuyor.Benim kafa hakikaten sayısal düşünmeye,olaylara o yönden bakmaya başladı.Sözel kısmını  kaybetmek istemesem de sonuç bu yani.Haa virgül koymak büyük bir şey mi??Olsun yine de önemli.Dilimizi iyi kullanmak gerekir.
*Bazen kendimin eksiği var mı diye diğer bloglara bakıyorum.Abi öyle bir dil kullanmış ki adamlar,okumak işkence.Yani göze de hitap etmiyor.Bu bence karşı da ki kişiyi önemsememek.Çünkü kolay yazayım,zamandan tasarruf edeyim diye ortaya şöyle şeyler çıkıyor; 'bgün çk yorucuydu,erkeklri anlamk gç gerçektn,off özledm sni brtnmmmmm. :((('. Bu ne arkadaşım yaa?Biraz özen göster şuna.Kendini veya karşında ki insanları bu kadar önemsizleştirme.Telefonda da yazma öyle yani.Ben hiç yazmam,kısaltma kullanmam.Bana biri öyle yazsın onunla konuşmam bile.Adam yerine koymam çünkü.Alçak..
*Bir de yazıları süsleyip,gereksiz harfler kullanıp,kaşarlaşmış sıfat veya isimlerle konuşanlar var ki.....

'yhaa' 'panpa' 'swh swh' 'cankithooşummm' gibi.Lan ne mal adamlarsınız ya.Cidden bak hep gülüyor hem kızıyorum size.Türkçeyi doğru kullanmayı geç.Lan dili katlettiniz.Adamı sinir eder bunlar.Garip insanlar.

*Birde bu benim bloğa benzer bir çok blog var.Yani herkesin yaptığı şeyi yapıyormuşum gibi imaj oldu kendi kendime.Rahatsız etti açıkçası.O kadar da özgün ve sivri biri değilmişim demek ki..
*Herkesi eleştirirken kendime hiç o iğne batırmıyorum zannetmiyorum.Kendimi de eleştiriyorum.Hatta içimden geçenlerin bazılarını yazayım buraya.

-Tembelim.Vallaha.Yani tamam gün içinde çok yoruluyorum falan ama şu odayı bir toplamıyorum.Odam dağınık.Ama toplayınca da bir şeyi bulamıyorum o da var.Karmaşadan,düzen çıkartıyorum kendimce.Yazıyı bitirince hemen düzelteyim bari aklımdayken.Veya boş ver.Yarın hallederim.
-Millete öğüt verdiğim bir konuyu kendim başaramıyorum.Cıvıklığı sevmem ama ben çok cıvık birisiyim.Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu Hades!?Bunu ama söz yakın zamanda geçeceğim.En azından ciddi anlamda törpüleyeceğim.Yoksa dayak yiyeceğim bir gün birilerinden.
-Lan daha yazacağım onca şey geliyor ama neyse diyorum.Bak; demek ki kendimle yüzleşmekten,en azından bunu herkese beyan etmekten rahatsız oluyorum.
-Olum felaket güvensizim ya.Kimseye güvenemiyorum.Herkesin içinde seri katil veya sapık yatıyor gibi geliyor.Zaten öyle.Bunu en yakın zamanda açıklayacağım.

*Şimdilik bununla yetinin.Yani itiraf olarak,eleştiri olarak.
*Bu aralar cipse çok yükleniyorum.Bağımlı mı oldum lan acaba?Zaten burada ki kuruyemişçi beni görünce seviniyor.Günlük sigara ve cips ihtiyacımı oradan karşılasam sadece; adamın başka müşteriye ihtiyacı olmaz.
*Para yine suyunu çekti,çekecek.Yakında Uğur Gürsoy'un sevdiğim karakteri 'Faik' e benzeyeceğim.Gidin bulun Faik karikatür serisini.Çok eğlenceli.Fırat'tan bile güzel yani.
*Bu arada karikatür severlere iki güzel haberim var.
1.Yılmaz Aslantürk'ün karakteri 'Otisabi' nin 5. kitabı 'Kadınlara Fısıldayan Adam' çıktı arkadaşlar.En yakın zamanda gidip alacağım en orjinalinden.
2.Biraz önce bahsettiğim karakter 'Faik' in de kitabı çıkmış.İlk kitap benim bildiğim kadarıyla.Onu da biran önce alıp okumak ihtiyacı nasıl yakıyor içimi bilemezsiniz
*Galiba bu yazının da sonuna geldim bile.Çok bile yazdım belki...

Hadi millet görüşmek dileğiyle.Hiç takip eden birileri veya yazılarımı beğenen birisi var mı meraklar içindeyim.Yakın zamanda göreceğiz belki de bunu.Hadi şimdi kocaman öptüm hepinizi sağ elmacık kemiğinden.Sağlıcakla kalın.

17 Mart 2012 Cumartesi

Selamlar Tekrardan,Selamlar Cümleten.

Merhaba dostlar.Hayat hızlı bir nehir misali,yolunu bulup akıp giderken yine geldim ve yine yazmak;yazıp kendime ayılmak niyetindeyim.Çoğu zaman ki gibi konu yok kafamda.Ama eminim ki içimde ki o sesler yine bir şeyler yazdıracak.Herkesin hayatının iyi olduğunu umaraktan ama yine de kimsenin hayatının mükemmel olmadığının bilincinin içimin burkulmasını hissederekten artık başlıyorum yazmaya.Bakalım neler yazdıracak bu sefer içimde ki sesler.

Bugün 17 Mart.Çoğumuz için sıradan bir gün olsa da herkes için öyle değil.Bugün benim kız kardeşimin doğum günü.Evet,daha dün gibi yeni doğduğunda kucağıma aldığımı hatırlasam da bugün 4. yaşını doldurdu.Hayat akıp gidiyor sayın seyirciler.Garip oluyor insan.Bugün mesela çok mutluydum.Her ufak kız çocuğunu gördüğümde sarılıp gözlerinden öpme ve hediyeler verme ihtiyacı hissettim.Hepsi benim kız kardeşim,hepsi benim biricik canımdı.Ama tabi bunu yapmayı bırakın,gözlerinin içine bakıp gülümseyemedim bile.Sebebini sormayın.Bilmiyorum.Bazen onları uzaktan sevmek çok daha güzel.Mesela oturup benimle konuşsalar ben hayattan soğuturum onları gibime geliyor.Yani düşünsene benim gibi bir adam ne diyebilir ki?

*Keşke hep böyle kalsan ufaklık.Hayat acımasız ve zor.Şu an yok ama ileride bir çok pis tehlikeler dolduracak hayatını.Gülümsemek bile haram olacak.Aldatılacaksın,sevilmeyeceksin,yalan,dolan ve göz yaşlarıyla geçecek hayatın.Bu arada o parmağına sürdüğün oje ileride seni kanser yapabilir vs vs vs..

Vallaha bak.aklıma ilk bunlar geliyor.Yani o çocuğun bilinçaltına verdiğim zararı düşünüyorum da........Ama yine de güzeller.İçten hesaplar yaparlar,ağlarlar,şımarırlar,bitmez hiç istekleri.Olsun onlar bunu yaparken saf,masum bir şekilde yapıyorlar.Tertemizler.O yüzden çok severim çocukları.Hepsi bir çiçektir dünya da.İyi bakarsanız güzelleşir ve çevresine huzur verir.Yok bakmazsanız bu sefer kötü bir bitkiye dönüşür.Sonra büyür iyice ve alınamaz önü.Onlar bizim çiçeklerimiz lütfen iyi bakalım.Ve içlerinde ki o saf,tertemiz olan yeri öldürmeyelim,kirletmeyelim.Savaşmayı,bencilliği değil sevgiyi ve paylaşmayı öğretin.Ufacık çocuklarına eline oyuncak tabancayı veren bir toplumuz.Ve yeni nesil ortada.Kin ve acımasızlık dolu içimiz.

Bizim toplum olaylara hep kendi açısından bakıp değerlendiriyor.Hani tv veya gazete ellerinde tüfek olan militan çocukları görürüz ve onları bu duruma itenlere küfür ederiz.Ama kendi çocuğumuzun eline daha ufacık yaşta oyuncak silahlar vermeyi normal görürüz.Aynı şeyi yapıyoruz farkında değiliz.İlerde ufak polat alemdarlar olacak o çocuk.Ve iyi kötü bir dava uğruna değil,basit sebeple canlar yakacak.Bunu nasıl göremiyoruz?Niye önemsemiyoruz?Onlar geleceğimiz değilmi?

Tabi bu yukarıda bahsettiğim olaylara böyle bakmaz toplum.İşine gelmez kötü olduğunu düşünmek.Ama kötüyüz.Biz küstürüyoruz erken yaşlarda çocukları kendi kardeşlerine.Biz hırs yaptırıyoruz,biz katil yapıyoruz onları....Farkında değiliz ama ne yazık ki.Farkına vardığımız zaman geç oluyor bir çok şey için.Ama iş işten geçmiş; canımız,canları,canlar yanmış oluyor.

Bugünlük bu kadar yetsin bence.Anne baba olmadan da bazı şeyleri fark edebiliyor insan.Yeter ki korkmasın yargılamaktan.Yeter ki yüz çevirmesin kendi aydınlık tarafına.İşte daha iyi bir dünya için bu da fazlasıyla yetecek.Hadi ben kaçar.İyi hafta sonları dilerken dünya da ki tüm çocukları; iyi ve kötü taraflarını kabullenerek 'öz abileri' olarak kucaklıyorum.Güzel ve her yanı 'çiçek bahçeleri' ile dolu olan bir dünya da insanca ve kardeşçe yaşamak dileklerimle.Saygılar.

16 Mart 2012 Cuma

Öylesine Geldim.

Merhabalar.Hakikaten öylesine geldim.İki kelam yazayım dedim.Yorucu bir günün ardından buraya gelip arınmak benim için rahatlatıcı.Dün yazdığım yazı bu arada medya da çok geniş yankı buldu.Yok lan,ne yankısı.Benden başka kimse duymadı bile sesimi.Zaten önceden dediğim gibi anlatmak sıkıntı,anlamak başka sıkıntı.Neyse.
Bugünde diğer günlerle aynı olarak milletten 'deli' damgası yiyerek yaşadım hayatımı.Ama takmadım her zaman ki gibi.İçimde ki sesleri onlara anlatmaya çalışmak gereksiz ve sonuç vermeyen bir iş olacaktı çünkü.Mesela geçen İngilizce olarak hoca bir kelime sordu.Bende cevapladım.Sonra durup güldüm.Arka sırada ki haylaz,kulağı çekilesi arkadaşlar yine kendi kendime güldüğüm için fısıldaştılar.Aklımdan geçenleri bilmiyorlar çünkü.Aklımdan geçenleri de hemen izah edeyim;
İşten kovmak ve işe almak kelimelerinin karşılığı 'fired' ve 'hired'.Bunları söyledim hocaya.Bunları ben ismini uzun olduğu için yazmakta üşendiğim bir tır simülasyon oyununda öğrendim.Vallaha.Aklıma o an annemin sözleri geldi;
'hoca bunları soracak derste sanki,oyna bakalım sen daha vs..'.Abi bu komik değil mi şimdi?Bence komik yani.Güldüm o yüzden.Ama o bana 'deli' diyenler gibi bunu millete cırtlak bir sesle ilgi çekmek için durduk yere anlatmadığım ve kendi içimde yaşadığım için mal durumuna düştüm.Çokta umrumda değil ama paylaşayım dedim.Yoksa umrumda mı?Yok lan..
Öyle bir gün geçirdim işte.Birde bir elemanın koğuş ağası gibi gelip selam vermesi ve o hava da takılıp,hareketler yapmasını garipsedim.Son olarak;bir eleman (yine sınıftan) arkadaşıyla koridorda güreşince ve Sevgilimle,benim üstüme düşme durumuna gelince elimle sertçe ittim hiç uyarmadan.Yapmayacağım şeydi.Ama Sevgilim yanımda diye içimde ki o hayvanı serbest bıraktım.Hani derler ya 'poposu,kıçı,götü kalktı kız olduğu için' diye,işte o değildi ama.Koruma içgüdüsü sadece.Neyse.Sınıfta yeniyim.Daha ilk haftamdı.Bir 'ötekileştirme ve küçümseme' var gözle görülür şekilde.Ama umrumda değiller açıkçası.Yapacak önemli işlerim var.Yaşanacak güzel zamanlar var.

Bak yine uzattım konuyu.Anlatmak iyi oluyor ama.Tavsiye ederim.Ben şimdi azıcık müzik dinleyip kafayı dağıtacağım.Müzik ruhun gıdasıdır demiş birileri.Ne güzel demiş.Şimdi kemikleri bile kalmamıştır ama olsun.Alnından öpüyorum kendisini.Hadi sizleri de alnınızdan öpüyorum.Selametle olmayan okuyucularım.Zaten ne takipçiler tanıdım hiç yoktular.Vay bea ne laftı ama.
Hades selam eder...

15 Mart 2012 Perşembe

Çıkarlarımız,Doğaya Karşı...

Evet merhabalar olan,olmayan tüm okuyucular.Takvim yaprakları;yağmur damlaları gibi,hızlıca,art arda inerken biraz yazmak ve bu hayata kendimce bir anlam katmak için oturdum klavyemin başına.Hayatın zaten bir anlamı var herkes için.Ama bazen yaşamak için o değerler yetmez bizi ayakta tutmaya.Ve biz azla yetinmeyip başka anlamlar ararız.Ben de o anlamda arayışlar içindeyim.Bulabilmek umuduyla yazıyorum bakalım.Hadi artık başlayayım; hazır Kazım Koyuncu 'Hayat denen sonsuzluk karşısında bir çocuğum....' derken.Kendisini de rahmetle anıyorum.

Bugün yazacaklarım aslında yine çıkarlarımız üzerine olacak.Konu çıkarlarımız olunca yapabileceğimiz o kadar çok şey var ki....O yüzden de bir o kadar yazacağım şey olacak.Bugün duyarlı günümdeyim.O yüzden hayvanlarla ilgili yazmak doğru olabilir.Dün geldi aslında aklıma ve ancak şimdi yazıyorum.
Earthlings diye bir belgesel var.Belki duymuşunuzdur kendisini.Ciddi anlamda insanın çıkarları için 'hayvanlara' nasıl eziyetler çektirdiğini anlatıyor.Bizden biraz sağduyu ve empati istiyor.Herkes izlesin bence.Konuya o belgeselden girdim çünkü bugün o tarz konuları işleyeceğim.Tabi başka konulara da geçiş yapabilme hakkımı gizli tutuyorum.

Şimdi olaya kendimden başlayayım.Çocukluğumu ormanın kıyısında ki bir ilçe de; binlerce canlı çeşitliliği içinde geçirdim.Kavga etmediğim veya oyun oynamadığım zamanlar genelde bahçemizde ki onlarca ağacın arasında börtü böcekle yoldaşlık ederek geçirdim.Küçük yaşlarda doğayı çözmek ve anlamlandırmak için uğraştım.Fark ettim ki onlarda birer canlı,onlar da bizim kadar yaşama hakkına sahip.Ve onların bize ihtiyacı olmasa da bizim onlara ihtiyacımız var.Her biri farklı bir amaç uğruna yaratılmış.Ama dönüp insanlara baktığımda diğer canlılara karşı sağduyulu olmaktan çok uzaklar.Bende bu grubun içindeyim.Bazen herkes gibi sağduyu göstermiyorum bende.Ama durup bakıyorum onlar sağduyudan fazlasını hak ediyorlar.Geldik onların yuvalarını yıktık,yavrularını veya ailelerini öldürdük,eziyet ettik,hakkımız olmadığı halde kovduk yerlerinden,söküp attık bazılarını köklerinden,gereksiz yere acı çektirdik....Tamam yaratılış inancına göre bizim için yaratıldılar.Ama onlara kendi çıkarlarımız için eziyet etmek veya soylarını tüketmek bizim için hak mıydı?Mesela balıklara bakalım şimdi.Tamam besin değerleri yüksek.Birçok yararı var.Ama soyları tükenmek üzere.Dünya da ki balık türlerinin çoğu tükendi,çoğu da tükenmek üzere.Böyle giderse çok değil,bir kaç yıla sadece çiftlik balıkları kalacak elimizde.Ama insanlar bunu anlamıyor.Ben yıllardır balık yemem.Yazık çünkü,nesilleri tükenirse su ekosistemi çöker, su ekosistemi çökerse tüm ekosistem çöker.Olaya bari buradan bakın.Yine kendi çıkarlarınız için bari,yemeyin bir iki yıl.Hiç bir şey kaybetmezsiniz.Biraz da olsa içinizde ki insanlık namına yapmayın.Zaten çoğu balık artık yavru halindeyken avlanıyor.Gelişme ve üreme şansı dahi verilmiyor.Kendi tepkinizi ortaya korun derim.En azından bir şeyler yapmış olursunuz.
Bir de trolle avcılık var ki o konu tamamen yanlış.Hiç acımıyorlar.On yıllar boyu gelişen ve dünyaya diğerli şeyler katan -oksijen,organik,inorganik madde gibi- mercanları bir kaç saniye de söküp atıyorlar.Ekmek parası derler sorsanız.Ama böyle bir ekmek parası kazanma sistemi olamaz.Bu caniliktir,katilliktir.
Av olayı başka can sıkıcı.Tamam eskiden ihtiyaç için avlanıyordu hayvanlar.Ama artık sadece bir 'kan sporu'.Onlara acı çektirerek zevk alıyoruz.Her hangi bir çocuk tacizcisinden veya seri katilden farkı yok avcıların.Doğa da insanın bıraktığı kapanması zor yaralar içinde yaşamaya çalışan hayvanları gidip öldürüyoruz.Bu ne kadar doğru?Bu zararı nasıl kapatmayı planlıyorsunuz?Doğayla mücadele için yapıldığı söylenir.Gidin yüzün,dağa tırmanın,orman yürüyüşü yapın.Bunlar işte doğaya karşı bir mücadele ve spor anlamı taşır.Ama avcılık tamamen hayvanlara karşı amansız ve gereksiz bir mücadeledir.Onlardan üstün olduğunuzu ve elinizde üstün nitelikli silahlar olduğunu unutmayın.Bu bir mücadele değil,sadece katliamdır...
Ha birde kuzu eti yeme olayı var ki ciddi anlamda çirkin.Tadı ne kadar güzel olursa olsun bir 'bebeği' yemek nasıl bir duygu?Gelişmesine izin vermeden,taze etini yiyen insanoğlu nasıl bir sapkınlık içinde?Hadi dini olarak düşünüyorsanız söyleyeyim; annesinin onu doğurduğu boyuta gelmeden,o kuzuyu yemek haram arkadaşlar.Araştırın bulun.Var böyle bir şey.Domuz eti yemekle aynı yere geliyor Müslümanlıkta.Ve ben çok şahit oldum ufacık kuzunun kesilip yendiğine.Deyim yerindeyse İsrail kadar 'bebek katilisiniz'.Kendi türünüze yapanlara karşı içinizde nefret beslerken,sırf başka bir tür diye kuzulara bunu yapabiliyorsunuz hem de sadece 'zevk' için.Ben hiç yemedim,yememde.El kadar kuzunun etinin vereceği zevke lanet olsun zaten.

Daha yazılacak çok şey var.Ama yazmak çok anlamlı olmaz galiba.Biraz bir şeyler katabilmeyi planlıyorum yazarak.Ama bu yazıyla olacak iş değil.Her şey sizde başlıyor,siz de bitiyor.Bunun bilincine varmanız gerekiyor.Varsa çocuklarınıza bu bilinci aşılamanız gerekiyor.Daha iyi bir gelecek için,başka canlıları düşünmeniz gerekiyor.Şimdi yediğiniz her balık;çocuklarınızın,torunlarınızın hakkı.O türü düşünmüyorsunuz anlıyorum.Ama kendi türünüzü düşünün bari.Bu kadarcık insanlık yapın o da yeter bir yerde.Zaten iyice katlettik doğayı.Geri dönülmez bir hale geldik daha da geleceğiz.Fazla zamanınız,zamanımız kalmadı.Biraz duyarlılık ile bir çok şeyin karşısında durun.Ağzıyla İbrahim'in atıldığı ateşe su taşıyan karınca misali; 'en azından birileri bilincinde olsun ve tarafınızı da belli etmiş olun' derim.

Şimdilik benden bu kadar.İnanıyorum ki insanoğlu hala içinde bir yerlerde birazcık sağduyu taşıyor.,Bu sağduyu gösterecek belki ileride.Ama geç kalmak üzereyiz.Ve ekleyeyim eğer kıyamet yakınsa bu bizim yüzümüzden.Hani tasvir edildiği gibi Allah'ın üzerimize taş yağdırmasına gerek yok.Her avlandığımızda,her yediğimiz balıkta,her kestiğimiz ağaçta sonumuzu zaten hazırlıyoruz.Para veya zevk için yaptığımız bu katliamlar;kısa vadede yüzümüzü güldürse de,dünya öcünü elbet alacaktır.Çok güzel ve yerinde bir kaç sözü sona ekleyip bu yazıyı bitireceğim.Ve anlıyorum ki yıllar önce katledilen Kızılderililer bizden çok daha fazla olarak anlamış bu dünyayı ve doğayı.Doğanın öldürmekte olduğumuz ruhu için daha fazlasını yapacağımız bir geleceğe,hadi selametle.

*Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde; beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak.
*Hayvanlar olmadan insanlar nedir ki? Eğer bütün hayvanlar kaybolup giderse insanoğlu büyük bir ruh yalnızlığı içinde ölecektir. Hayvanlara ne olduysa insanlara da aynısı olur. Her şey birbirine bağlıdır. Yerkürenin başına gelen, yerkürenin çocuklarının da başına gelecektir. Her şey halkadır. Her birimiz kendi hareketlerimizden sorumluyuz. Hepsi döner dolaşır, bize geri gelir.
*Biz ağaçlara zarar vermek istemeyiz. Ne zaman onları kesmemiz gerekse, önce onlara tütün ikram ederiz. Odunu asla ziyan etmeyiz, lazım olduğu kadar keser, kestiğimizin hepsini kullanırız. Eğer onların hislerini düşünmez ve kesmeden önce tütün ikram etmezsek, ormanın diğer bütün ağaçları gözyaşı dökecektir, bu da bizim kalbimizi yaralar.
*Bütün bitkiler kız kardeşlerimiz ve erkek kardeşlerimizdir ve eğer dinlersek, bizimle konuşurlar, onları duyabiliriz.
*Biz ruhun bütün yaratıklara verilmiş olduğuna, her yaratığın, kendisi şuurunda olmasa bile, bir derecede ruha sahip olduğuna inanırız. Ağaç, şelale, boz ayı her biri cisimlenmiş bir ruhtur, 'her biri' saygıya layıktır.

Selam Tekrardan.

Merhaba millet.Bugünlük yazımı yazacağım zamanı gelince.Ama öncelikle belirteyim;hastayım o yüzden gidemedim okula.Hiç şaşırmadınız biliyorum bunu.Birde rüyalarıma girdi blog.Vallaha.Sözde 3 kişi yorum yazmış vs.Nasıl mutlu oldum anlatamam.Allah hayırlara çıkartsın diyorum ve bu yazıyı iki üç karikatür eşliğinde sonlandırırken;hepinizin göz kapaklarından öpüyorum.Selametle.Akşam görüşmek dileğiyle.

13 Mart 2012 Salı

Sevgili Günlük..

Evet hep yazmak istemiştim.En sonunda başlığa yazdım da yani.Ölsem de gam yemem artık.Heheheh.Neyse.Şimdi bugün yine ipe sapa gelmez şeyler yazıp,okuyucularımı iyice şaşkın bir hale sokacağım.Yine siz o cümlelere bakıp anlamlar çıkaracaksınız kendince.Hani bulutlar olur böyle,birisi aa bu bir kuş der,başkası uçak bir başkası hayır o süpermen der.O başkaydı.Pardon.Yani kendinizce anlamlar çıkaracaksınız yine.Belki benim anlatmak istediklerimin tam tersi olacak anladıklarınız.Ama yapacak bir şey yok.İnsan evladı olarak hiç bir zaman derdimizi tam anlatmak gibi bir lükse sahip değiliz.sadece anlatmaya çalışıyoruz.Ve insanlarda anlayabildikleri kadar anlıyorlar bizleri.Bu büyük bir sorun aslında.Dediğim gibi yapacak bir şeyimiz yok maalesef.Yine de ben tam olarak anlatmaya çalışayım da gerisi sizlere kalsın.Off..Amma uzattım ya.Başlıyorum tamam.

Dün War Horse isimli filmi alıp izledim.Ulan hakikaten mükemmel bir filmmiş yalnız.Savaşı anlatmayı başarmış bence.Ama ne kadar sevmesemde Almanlar yine gaddar,kötü,pis,çiş gibi anlatılmış.Objektiflik o yüzden pek yok bence.Tek kusuru da bu sanırsam.Alıp izleyin kesinlikle.Ama olayları biraz içselleştirin.Evrende ki enerji bırakın dolsun içinize.Yok lan şaka.Evrenini yiyeyim.İçselleştirin yeter.Öyle enerji vs beklemeyin.

Bu arada gözlerim ağrıdı niyeyse.Niyeyse demeyeyim.Artık bir gözlük şart.Ama bir türlü yapamıyorum.İki yakamızı birleştiremiyoruz.Ek iş mi yapsam?Bir o kaldı çünkü.Her b.ka bulaştım.Neyse ya.İnşallah alırım yakında.Bu arada hayır sever bir iş adamı falan tanıyorsanız söyleyin;Osse çerçeveli,0.5 miyop,astigmatlı,anti-reflu ve colormatik özelliği olan bir gözlük alıversin bana.Yoksa yakında kör olacağım.Uyku da bastırdı tatlı tatlı.Bu saatte.Tövbe ya..

Bu arada evlilik konusunu irdelemek ve gözlemlerimi paylaşmak isterim bugün.Aslında diğer ilişkiler içinde geçerli dediklerim.ama evlilik daha iyi oturuyor konuya.Siz hangisini isterseniz ona göre anlayın işte.
Şimdi etrafım da ki evliliklerde bakıyorum da insanlar hep pişman.Mutlu olan çok çok çok çok çok az insan var.Binde bir gibi.Sorduğumda kimse,tercih şansı olsa evlenmeyeceğini söylüyor.Aşk ölmüş.Hayaller bitmiş.Artık tek gaye çocukları için yaşamak.Yapmayın etmeyin.Zamanında o kadar hayal kuran insanlar şimdi ölüden beter.Sebebi ne biliyor musunuz?Ben kendimce biliyorum.Yine aynı yere bağlayacağım biliyorum ama 'kendimiz' olamamak bence tek sebep.Hemen açıklayayım efenim.
Şimdi insanlar görücü usulü veya aşk sonucu evleniyorlar.Buraya kadar her şey normal topluma göre.Ama bence değil.Orada duralım.Toplum şu gözle bakar 'annesine,babasına hayırlı olacak,onların beğendiği birisini kısmet etsin.'.O insan yine düşünülmez.İyi yemek yapıyor diye,birisi iyi para kazanıyor diye insanlar açık açık birbirine yamanırlar.Toplum 'kendimiz' hariç her şeyi düşünür,hesaplar ve karar verir.Buna göre de yargılar.Biz de korkarız o yargılardan.Sakınırız kendimizi.Tabi yine ailelerde böyle yapar çocuklarına.Zamanında giydiği kıyafete karışan aile,dur denilmezse ileride evleneceği insana da karışık bireyin.Yine toplum,yine aile çıkıyor karşımıza.Kendimiz olmamız kısıtlanıyor.Onların isteğine bağlı yaşıyoruz hayatı.Yine aynı soru geliveriyor.Biz kimiz?
Aşkla başlayan evliliklerde aynı sıkıntı söz konusu.İnsanlar monoton.Bu yüzden ilişkiler monoton.Bu yüzden var bu kadar aldatma olayı.Peki niye monoton?Çünkü öğrendiklerimizin dışına çıkamıyor ve kendimizi tekrar ediyoruz.Çocukluğumuzdan beri değişik bir şeyler yapmamıza,farklı yerlere gitmemize karışılmış.O yüzden yapmak istediğimiz hani o içimizden gelen değişiklik isteğini hep bastırıyoruz.Farklı yollar arıyoruz.Mutlu giden evliliklere bakın.Onlar toplumda farklı oldukları için göze batarlar ve yer yer eleştirilirler.Ama mutludurlar.Çünkü değişiklik yapabilme olanağını toplumdan söke söke almışlardır.Aferin onlara diyoruz ve konuya devam ediyoruz.
Ben şahsen kendi ilişkimde monotonluğa yer vermem.Bu yüzden herkes bana 'deli' diyor.Uçuk şeyler yapmıyoruz elbet.Ama sevdiğimiz şeyler toplumdan farklı oluyor.Onların bulamadığı mutluluğu bulabiliyoruz ufak detaylarda.Bu yüzden bir yerde kıskanılıyoruz.Allah nazarlardan saklasın ne diyeyim.Aslında toplumun bence bireylere müdahale etmesinin bir sebebi de kıskançlık.Vallaha bak.İnsanlar isterler bir şeyleri ama ulaşamazlar.Ama birileri ulaşınca altta kalmayıp 'aa şuna bak ayıp,kötü,o neymiş öyle' derler.Kedi-ciğer-mundar teorisi.

Bu aile,evlilik,ilişki olayını bir kenara bırakırsak ben bu toplumu anlayamıyorum abi.Bende ciddi sorun var ya da toplum cidden yoldan çıkmış.Mesela oruç mevzu.Hep dillendirilir.Benim de eksiğim yok bende konuşacağım o yüzden.Ramazan ayında oruç tutmayana bir baskı söz konusu.Bir 'ötekileştirme' durumu var.Oruç tutmayana ciddi ciddi küfür edildiğini duydum ben çok kereler.Abi sana ne!?Allah bile karışmıyor kimsenin orucuna.Karışsa 'oruç tutmayana;yemek,içmek yok' derdi o zaman aç bırakırdı.Veya bu konuda zorunlu tutulurduk.Hani irademiz dışında tutardık orucu.Ama öyle bir şey yok.Demek ki karışmıyor.Ama insanoğlu ne hikmetse bu hakkı kendinde görüyor.Bu da bana çok manyak ego sahibi bir millet olduğumuzu gösteriyor.

Toplum artık geri dönüşü olmayacak şekilde bozuluyor.Buna bir dur demek lazım.Yoksa yaşanılmaz bir hal alacak bu güzelim topraklar.O yüzden kimseyi yargılama hakkına sahip olmadığımızı bilincimizin en önemli yerine not etmeliyiz.

Bugünlük yazımı sonlandırıyorum.Gece belki yazarım ama şimdi bilemiyorum.Hadi selametle millet.Ben azıcık şarkı söyleyeceğim.Rahatlatıyor beni.Daha insanca bir toplumda,insan gibi,yargılanmaktan korkmadığımız bir sabaha uyanmak dileğiyle.Esen kalın.

Yemeğe Gitmeden..

Birazdan yemek olacak ve ben yiyeceğim hayırlısıyla.Sabahtan beri sigara içerek doyurdum kendimi.Gariptir ki işe yarıyor.Konu yemek değil ama şimdi.Unutmadan hemen bir kaç not eklemek istedim.

*Bugün 'Madımak Oteli' davası zaman aşımından düştü.Yine büyük olaylar olmuş.Bu konuyu ileride derinlemesine işleyeceğim.Ama şimdi zamanı değil.
*Güncel olaylara veya politikaya karışmak istemesem de bu blog da devlet beni buna zorluyor.Neyse.Yeri burası değil.Olmadı bunun için ayrı blog kuracağım.
*Ziyaretçi sayısı ciddi anlamda az.O da yanlışlıkla giriliyor yani.En çok rağbet gören ve tıklanan konu ise Cinsel İtiraflar başlıklı konu.Başlığa aldanıp gelmiş millet.Demek ki hayatın gerçeklerinden daha üstte abazanlık bu ülkede.
*Bende filozof değilim.Burada tam anlamıyla hayatı konuşuyorum veya çok kaliteli yazılar yazıyorum demiyorum elbette.Ama yinede hayattan biraz bir şeyler paylaşmak için çabalıyorum.Ama bunun yerine başlık yüzünden cinsel içeriğe ilgi oluyor.Garipsin Türk milleti.
*Ankara'da hava iyice soğuk.Esiyor falan.Tamam sıcak havayı da sevmiyorum ama orta halli olsun artık şu havalar.Birde yağmur yağmasın bir zahmet ya..Alt yapı yok zaten,hep çamur oluyoruz.
*Bu arada otobüs duraklarının kenarından geçerken yavaşlamayıp;bu soğuk ve 'ıslak' hava da yerde ki suyu milletin üstüne sıçratan arkadaşlar; siz birinci kalite oros.......Neyse..
*Yemek yavaştan hazır oluyor.Hadi ben kaçar.Kendinize iyi bakın.
*Bir gün aç kalmaya dayanamıyoruz.Allah aç ve açıkta olanlara yardım etsin.
*Hadi görüşürüz.
*Gittim.

Gün Ortası Yine Ben.

Selam millet.Dün ne kadar yazmak istesem de enfes bir filme dalıp unuttum.Filmde biraz uzun olunca arada kaynadı.Neyse.Bu akşama doğru yazacağım her şeyi yine.Yapabilirsem film falanda tavsiye edeceğim.Son iki yazım biraz melankolik olmuş galiba.Ama olsun.Demek ki biraz gerçeklerden bahsetmek gerekiyormuş.Akşama neler yazacağım yine emin olun bilmiyorum.Ruh halim neyi gerektiriyorsa onu paylaşırım yine.Şimdi bir şarkı paylaşacağım.Bu şarkıyı bilsem de geçen gün aklıma getirildi.Nasıl oldu anlatayım;bilgisayarda yine uğraşırken böyle,melodi tanıdık geldi ve aşağıya inip baktım.İffet denilen dizide iffetsizce bu şarkı çalıyordu.Lan git sen Sezen Aksu'nun şarkısını öyle gereksiz bir dizi de kullan.Tövbe ya.Nasıl sinirlendim anlatamam.Anlatırım ama bloğu kapattırmanın anlamı yok.Neyse.Bir yandan iyi oldu.Hatırlayıp şöyle bir eskilere döndüm.Hadi sizlere iyi dinlemeler.Hatta dur lan bir şarkı daha paylaşayım.O da bonusu olsun.Enfestir.Selametle gençler.

Not;Televizyon izlemiyorum diyorum ama dizilerde bazı göze çarpan olayları paylaşıyorum.Yok vallaha rastlantı.Yoksa ben o tiplerden değilim.İftiraya gerek yok.Döverim vallaha,adam olun..

11 Mart 2012 Pazar

Geceye Yaklaşırken..

Evet millet yine ben.Pazar günü;saatler geceye doğru yol alırken biraz yazmak istedim yine.Ne yazsam yine bilmesem de bu sefer kafamda bazı temel şeyler var yani.Ona göre bir yazı çıkartmaya çalışacağım ortaya.Ama ondan önce moralimin bozuk olduğunu ve geleceğe dair kaygılarımın beynimi iyice ele geçirdiğini paylaşmak isterim.Ne garip şu sanal ortam.Tanıdığımız birisine anlatamayacağımız şeyleri,burada hiç tanımadığımız kimselerle konuşabiliyoruz.O yüzden galiba bu kadar çok yoğun olarak kullanıyoruz interneti.Kendimiz olabildiğimiz için.Bu açıdan güzel bir şey gibi gözükse de aslında kötü.Yani bu paylaşımları toplumda yapıp kendimizle yüzleşmemiz lazım aslında.Ama kolay biz kolay yolu seçip interneti kullanıyoruz.Ve böylece daha içe kapanık bir toplum oluyoruz.Neyse.Daldan dala atladım yine.

Fonda Onur Akın ve gece var bugün.Ve düşünüyorum.Nasıl daha iyi bir dünya olabilir yaşadığımız bu yer.Nasıl daha iyi insanlar olabiliriz diye.Ve çözüm bulamıyorum.Aslında çözüm basit ama hani matematikte bazı soruları kafadan yaparsınız ama işleme dökemeyiz ve puan alamayız ya öyle işte.İlk kan Hz.Adem'in oğulları arasında akıtıldıktan,günümüze kadar onlarca kötülük yapıldı.Çok kan ve göz yaşı aktı.Sadece savaşlar bile yeterli aslında örnek olarak.Kendi hırslarımız için savaştık.Kendi çıkarlarımız için iyiliği attık bir köşeye.Elimize zaman zaman para,mevki,toprak vs geçti.Ama hiç dönüp bakmayı bilemedik kaybeden tarafın gözünden.Hep kılıçla,tüfekle olmadı savaşlar.Kimi zaman arkadaşımızı ispiyonladık,kimi zaman sevgilimizi aldattık.Sadece ama sadece kendi çıkarlarımız için yaptık bunu.Ve sonuç dediğim gibi kısa vadede yüzümüzü güldürdü.Eee?Aslında kazandığımız her savaşta,insanlığımızın bir parçasını nasıl kaybettik,bunu göremedik mi?Yaşamak için hep birilerini yenmemiz öğretildi bize.Sanki kardeşçe yaşamak harammış gibi.Hayallerimiz,olduğumuz kişi biranda solup gitti öğrendiklerimizin karanlığında.Hani ressam olacaktık mesela.Ama tıp diye tutturuldu ve doktor olundu.Evet yendik diğer insanları aferin bize.Ya hayallerimiz?Ya kendimiz?Bir başkası olduk baskılarla ve o kişi gibi yaşadık.İstemediğimiz mesleklerde,istemediğimiz yerlerde,istemediğimiz kişilerle....Ve mutlu gözüktüğümüz her günün ardından,gece yatağa başımızı koyup olamadığımız kişiyi hayal etmedik mi?Hani demiştim ya ressam olmak istiyorduk diye.Her resim gördüğümüzde sızlamadımı içimizde bir yerler?Yarın güzel olacak denildiyse de,aynı maskelerle karışmadık mı toplumun içine?Bir soru sormak istiyorum.Çok açık.Ama çalışmadığımız yerden.Biz kimiz??...

Ben pilot olacaktım.Birçok erkek ve kız çocuğu gibi benim hayallerimi de süslemişti.Takıntı oldu.Ama olamadım.Şimdi her uçak gördüğümde içimden bir şey kayıp yere düşüyor.Paramparça oluyor ve bir boşluk....Her taraf öyle karanlık oluyor ki anlatılmaz.Sizde yaşadınız bunları şimdi yalana gerek yok.Ben başka hayaller kurdum şimdi.Onların peşinde harcıyorum hayatımı.Mesela diyelim ki bilim adamı olunacak.Belki insanlara yardım edilecek.Dünya için yaşayacağım belki de anlayacağınız.Ya o da olmazsa?Bu sefer başka hayaller gelecek önüme.Onların peşinden koşacağım kendimi bir tarafa koyup.böyleyiz işte.Ama her uçak gördüğümüzde içimizden bir parça kopacak ve artık bilim adına her şeyde bize batacak.Gerçekleştiremediğimiz tek bir hayal için binlerce kahroluş yaşayacağız.Her şeyi kenara bırakıp atamadığımız tek bir adım için,kararımızı verirken ki o bir saniye bize yıllarca acı çektirecek.Sebebi kaybetmekten,yargılanmaktan ve kendimizi yargılamaktan korktuğumuz için.Değer mi?Hayır.Yine keşkeler yapışacak dilimize ve uğrunda yıllaca acı çekmeyi göze aldığımız şeyler hayatın tozlu sayfalarında bir bir kaybolacak.Biz kalacağız geriye ve içimizde birde;tarifi çok zor,o nefes aldırtmayan,o kasvetli,o üzücü acılar.

Kendimiz olmaktan korkmayalım.Dünya öyle daha iyi olacak emin olun.Böylece daha iyi birer insan olacağız çünkü.Kendiyle barışık,insanlarla barışık.....Tabi bu bir ütopya.Ama en azından herkes olmasa da bir kişi işte kendini güçlü hissedip içinden geçen ve aslında doğru olan o kararı verirse dünya ''bir kişilik'' daha iyi olacak.Ben şimdi dünyaya o 'bir kişilik' iyiliği yapmak için uğraşıyorum.Hayallerim var ve onları kovalıyorum.İleride daha az keşkelerle uyanmak için dinlemiyorum kimseyi.Belki başarırsam işte o gün güneş daha parlak olacak benim ve dünyam için.Şu an kim olduğumu biliyorum en azından kendimi çözmeye çalışıyorum.Umudum tam.Bu sefer olacak inşallah.Bu arada bir uçak geçti deminden yine.Sesini duydum.İçim acıyor.Birazdan unutulacakta olsa olsun.Doluyor içime şimdilik pişmanlıklar bir bir.

Kendimiz olalım.Kaybettiklerimiz sadece basit şeyler olacak bunu bilin lütfen.Daha iyi bir dünyaya uyanmak ve daha çok kendimiz olabilmek umuduyla.Saygılarımla.Bu arada bir uçak daha geçiyor............

İyi Pazarlar Cümleten.

Merhaba millet.Ne güzel bir gün şu pazar ya.Aslında yarının pazartesi olması biraz burukluk katmıyor değil.Gün nasıl hızlı geçiyor.Vay anasını satayım.Aslına bakarsanız hayat 3günlük lafı doğru.Eskiden inanmazdım.Nasıl ya derdim aptal bir ergen misali.Ama görüyorum ki dün uzun eşek oynadığımız adamlar bir ay sonra askere gidiyorlar.Nasıl bir dünya bu.Ve garip bir o kadar da acı olan şey geride bıraktığım 20 yıl asla dönmeyecek bana.Yaşandı ve bitti.Geride silik anılar bırakarak terk etti beni.Vay bea.Ortalama olarak hayatımın %33'ünü geride bıraktım.Gelecek denen garip bilinmezliklere doğru koşuyorum.Düşününce bile içim titriyor.Göz açıp kapayınca birden 40 yaşında olacağım.Ölüme birkaç adım daha yaklaşmış olacağım.Oyun gibi de değil hani.Save yaptığımız yere geri dönemeyeceğim.Neyse.

Dediğim gibi ömür hızlıca akıp giderken birçok ders alıyoruz.Her anımız aslında o dersin bir parçası.Okulun aynısı şu hayat vallaha.İlk çömezlik yaşıyoruz.Sonra biraz daha kafa tutar oluyoruz hayata.Sonra çalışmalarımız yoğunlaşıyor.En sonunda ciddi anlamda dersini çalışmayanlar daha çok çabalıyor,çalışanlardan bazıları yetersiz görüyor ve daha çok asılıyor.Bazıları tamamen bırakıyor.Ve mezun oluveriyoruz göz açıp kapayıncaya kadar.Ne garip.

Bu arada bugün bu hayatın akıp gitmesi olayı daha fazla kurcalıyor kafamı.Hep gelecek adına bir şeyler yapmaya o sözde çok güzel ve rahat olacağımız geleceğe doğru koşuyoruz.Sonra bir zaman sonra o geleceğin,geçmişten daha kasvetli olduğunun farkına varıyoruz.Eskiye dönmeye çalışıyoruz ama nafile...Gelecek henüz belirsiz.Hemde çok.Geçmiş artık ulaşılamayacak kadar uzakta.Tek elimizde olan 'şimdi' ve biz onun değerini bilmiyoruz.Bir söz vardı; 'hayat bir gündür o da bugündür.' diye.Ne güzel demiş eleman.Helal olsun diyorum ve on puan veriyorum kendisine.Bugünü yaşayın dostlar.Gerisi boş.Cidden.İnsan bunu anlıyor.Anlayınca geçmiş ve gelecek arasında çabalıyorken buluyor kendini.Ama yine de devam ediyor geçmişin yenilgileriyle,kasvetli bir gelecek hayal etmeye.Aynı benim gibi.Neyse.

Hayat akıp gidiyor.Avuçlarınızdan kayıp gidiyor kum misali.Bugünü yaşadığınız tek gün gibi kabul edin ve onu yaşayın derim.'Şimdi' kavramını biraz içselleştirip gerçeği görme vaktimiz geldi bence.Yoksa 'şimdi' de geçmişe karışacak ve yok olacak.Hatta bakın gidiyor arkasında izler bırakarak.
Saniye...
Saniye...
Saniye...
Kaybediyorsunuz onu.Hadi biraz hızlı.

10 Mart 2012 Cumartesi

Yine mi Güzeliz Yine mi Çiçek...

Sezen Aksu'nun unutulmaz eserlerinden birinin ismiyle başlarken,selamlar,saygılar.Ne ses var Sezen ablamızda ya.Bu arada Sezen abla??Halk olarak bunu çok kullanıyoruz.Sahiplenme deniliyor buna.Neyse.Konuya erken girdim bu sefer.Zaten henüz bir ayar tutturabilmiş değilim.Bugünde diğer günlerde farklı olmayacak şekilde ne yazacağımı bilmeden başlıyorum.Hadi sonumuz hayırlı olsun.

Evet hakikaten ne yazacağım şu an bulamadım.Düşünüyorum....Mmmm..Ama yok lan.Vallaha.Halbu ki gün boyu bunun hayalini kuruyorum.Kafama tüküreyim arkadaş.Gece olunca benim kafa gidiyor bazen.Zaten hep öyle.Yani gidik durumlarda.Bir gelemedi kendine.Yoksa canavar gibiyimdir.Bakmayın siz şu halime.

Bugün madem aklıma düşündüklerim gelmiyor,kendimce aklıma gelen şeyleri yazayım.İlla bir konu olması zaten gerekmez.Burası haber bülteni değil.Bende o bol makyajlı,kusursuz spiker hatunlardan değilim.Spiker deyince geldi aklıma.Aslında tam olarak şöyle oldu bağlantı;
haber bülteni-spiker-flash tv-yuh amk.
Flashback deniliyor olsa gerek bu olaya.O kanal nasıl iğrenç bir kanaldır.İzleyen insanlar varmı diye merak ediyorum.Ama saçma yani,var ki yayına devam ediyor.Allah korusun o tür kanallardan.İnsanı tv den soğutur.Allah düşmanıma vermesin.

*Bugün halkımızın ne kadar kaba olabileceğini -bir kez daha- gördüm.Sırada beklerken gelen giden direkt aradan geçerken bana çarptı.İyi küfür ettim.İnsan döner bir pardon vs der.Neyse.Komşu kadında beni gördüğü halde küt diye kapattı dış kapıyı itekleyerek.Halbuki bıraksa kapı kapanana kadar yetişirim.Dingil karı ya.töbe töbe...
*Sigarayı çok içtiğimi farkettim.Bugün zam vs gelir diye aklıma bir korku düştü.Anammm..Allah göstermesin.
*Yine elime geçen parayı filme ve kitaba yatırdım.Akıl yok gibi geliyor.Yok ama cidden.Neyse.
*Yüksek Sadakat-Haydi Gel İçelim...Tavsiye edilir.Enfes bir parça.Bu evrende bir tozsun,tarih seni unutsun....
*Dur açayım o şarkıyı.Bekleyin az..
*En sonunda buldum.Bir ara klibini koyarım.Klipte çok güzel.
*Bedelli askerlik çok pahalı lan.Bence paralı asker sistemine artık tam bir geçiş olmalı.Yok eğer zorunlu askerliğe devam edilecekse iş adamları,bürokrat ve yüksek rütbelilerin çocukları veya yakınları da doğu da çatışsın.Savaş hiç olmasa çok çok çok daha iyi tabi.
*Gecekonduya ateş düştü;Şehit haberi.
*Emekli babanın göz yaşları;Şehit haberi.
*Villaya ateş düştü;s.ktir git lan!
*Yok öyle bir dünya.
*RTÜK çok saçma değil mi?Kadına şiddet olan sahneleri yayınlarken korkmuyor çocuklar etkilenir diye.Ama sigara niyeyse mozaikleniyor.Sanki sokakta görmüyor çocuklar sigara içenleri.
*Doğrusu kadına şiddet sokaklara kadar indi.Önüne gelen şiddet uyguluyor.Ayıptır.İnsanlıktan çıktınız iyice olum.
*Böyle maddelerin başına '*' işareti koyunca pek güzel oluyormuş.Çok sevdim.Bir kaç tane yapayım.
*
*
*
*
*
*
*Neyse hevesimi aldım.Son bir kaç şey daha söyleyip bugünlük yazıyı sonlandırıyorum.
*Yiğit Özgür'ün Yeni Rakı için çizdiği karikatürleri bulun bir yerden.Çok güzeller.Bende hepsi var.Ama çok uğraştım toplamak için.Sizde uğraşın olum bana ne allasen yaa.
*Bülent Ersoy gerçekmi bu arada?Yoksa hani böyle tipleme bir karaktermi Avea reklamlarında ki Fasulye gibi?Bazen inanamıyorum.Nihat doğanda öyleymiş gibi geliyor.Biri lütfen beni aydınlatsın.
*Acun eskiden futbol habercisiymiş lan.Sergenle falan konuşması -tam röportaj değil maçtan sonra işte- var adamın.Şimdide o saçma programda beraberler.Nasıl oldu hiç bir fikrim yok.Sergen ve yarışma ne alaka onu da anlayamadım.Hülya Avşar hele.Koca ülkede onları kaldı ünlü?Ne alaka yani anlayamıyorum onlar ve yetenek??....
*Bu son;Facebooktan önce hayatımız nasıldı?Nasıl dürtüyordu insanlar birbirini?Mal gibi nasıl bağlandınız o siteye allasen.İlkokul bebeleri bile bu yüzden kavga ediyor.Yok face hesabında eklememiş,yok şifresini çalmış......Nasıl bir sürü psikolojisi bu anlayamadım gitti.
*Son demiştim ama saat geç olacak birazdan yatıp uyuyayım ya.
*Hadi Allaha emanet olun.Güzel bir dünyaya gözlerinizi açmanız dileğiyle.Bu sondu işte.
*Vallaha.....

9 Mart 2012 Cuma

Selamlar,Hürmetler vs vs.

Selam yeni nesil.Başım ne kadar dönse ve her tarafım ağrısa da (yok yok dayak falan yemedim,tekrar hasta oluyorum sadece.) biraz yazmak niyetindeyim.Gittiği yere kadar.Bizleri kimsenin anlamadığı,sadece kendi içimizde sözlerimizin anlam kazandığı bu dünya da bir şeyler çözmeye çalışıyorum.Bakalım sonucu nereye gidecek.Bugün biraz belki onu konuşurum.Veya futboldan konuşalım.O da olabilir.Ama öyle yok bilmem kim forvette sıkıntılı,yok şu takım öbürkünün ağzını kırar,bir diğeri berikinin sülalesini şaapar falan değil elbette.Daha farklı.Neyse ya.Başlayayım artık.

Ya fark ettim de bloğun yarısı hastalıklarla falan dolu.Ulan bünyem hakikaten zayıfmış galiba.Ya da çok yoruluyorum ondan böyle oldum.Bazı günler iki üç saat Sitelerde (Ankara'da mobilyacılar var ya aha orası Siteler dediğim) broşür dağıtıyorum.Soğuğu yiyiyorum ondan sonra toplanamıyorum.Yani çalışmamın bir amacı var mı derseniz evet var.Ama hani 'aa para kazanalımda gezelim vs' değil.Kendi ayaklarımın üstünde durmaya çalışıyorum.Olay bundan ibaret.Bir gün okul,diğer gün iş var şimdi.O yüzden biraz şaftım kaydı.Ben nereye aitim diye düşünüyorum.Kafam allak bullak oldu.Birde tabi tempo ağır.Yoruluyor vücut o yüzden gayet normal olarak.Peki değiyor mu derseniz,orasını şu an söylemem yanlış olur.Bazı şeyler gelecekte belli olacak.Ama seviyorum bazen bu durumu.Kendimi süper kahraman gibi hissediyorum ne yalan söyleyeyim.Hani göğsümü gere gere bağırmak istiyorum; hem okuyup,hem çalıştığımı.Ama gerçek şu ki bu bir meziyet değil.Bende süper kahraman değilim.Sadece toplumun (ailemin de denilebilir ama toplum daha doğru oldu ve güzel oturdu) dayatmalarına karşı gelmek için kafasına göre bir şeyler yapan bir elemanım.Yapabiliyormusun derseniz onun cevabı da henüz yok.Yani çalışmakla,toplum dayatmasının ne alaka olduğunu düşünenler varsa açıklayayım hemen.
Abi şimdi bazı kaideler var toplumda.Ben genelde bunlara ters giderim.Çünkü bana saçma gelir.Tamam bir çok insan kaidelere ters gitmeyi kendince yapmaya çalışır.Ama bu öyle feysten milleti 'monitörüme dokunma eylemi,yok Çorum kaplanları ölmesin diye bugün herkes saat 18.30 da ışıklarını söndürüp söndürüp yaksın' gibi saçma eylemlere davet etmek için yapılan basit durumlar değildir.Zaten ona da kıl oluyorum.Farklıyım der halbuki katıldığı eylemsel hareket zaten milyonlarca insanın kabullendiği olaydır.Neyse.Ben pratikte bu ters gitme olayını yapmaya çalışıyorum.Hani şu 'ee yiğenim öğrencisin sen,daha babanın eline bakıyorsun' gibi laflar mesela bana dokunuyor.Adam iyilikte yapsa bana batıyor.Yani birine muhtaç olmak istemiyorum.Karşılık olarak 'yok dayı ben babamın eline bakmıyorum,koçlar gibi kendi ayaklarımın üstünde duruyorum' diyebilmek bence güzel bir duygu.Ve nice benzer durum.Şimdi uzun uzun açıklamanın anlamı yok.Anlayanların ama alnından öpüyorum.Helal lan sana koç!..

Birde şu futbol olayı bana saçma geliyor.Yani spor olmasa işin içinde kıllanacağım.Ulan zevk ve sağlık-spor kelimesini daha önce kullandım o yüzden sağlık diyorum,tekrara girmeyelim- için yapılan bir şey nasıl olurda para ve hırs olayına dönüyor,gördükçe şaşırıyorum.Karşı takımın,diğer yakımın taraftarına ana avrat kayması ve hatta daha ileri giderek birilerinin ölmesi ne kadar aptalca.Eskiden çok severdim futbolu ama bu alçaklar soğuttu yeminlen.Lan eğlence için var bu futbol,sen niye hayvanlık yapıyorsun!??!Aslında cevabı basit.Futbol amaç değil araç.Millet içinde ki öfkeyi veya hayvansal içgüdüleri öyle bastırıyor.Bu kadar gergin bir toplumda sonuçlarının çirkin olması o yüzden gayet normal.Birde şike mevzu var ki hiç girmeyeyim.Felaket küfür ediyorum.

Ulan hızlı yazacağım diye parmaklarım yoruldu.Gözlerde kaymaya başladı.Neyse.

Bu arada tüm kadınların 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününü geçte olsa kutluyorum.Tabi emekçi,kapitalizm karşıtı kadınların başlattığı bu hareket şimdi kapitalizmin bir kazancı olmak yolunda ilerliyor olsa da.....Daha eşit,emeğin tam karşılığının alındığı ve şiddetin olmadığı nice 8 Martlara inşallah.

Birde fark ettim Kadınlar Gününde bile devlet her yere barikat kurmuş.İnsanların düşünmesinden bile korkuyorlar.Bu kadar korkuluyorsa elbet altında bir pislik vardır ya neyse.O pislikleri de anlatacağım.Ama zamanı var her şeyin.'Güzel günler göreceğiz çocuklar' anlayacağınız.

Bugünlük benden bu kadar dostlar.Üşenmeden bir tek kelime dahi olsa okuyan tüm herkese çok teşekkür ederim.Yine yazarım arada.Önce kendime geleyim ama.Hadi herkes Allah'a emanet.Sevgi ve saygıyla daha yaşanılabilir bir dünyaya merhaba demek dileğiyle.Esen kalın.





Heyy benim paşa gönlümmm..

Bu şarkı şarap gibi yıllandıkça güzelliği artan bir eser.Klibi ise birçok sanatçıyla beraber çekilmiş.Nice emekler var.Emeği geçen herekese de saygılarla.

Oyy Oyy..

Selamlar.Yemek yiyip,ilaç içtikten sonra eğer olur da baş ağrısı geçerse yazacağım bugünlük esas yazıyı.Şimdilik bakayım dedim.121 ziyaretçim olmuş taa kaç gündür.Ee normal tabi.Ama ilginç olan şu; millet gugıl amcadan cinsel itiraf deyip bulmuş burayı.Vallaha bak.Hani erotik hikaye yazsam başlığı eyvallah.Ama milletin itiraflarıyla kendini tatmin eden bir toplumuz.Garip geliyor.O abazanlarında ta ağzına s...yım.Tövbe yaa.Neyse.Ben kaçar şimdilik.Lan nasıl başım ağrıyor.Oyy..

5 Mart 2012 Pazartesi

Akşam Akşam ....

Yine gerildim,yine sinirliyim.Sebebini pek paylaşmak istemesem de dünya halleri işte.Merhabalar bu arada.Karikatür okuyarak geçen hastalıklı bir gün daha geride bırakıldı.Kötüyüm abi hemde nasıl.Ne beni geriyorsa davul gibiyim.Bugün onu konuşacağım birazda.Neyse.Başlıyorum.

Abi ben stresli,gerilimli adamım.3 yılımı geçirdiğim ve en ufak bir atomuma bile nüfuz etmiş bir ilaçtan kurtulmaya çalışırken insanlardan biraz anlayış beklemek çok mu fazla?Anlayış bile değil aslında.Sadece biraz kıyıda köşede kalma olayı.Aslında başkalarının olan ama benim yıllardır yüklendiğim sorumluluklara karşı biraz paydos istemek çok mu fazla?Bir insana bu kadar yüklenilmez.Yüklenmeyin.Benimde bir yaşamım,bir hayatım,kendimce ufak zevklerim var.Neyse.Bunu anlatmakta ki amacım aslında herkesin benzer şeyler yaşaması.Toplumda sorumluluk kayması diyebileceğimiz bir durum söz konusu mevcut.Herkes birbirinin sorumluluğunu yüklemiş sırtına.Sırf bazı insanlar ayrıcalıklı diye.Sırf bazı insanlar 'yok ben hastayım,yok benim basurum var,yok ben ipneyim' deyip köşeye çekildiği için bu durumları yaşıyoruz.Lisede yanınızda oturan piç arkadaşınız olabilir o sorumluluğu size yükleyen,sizden geçinen sevgiliniz olabilir,iş yerinde sürekli kaytaran dostunuz olabilir,sınıfta ders anlatmak yerine gazete okuyan ve buna rağmen kazık sorular soran hocalarınız olabilir bu sorumlulukları size yükleyen.Siz elinizden geleni yaparsınız ama bir yerde ağır gelir.Taşıyamadığınız zaman suçlu siz olursunuz.Vallaha bak.Bu hayat böyle.İyilik yapmaya gör.Hemen binerler adamın tepesine.Neyse.Düşünerek okuyunca ne demek istediğimi çok net anlayacaksınız.Anladığınız zamanda 'hakkaten lan siktiiirrr,görüyormusun olayı anaa.' yapacaksınız.Şimdiden söyleyeyim.Ben öyle oldum çünkü.Bugün değil ama daha önce.Peki ne yapmalıyız?Yapacak az şey var.İnsanlara hakettiği değeri verip,hakedene iyilik yapacaksınız.2+2=4 abi.

Bugün fazla yazmayacağım.Sigaramı bitirip az daha karikatür okuyup kendimden ve olaylardan biraz uzaklaşmayı buna bağlı olarak sabaha daha az 'hastalıklı' kalkmak niyetindeyim.Tabi yine uyuyamayacağım o başka.Olsun.Hadi selametle.Bu arada bloğa ilgi sıfır.Oradan buradan yanlışlıkla girenleri saymazsak.Şuraya iki tane çıplak hatun koysam etikete cinsel içerik yazsam daha çok takipçisi olur buranın.Farkındayım.Eğer birileri ciddi anlamda takipçi olursa gerçek hayattan bir şeyler yazmak çok güzel olacak.Henüz başlamadım bile.Hep öyle denilir biliyorum ama yok yani cidden başlamadım.Ben başlamadan önce bitmem inşallah.Hadi selametle..



Bu reklam çok hoşuma gitti.Beni alıp götürdü.Yayınlanmamış ama olsun.Hadi selametle.

Yine Ben Geldim Kızlar..

Kaç gündür yazmıyorum.Kendimce sebeplerim var tabi.Akşam yazacağım hepsini.Şimdilik bir nabız yoklamak ve varsa okuyan onlara ölmediğimi göstermek için yazdım.Akşam görüşmek dileğiyle.Ben azıcık metal dinleyeceğim.