24 Nisan 2012 Salı

Bitti de Kurtuldum Doğum Günümden.

Selam millet.Bir doğum günü senfonisi daha bitti 2-3 gün önce.Ve diğerleri arasında yerini aldı.Toplam hasılat şöyle:ailem,eski iki dostum,halam ve Sevgilim.Sadece bu dediğim kişiler kutladı.Her doğum günümde olduğu gibi yine bir yerlerim acıdı veya ağrıdı.Bu sefer dişlerimden çektim.Daha öncesinde kafayı yarmışlığım,lif kopartmışlığım,dikiş attırmışlığım oldu doğum günlerimde.Bu sefer ucuz atlattık.Birde şöyle bir hediyem oldu ki...Doğum günü sabah kalktım işe gittim iki vesaitle.Şirketin kapısını çaldım açan olmadı.Patronları aradım,kapalı çıktı telefonları.Bir çalışan abimizi aradım.Koca turizm şirketinin iflas ettiğini o zaman anladım.Canım sıkıldı üzüldüm.Severdim patronları da çalışanların biri hariç diğerlerini de.Ne hayallerim vardı.Tam alışırken şirket battı.Bir de açıkça ifade etmek gerekirse;bana haber verilmemesi koydu vallaha.Yani bir telefon açmak çok mu zor?Ya da kullandığım şirketin facebook hesabına bir mesaj?Çaldırıp kapatsalar da yeterdi.Ama o kadar değerim olmadığını anladım.Normal gelmedi bu sefer.Sevildiğimi,değer verildiğini hissetmiştim bu sefer.Neyse.Yanılmakta var bu hayatta.Ve ben yanıldım.Neyse.Neyse.Neyse.Allah yardımcıları olsun diye kaç gündür dua ediyorum.Borçlarını öderler inşallah en yakın zamanda.Neyse.

'Neyse' kelimesini ne kadar sık kullanıyorum.Bazılarını bilerek yapıyorum.Ama bu benim sıkıntılı olduğumun,o konuda daha fazla konuşmaktan çekindiğim ve kaçtığım anlamına geliyor ki kötü bir şey.En yakın zamanda üstesinden gelmeye çalışacağım.

Evet dediğim gibi bir doğum günü de 'arkada' bırakıldı.Kimse vazgeçilmez veya unutulmaz değilmiş bunu bana tekrar tekrar kanıtladı.Üzülmedim.Hatta unutulmak sevindirdi.Anlamlandıramıyorum.Ama sanki tüm o bağlardan kopmamın bir göstergesi gibi rahatlattı beni.Sade ve daha yalnız bir yaşam her zaman daha iyidir.Bunu bilir bunu söylerim.

Saat daha 15.00.Erkenden yazdım.Ama baktım ki derse ara verdiğimde yapacak başka hiç bir şeyim yok.Yazayım ulan dedim bende.İyi de oldu.Sesimin duyulmayacağını,duyulsa da önemsenmeyeceğini bilsem de; kendimi ifade etmeye çalışmak bence büyük bir haz.Bu arada biriktirdiğim kuponlar bitti.İnşallah bu hafta gidip alacağım DVD setimi.Ama şu sınav stresinde onun verdiği o ufak haz da solup gitti.Hayırlısı olsun.Hadi şimdilik bu kadar.Hepinize kucak dolusu selamlar.Esen kalın millet.


20 Nisan 2012 Cuma

Kaç Gün Oldu.

Selamlar herkese.Kaç gün olmuş yazmayalı.İtiraf etmeliyim ki takipçi olmadığı için şevkim kırıldı galiba.Başka sebepleri var mı bilmiyorum açıkçası.Neyse.21 Nisan benim doğum günüm.Yani şu saatlerde 20. yaşımın son dakikalarını yaşıyorum.Pek kimse hatırlamayacak yine lan.Olsun hatırlanmak istesem ona uygun biri gibi yaşardım.Yine de ne yalan söyleyeyim çok emek verdiğim insanların o karanlıkta kaybolup gitmesine rağmen bir mesajı çok görmemelerini isterdim.En azından doğru şeyler yapmış olduğumun kanıtı olarak bunu görmek beni mutlu ederdi.

20 yıldır bu dünyada bir yer kaplamaktan fazlası olarak kendime bir şeyler katmaya çalışıyorum.Bilinçli olarak geçirdiğim yaklaşık 16 yıl var.Öncesi bebeklik.Bu 16 yıl neler yaşadım,neler gördüm,kimleri tanıma fırsatım oldu...Hafıza konusunda insanların övgüsünü hep kazanmış olan biri olsam da artık hatırlamakta sıkıntı çekiyorum.Zaten çoğunun izleri hala bir kara leke iken bunu karıştırmak galiba pek doğru bir hareket olmayacak.Neyse.Bugün diğer günlerden bir farklılık taşımıyor hayat.Aslında her gün bir adım yaklaşıyoruz geleceğe ve kopuyoruz geçmişten.Ama resmi olan doğum günü daha bir farkındalık gerektiriyor.Bende birçok kişi gibi öyle hissediyorum.Vay bee.Kaç yıl olmuş hakikaten şöyle bir düşünüce.Bazen geliyor gözümün önüne.Kaç kişi bıraktım ardımdan,kaç kişiyle yaşadım hayatı diye.Tabi şu aralar pek bir yalnız mod da yaşasam da eskiden ne kalabalıktı çevrem.Bu yalnızlığı ben istedim ve ona sahibim.Yakınmıyorum.Sadece bir an durup düşünüyorum.Ve bazı gerçekleri nasıl göremediğimi düşünüyorum.Ama eminim ki her hata beni ders aldığım süreçte geleceğe bir nebze daha çok hazırlıyor ve daha mutlu olmam için benim öğretmenim oluyor.Bunu böyle kabullenmek yaşamak için gerekli.Tavsiye ederim.

Doğum günlerimde pasta yemekten nefret eden bir insan olaraktan -tatlı olan hiç bir şeyi sevmem neredeyse de- bugün farklı olaraktan acılarım ve mutluluklarımla bir pasta yaptım.Tek tek tanımış olduğum herkesten birer öğüt ve hediye aldım.Üzerine bir bir dizdim mumları.Aman Allah'ım şimdiden ne kadar çok olmuş bunlar....Ölenler için son bir kez daha yas tuttum bu yaşımın anısına.Hayatın ağır yükünü taşıyamayan ve başka yollarda kendini kandıran tüm eski dostlarımı selamladım tekrar.Artık geçmişime resmi olarakta bir veda edip anılarıma el salladım sessizce.Görmediler.Mutluluklarımı bir sandığa sakladım ve bıraktım açık kalsın üstü.Acılarımı gömdüm en derin yerlerime ve onların verdiği kuvvetle üfledim yirmi yılın birikmiş tüm dumanını.Artık daha büyük bir adamım işte.Sakallarım daha gür çıkacak,sesim kalınlaşacak iyiden iyiye.Belki o gür saçlarım birazcık daha eksilecek.Ama en önemlisi farkında olmadan hayat biraz daha yüklenecek omuzlarıma.Ve ben el mahkum çekeceğim hepsini.

Evet şu an 21 yaşımdayım saat 00.01.Bitti en sonunda.Bakalım daha kaç yirmi yıl göreceğim.Bu arada yine dilek tutmadım mumları üflerken.Beklentim mi yok nedir bilmiyorum.Ve evet işte sesleri duyorum.Bu yazı kendime armağanım olsun.Evet sesler daha net geliyor.Tüm herkes beni bekliyormuş.
Sesler artık her yanımdan geliyor.
Hepsi biraz yapmacık,biraz gerçekçi gülüyor sanki yüzüme.
Artık etrafımı sardı saracaklar tüm tanıdığım insanlar.
Sabah selam verdiğim belediye işçisi bile burada.
Artık duymamak imkansız.Bağırıyorlar tüm güçleriyle.
Biraz daha çocuk kalsam olmaz mı?
Biraz daha yatayım annemin kucağında.
Biraz daha korkayım gecelerden?
Olmaz mı?
Kabul etmiyor sesler.
Bağırıyorlar.
Biraz daha kalmak istesem de izin vermiyorlar.
Büyüdüm....
Sesler.
Sesler.
Bağırıyorlar beynimin içinden;
İyi ki doğdun,iyi ki doğdun,mutlu yıllar saaanaaa..
Bekleseniz keşke.
Birazcık daha tırmanmak istiyordum ağaçlara.
Biraz daha sallanmak salıncaklarda.
Biraz daha gülebilmek doğallığımla...
Artık hemen yanımdalar.
Duymak istemiyorum.Kurtarın beni..
İyi ki doğduunnn..........

12 Nisan 2012 Perşembe

Oyy..

Lan nasıl yoruldum ya.Gözlerim vs kapanıyor,kendimi zor tutuyorum.Başım ağrıyor.Vücuda biraz özdeyiş yüklemesi yaptım bir beş on dakika.Ne güzel söylemiş adamlar.Hakikaten çok saygı duyuyorum.Bende isterdim öyle laflar edebilmeyi,gerektiğinde taşı gediğe koyabilmeyi.Ama o eskidendi.Şimdi ancak saçmalıyorum.

Bugün yazımı yazıp bugünün kotasını doldurmuştum.Farkındayım.Yalnız yine yazmak istedi canım.Yani öyle bir konu yok aklımda.Veya bir şeyi yazmak için gelmedim.Öylesin yazıyorum.Beni rahatlatıyorsa bence bir mahsuru da yok.Kimseye zararım da yok.Okuyan da yok.Ben arada dönüp okuyorum ve yol almışmıyım diye bakıyorum.Ama galiba geriledim bile.Yani şu sıralar pek monoton geçiyor hayatım.Her şey önceden yazılmış gibi.Buna bir çözüm bulmam lazım.Kendimi tekrar etmem,bu hayatta yol kat etmem için olumsuz bir süreç.Ve ben önümde ki yolları yürümeliyim,zorlulara göğüs gerip; bu dünya da var olan amacımı yerine getirmeliyim.

Neyse.Esnemekten ağzım yırtılacak bir gün.Bu arada ek iş buldum.Parası da iyi.Şimdi çalıştığım şirkete devam edeceğim yine.Pek para alıyorum denemez oradan.Çünkü iş yapmıyorum.Sık gidemediğim için bir konuda uzman olup ona yönelemiyorum.Ancak ayak işleri işte olursa.Ama iyi oluyor.Bakalım iki işi ve okulu aynı anda götürebilecek miyim..Zor gibi gözüküyor.Ve işte tam da bu yüzden beni kendine çekiyor.Bunu başarırsam kendimi,kendime kanıtlarım ve maddi anlamda daha çok rahat ederim.Kimseye karşı bir sorumluluğum olduğunu düşünmüyorum açıkçası bu tür şeylerde.Kendime karşı sorumluyum.Bu yüzden kimseye kendimi kanıtlamama gerek yok bu konularda.Yapabilirim.İnanıyorum.Yapacağım da inşallah.Yakında bir iş görüşmem olacak.Bakalım neler olacak.Hayatımı olabildiği kadar dolduracağım.Pazar günlerim boş şu sıralar.O günü de gönüllü olarak hayvan barınağında çalışarak geçirmek niyetindeyim.Orayla konuştum.Kabul ettiler.Yardımcı olacağım sonuçta.Bir yandan böylece kendimi ve hayatı düşünecek zamanım olmayacak.Daha rahat edebileceğim.

Neyse bugünlük bu kadar yeter.Tabi gelişmeleri yazarım.Şimdilik bu kadar.Hadi öptüm üzengi kemiğinizden.Selametle.

Geldim,Gördüm,Gidiyorum Hesabı..

Merhaba.Kimse özlemedi biliyorum ama ben şahsen özledim burayı.Olmak istediğim ve olmam gereken yer tam olarak burası çünkü.Neyse.Bugün yine adam akıllı bir yazı yazamam.Çünkü yarına ödevlerim var.Sınav yaklaştı.Elimden geleni yapmam lazım artık.Bu sefer kazanamazsam 'kaybederim'.Bu da en son istediğim istediğim şey.Neyse.Aklıma dün otobüste radyo dinlerken gelen bir şeyi anlatıp hafiften kaçacağım.Başlıyorum anlatmaya.Arr yuu reeediii???(are you ready?=hazırmısınız?   heheh böylece bir kesime geri zekalı muamelesi yaptım.)

Şimdi radyoda bir slogan duydum.Diyordu ki bu seslendirmeyi yapan amcamız; 'her elbise bir aşktır'.Lan en fazla iki yıl sonra yer bezi olacak bir kıyafet parçası nasıl bir aşk olabilir?Pazarlama yapmak için bu klişenin kullanılması beni açık açık rahatsız ediyor.Sadece bu reklam değil.Birçok marka ve sektörde bu kullanılıyor.

Monda Oto;Araba aşkına..
Çıtırpıtır Kuruyemiş;Aşkla 25 sene ,kuru yemişte bir marka.
L.C.Mahmut Hakiki;Elbiseyi aşkla dokuyoruz vs..

Lan olum manyak mısınız siz?Parayla değer biçilebilen ve hayatımızda en fazla birkaç yıl kullanacağımız bir şeyin ne alakası var aşkla?Kuru yemiş örneği verdim ya;sanki o kuru yemişi kavururken mum ışığında şarapla yapıyor işini.Veya otomotiv fabrikalarında her arabayı okşuyorlar sanki ayrılırken.Lan bunları para kazanmak için yapıyorsunuz.Sattığınız ürünün gözünüzde ki değeri ; isim ve para.Bu açıkken ne diye aşkı kullanıyorsunuz?Kimse de demiyor zaten ; aaa aşkla dokunan elbiseyi alalım falan diye.

Abi abartmıyorum bunları yazarken.Aşk önemlidir.Aşk öyle her yerde kullanılabilecek bir şey değildir.Biraz değer verin bu olguya.Artık bu kelime ağızlardan o kadar çok dökülüyor ki..İki gün gördüğü kızı iki ellemek için serefsiz bir adam kullanıyor,malını pazarlamak için dolandırıcı reklam şirketleri kullanıyor,ilgi çekmek için sözde platonik dingiller kullanıyor....Yolda ki kaldırım taşı kadar değeri kalmadı.Kaldırım taşları bile değerlidir.Yalnızlara dostluk eder,Aşkların şahididir.O değerli aslında.O yüzden değiştiriyorum; feysbukta ki paylaşılan bir komik video kadar değerli değil şu an bu çok kullandığımız Aşk kelimesi.Bu kadar basitleştirdiniz.Bu kadar acınası hale getirdiniz.O yüzden kızıyorum.

Neyse.Bu konu önemliydi bence.O yüzden yazdım.Saçma gelebilir ama cidden öyle yani.Bence Aşk bir din gibi kutsaldır.Onu o kadar anlamsızlaştırmak gerçek olan Aşka bir hakarettir.Ayıptır.Hadi benden bu kadar.Daha yazardım bu konuda.Yazacağım da.Ama şimdi biraz dinlenmem lazım.Malum birçok işim var dersle alakalı.Hades selam eder.

3 Nisan 2012 Salı

Benim Çektiğimi Kara Tren Çekmez!..

Selam herkese.Hastalık geçer gibi oluyor.Ama bu seferde boğazlarım kötü.Birde buna ek olarak porselen dişimi yapan adam düzgün yapamadığı için bugün o dişi kırarak almak zorunda kaldı çene cerrahı.İlk 5saat yoğun,sonraki 3 saat hafif olarak kanamam oldu dişte.Hala sızlıyor vs.Allah'tan bu işlemi yapan cerrah iyiydi.İmplant(yanlış yazmış olabilirim ama şu vidalama yöntemiyle takılan diş) yaptırılana kadar yemekleri çiğnemekte sıkıntı çekeceğim.En az 3 ay.Kötü oldu.Daha gözlükte alamadım.Kötü oldu yani kısaca.Param yok.O yüzden siteye her an bir travesti,erotik site vs reklamı falan alabilirim.Şaka lan.Hem ben yapmam hem de onun getireceği paraya bakarsak en az 20 yıl gözlüksüz ve dişsiz kalırız.Başka yöntemler aramam lazım.

Bugünlük fazla yazmayacağım.Biraz ara vermek iyi olacak.Ama güzel bir yazı ile dönmek niyetindeyim.Tabi bugün boş durmayacağım ve sizlerle yeni keşfettiğim bir power metal grubunun parçasını sunacağım.Metalci değilim.Ama güzel söylüyor adamlar ve çok zor yaptıkları iş.Neyse.Benden bu kadar.Hadi selametle.Attila Dorn ve Powerwolf grubu ile sizleri baş başa bırakıyorum.Saygılar.Sağlıklı ömürler diyeyim birde,çünkü sağlık vallaha çok önemli.Tecrübeyle sabittir...